Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; el atmanın önlenmesi ve yıkım talebine konu 5,11 m2 lik kısım üzerinde davalıların herhangi bir müdahalelerinin bulunmadığının tespit edildiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan terkin, el atmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk T.C....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil; karşı dava temliken tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava bakımından el atmanın önlenmesine, yıkıma ve kısmen ecrimisile karar verilmiş; karşı dava ise usulden reddedilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve yıkımı istenen şeyin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)....
Bu durumda kamu yararı kararı alınmamış olsa bile, irtifak kurulmuş sayılacağından idarenin taşınmazdan el atmasının önlenmesi istenemeyip, sadece irtifak hakkı karşılığı istenebilir. Bu nedenle el atmanın önlenmesi ve kal davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne dair hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Enerji nakil hattının davacının arazisi üzerinden ve açıktan geçirilmiş olması nedeniyle el atma tarihi olan 1992 tarihinde yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 653/son maddesi uyarınca enerji nakil hattının geçirilmesiyle irtifak hakkı kurulmuş sayılır. Bu durumda kamu yararı kararı alınmamış olsa bile irtifak kurulmuş sayılacağından idarenin o taşınmaza müdahalesinin önlenmesi istenemeyip sadece irtifak hakkı karşılığı tazminat olarak istenilebilir. Bu nedenle pilon yeri bedeli ile ecrimisil bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik yok ise de mahkemece el atmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmemesi doğru değildir....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür. Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi ve yıkım isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir....
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir. 1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Yargılama sırasında yapılan keşif ve keşif neticesinde dosyaya ibraz edilen 22.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda, kroki 2 de C harfi ile gösterilen 3,93 m2 alanda, balkon çıkıntısı yapılmak suretiyle davacı taşınmazına el atıldığı tespit edildiğinden, bu bölüm ile ilgili olarak da yıkım kararı verilmesi gerekirken, tecavüzlü binanın ekonomik ömrünün bitimi süresi boyunca devam etmek kaydıyla üst irtifak hakkı tesisine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Davalılar vekili, davanın reddini savunmakla birlikte, yapılacak keşif sonucunda müvekkillerinin herhangi bir tecavüzleri var ise iyiniyetli olmaları nedeniyle bedeli mukabilinde taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin devredilmesini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak el atmanın önlenmesine, tecavüzlü yapıların kaline ve haksız işgal nedeniyle ecrimisile karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin her biri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK mad. 26; 297/2)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Asıl dava, tapulu taşınmaza taşan kısım bakımından elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Birleşen dava ise dava, Türk Medeni Kanunu’nun 725. maddesine dayalı taşkın yapı nedeniyle temliken tescil istemine ilişkindir. TMK'nun 683. Maddesinde düzenlendiği üzere; "bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir. " El atmanın önlenmesi davalarının konusunu büyük ölçüde ayni haklar teşkil eder. El atmanın önlenmesi davasının kabul edilebilmesi için el atmanın haksız olması gerekir. El atan kişinin kasıtlı ve kusurlu olması şart değildir. El atan kişi geçersiz bir hukuki sebebe dayanıyor ise el atmanın önlenmesi davası açılabilir....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, irtifak hakkına dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin bulunduğuna göre Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanunun 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı ile davalı ......