Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Adıyaman ilinde kamulaştırmasız el atma nedeniyle her yıl sayısı beş binleri geçen tazminat davalarının açıldığını, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde davacı lehine belli bir tazminata, davalı kurum lehine de irtifak hakkı tesciline karar verildiğini, irtifak hakkının tapuya tescil edilebilmesi için kararın kesinleşmesi ve tescil tarihinde ilamda adı geçen davacının malik olması gerektiğini, dilekçelerinde verdikleri örneklerden anlaşılacağı üzere dava açan maliklerin yargılama aşamasında ve hatta karar kesinleştikten sonra mülkiyet devri gerçekleştirebildiklerini, bu halde irtifakın tescilinin mümkün olmadığı gibi kurumun ilamla kendisine yüklenen bedeli ödemesine rağmen bu bedel karşılığı hak kazandığı irtifak hakkının tescil edilemediğini, kamulaştırmasız el atma dosyalarında davalıdır şerhi taleplerinin mahkemeler tarafından kabul edilmediğini, kararlarda kesinleşmiş mahkeme kararlarının fen bilirkişisi raporu ile birlikte...
Ancak; Dava konusu 19 nolu parsele tünel yapılmak suretiyle kurulan daimi irtifak hakkının davacı idare adına tescili gerekirken, Hazine adına tesciline karar verilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın birleşen dosya için kurulan hüküm fıkrasının 1. bendindeki (maliye hazinesi) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (davacı idare) ibaresinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu kararda irtifak alanın 361,00 m² olduğu belirtilmiş, alınan fen bilirkişisi raporunda ise bu eski kamulaştırma kararındaki taşınmaz ile dava konusu taşınmazın ve hattın aynı hat olduğu, zemindeki irtifak alanının 607,81 m² olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu durumda taşınmazın tapu kaydında kayıtlı ancak alanı belirtilmeyen irtifak hakkına dayanak olan eski kamulaştırma kararında belirtilen alandan daha fazla alan kaplayan zemindeki hattın bu fazla alanının tescilsiz olduğu bu nedenle Kadastro Kanunun 12/3 maddesinin uygulanmasına yer olmamasına göre artan kısım için kamulaştırmasız el atma bedelinin hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi, Davacı vekili yargılama esnasında, taşınmazların kaydında bulunan irtifak hakkına ilişkin şerhlerin yolsuz olduğunu belirterek, bunların terkini için dava açmak üzere süre verilmesini talep etmiştir....
Yönetimi vekili...... parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içerisinde kaldığını ileri sürerek tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili, taşınmaz üzerinde .... lehine kurulmuş irtifak hakkının terkini, taşınmaza elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile.... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptaliyle taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının el atmanın önlenmesi talebi ve davalı .....’a yönelik davasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ile davalı ..... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle tescili, şerhin terkini ve el atmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1045 KARAR NO : 2022/1277 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : OVACIK(TUNCELİ)ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2022 NUMARASI : 2020/19 ESAS - 2022/8 KARAR DAVA KONUSU : Üst Hakkı Kurulması (İrtifak Hakkının Kaldırılması) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Tunceli, Ovacık ilçesi, Köseler Köyü 544 parsel sayılı tarla vasıflı 125.671,89 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz üzerinde 06.05.2014 tarih ve 158 yevmiye sayılı işlemle davalı lehine 30 yıl süreli irtifak hakkı tesis edilmiş ise de davacının 2017- 2018- 2019 ve hakkın terkin edildiği 2020 yılına kadar olan irtifak hakkı bedellerini ödemediğini, bu miktarın % 25 tazminat tutarı, gecikme zamlarıyla birlikte 25.06.2020 tarihi itibariyle 62.682,85- TL olduğunu ileri sürerek irtifak hakkının iptali ile tapudan terkinine, 62.682,85- TL ile irtifak hakkının tahsiline karar verilmesini...
Yargıtay 5.HD'nin emsal niteliğindeki 2009/11639- 2009/12182 E-K, 2010/12314- 2010/19634 E-K, 2010/6215- 12195 E-K sayılı kararlarındaki belirlemeler gözönüne alındığında taşınmazdan kamulaştırma yapılmaksızın geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle davalı idare lehine irtifak hakkı tesis edilmesi halinde, tesis edilen irtifak hakkının tapuya tescil edilmesi yerine, Kamulaştırma Kanununun 31/b maddesi uyarınca satılamaz şerhinin konulması maddenin düzenleme amacına uygun düşmemektedir....
Genel Müdürlüğü lehine irtifak hakkı tesis edildiğini, şerhin hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, bu nedenle 445 ada 3 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde davalı lehine olan şerhin tapudan terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davacının rızai ferağı ile kamulaştırma işlemlerinin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, vekalet yetkisinin bulunduğu iddia edilse de ispat edilemediğinden tapudaki irtifak hakkının dayanaksız kaldığı gerekçesi ile şerhin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
Bu durumda; idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi de dikkate alınarak münavebeye esas alınan ürünlerin, değerlendirme tarihi olan 2014 tarihi itibariyle dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının, ilgili resmi kuruluşlardan alınan verilere göre tespit edilmesi gerekirken, 2013 verisine göre hazırlanıp, belirlenen kamulaştırma bedeline ÜFE oranı uygulanmak suretiyle endeksleme yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması, 2)Dava konusu 1880 ve 2003 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında ... lehine irtifak hakkı tesis edildiği anlaşıldığından, mahkemece bu irtifak hakkının taşınmazlarda meydana getireceği değer düşüklüğü yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru olmadığı gibi; 3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine...
Kadastro Mahkemesinin 1994/16 E. sayılı dosyası ile arsa niteliğiyle yapılan tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, taşınmazın tapu kaydında ... adına yer alan kullanım ve Türkiye Taş Kömürleri Kurumu lehine yer alan irtifak şerhlerinin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, ... ada ... parsel tapu kaydının beyanlar hanesindeki "1981 yılından beri ... kullanımındadır" şerhinin ve 07/04/1989 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle Türkiye Taş Kömürleri Kurumu lehine tesis edilen irtifak hakkının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapunun beyanlar hanesinde yer alan şerhin terkini istemine yöneliktir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Adıyaman ilindekamulaştırmasız el atma nedeniyle her yıl sayısı beş binleri geçen tazminat davalarının açıldığını, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde davacı lehine belli bir tazminata, davalı kurum lehine de irtifak hakkı tesciline karar verildiğini, irtifak hakkının tapuya tescil edilebilmesi için kararın kesinleşmesi ve tescil tarihinde ilamda adı geçen davacının malik olması gerektiğini, dilekçelerinde verdikleri örneklerden anlaşılacağı üzere dava açan maliklerin yargılama aşamasında ve hatta karar kesinleştikten sonra mülkiyet devri gerçekleştirebildiklerini, bu halde irtifakın tescilinin mümkün olmadığı gibi kurumun ilamla kendisine yüklenen bedeli ödemesine rağmen bu bedel karşılığı hak kazandığı irtifak hakkının tescil edilemediğini, kamulaştırmasız el atma dosyalarında davalıdır şerhi taleplerinin mahkemeler tarafından kabul edilmediğini, kararlarda kesinleşmiş mahkeme kararlarının fen bilirkişisi raporu ile birlikte...