Feragat, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemidir. Feragatten dönülmesi ve HMK'nın 176. maddesine göre, ıslah yolu ile feragatin hükümsüz kılınması olanaksız ise de, irade bozukluğu hallerinde feragatin iptali istenebilir (HMK'nın m. 311/1-2. cümle; Kuru, B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt: IV, İstanbul 2001, sahife: 3646 vd.). Bilindiği gibi, feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelmektedir. Davadan feragat neticesinde, feragate konu hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz (Postacıoğlu, İ.E.: Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Bası, İstanbul 1975, sahife: 479). Feragat, 6100 sayılı HMK'nın 311. maddesi hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun'un 309/2. maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun'un 310. maddesi uyarınca davadan feragat, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür....
Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/576 Esası üzerinden açılan davadan feragat sebebiyle mahkemece 2020/823 Karar sayılı ilamla davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve kararının 01/06/2021 tarihinde kesinleştiği, eldeki dava ile feragatin gerçek irade ve isteği yansıtmadığı, kayıtların karışması sebebiyle sehven gönderildiği ileri sürülerek feragatin iptali ile icra takibinin devamının talep edildiği, mahkemece ileri sürelen sebeplerin feragatin iptalini sağlamadığı gerekçesi ile kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 311. maddesi “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmü yer almaktadır....
(IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
Davacı taraf eldeki davayı açtıktan sonra yargılama sırasında 07/07/2017 tarihli ve kimlik tesbitli dilekçesi ile davadan feragat etmiş İlk derece mahkemesince de feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ,ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf itirazında bulunulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 309/2. maddesinde, feragat ve kabulün hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı ve 311. maddesinin birinci cümlesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir. Ne var ki, davacının feragat beyanının hukuken geçerli bir iradeye dayanmadığı belirtilerek karar istinaf edildiğine göre; HMK'nın 311. maddesinin "İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklindeki ikinci cümlesi gözetilerek davacının feragat iradesinin geçerli olup olmadığı hususunun incelenebilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....
Ancak, davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, davacı ...'un 7.12.2010 tarihli dilekçe ile feragat ettiğini, 22.12.2010 tarihli dilekçeyle de feragatinden vazgeçtiğini bildirdiği; daha sonra davacı vekili tarafından verilen dilekçelerde, oğlu olan davalının tehditleri ve baskıları sonucunda davacı ...'un feragat beyanda bulunduğu ileri sürülmüştür. Öyle ise, anılan feragat beyanının tehdit, hata ve hile sonunda yapılıp yapılmadığının aynı dava içerisinde ve hadise şeklinde incelenerek araştırılması ve değerlendirilmesi zorunludur. Bilindiği ve HMK' nun 311. ( 1086 sayılı HUMK.'nun 95.) maddesinde de ifade edildiği üzere feragat yapıldığı anda karşı tarafın irade beyanına gerek kalmaksızın kesin hüküm sonuçlarını doğurur. Bu bildirimden sonra tek yanlı irade beyanı ile feragattan dönülmesine olanak yoktur....
Davacı vekili 02/11/2017 tarihli havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. 6100 S. HMK.'nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
İlgili Hukuk Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesinde, “Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükümlerine yer verilmiştir. 6.3. Değerlendirme Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılıp, (VI/3.) numaralı paragrafda yer verilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir....
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. MADDE 310- (1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. MADDE 311- (1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." hükümlerine haiz olup davacı vekilinin feragat dilekçesi sunup vekaletnamesinde de feragat yetkisinin olması sebebiyle, feragat sebebiyle davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
HMK nun 309. maddesi "(1)feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2)feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3)kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4)feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır." hükmünü amirdir. HMK nun 310. maddesi "(1)feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir." hükmünü amirdir. HMK nun 311. maddesi "(1)feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." hükmünü amirdir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde HMK 311. maddesi gereğince feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından davacının davasından feragat etmiş olduğu görülmekle açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." hükmünü amirdir. Açıklanan nedenlerle davadan feragat, kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, davalının kabulüne dâhi bağlı değildir. bu durumlar karşısında davacının davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının davasının feragat sebebiyle REDDİNE, 2-Alınması gereken 26,90 TL karar harcının peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla harcın karar kesinleşince talep halinde davacıya iadesine, 3-Yaptığı giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Bakiye gider avansının karar kesinleşince yatırana iadesine, Dair, HMK. 320/1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye mahkemesine İstinaf Yolu açık olmak üzere karar verildi 16/12/2022 Katip ......