Mahkemece, davaya konu taşınmaz ile ilgili düzenlenen resmi senedin unsurları itibariyle TMK’nun 881.maddesinde düzenlenen ipotek olduğu, kaldı ki davacı tarafın davasını açarken ipoteğin fekkini talep etmiş olmakla resmi senedin ipotek olduğunun kabul edildiğini, ıslah dilekçesi ile borçsuzluğunu talep etmiş ise de, dava dilekçesinde davaya konu olmayan bir talebin ıslah yolu ile dava kapsamına alınmasının mümkün bulunmadığı, ipoteğin ortak sıfatıyla verilen bir teminat olmadığı, resmi senedin düzenlenmesinde kullanılan vekaletnamede de ipotek tesis etme yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle ipoteğin fekki talebi içinde esasen menfi tespit isteminin de yer almasına ve akdi ilişkinin devam etmesi nedeniyle ipoteğin teminat niteliğini koruyacak olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz...
Dairemizin 21.04.2009 tarih ve 2009/3091 E., 2009/3457 K. sayılı bozma ilamında; '' Dava konusu ipoteğin bankadan kullandırılan kredinin teminatı ve banka nezdinde doğmuş ve doğacak bütün borçların teminatı için tesis edildiği dosya içeriği ile sabittir. '' denilerek ipoteğin doğmuş ve doğacak bütün borçların teminatını teşkil etmek amacıyla tesis edildiği açıkça belirtilmiştir. Mahkemece bu bozmaya uyulmakta bir taraf lehine diğeri aleyhine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Hal böyle olunca taşınmazı ipotekli haliyle satın alan kişi de ipotekle teminat altında doğacak borçlardan da sorumlu olup borcun dava açıldıktan sonra kapatıldığı ve bu nedenle ipoteğin yargılama sırasında fekkedildiği dosya içeriğinden anlaşıldığından dava tarihi itibariyle ipoteği fekketmemekte davalı bankanın haklı olduğunun kabulü gerekir....
AŞ ile bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini ve müvekkilinin dava dışı üçüncü kişi ile sözleşme imzaladığını, sözleşme ilişkisi sona ermesine rağmen taşınmazda bulunan ipoteğin kaldırılmaması üzerine keşide edilen Üsküdar ... Noterliğinin 27.09.2010 tarihli ihtarıyla ipoteğin fekkinin talep edildiğini, davalı şirketin ipoteği kaldırmadığı gibi alacak iddiasında bulunduğunu, ancak müvekkilinin sözleşme nedeniyle davalılara borcunun bulunmadığını, ipoteğin haksız şekilde kaldırılmaması nedeniyle müvekkilinin zarar uğradığını ileri sürerek, taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ...'in maliki olduğu taşınmaz üzerine 04.09.1995 tarihinde ... AŞ lehine ipotek tesis edildiğini, davacı ... ile ... Aş arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ile dava konusu taşınmaz üzerindeki akaryakıt istasyonunun işletilmesi hakkının davacı şirkete verildiğini, bayilik sözleşmelerinin ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/769 Esas KARAR NO : 2022/123 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 20/09/2021 KARAR TARİHİ : 07/02/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davaya konu olan ... İli, ... ilçesi, .... Mahallesi, ... Ada, ... Parsel sayılı A24 / 17 nolu bağımsız bölümde taşınmazın davacı müvekkili ... adına kayıtlı olduğunu, mülkiyeti davacı müvekkiline ait ... ili, ... İlçesi, ... Mah, ... ada parselde bulunan 17 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinde davalı banka lehine 16/10/2007 tescil tarihli .... yevmiye numaralı 1.600.000 TL bedelli ipotek hakkı bulunmakta iken banka lehine konulan bu ipotekler nedeniyle Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosya ile davacı ... tarafından davalılar ... ve davalı .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, dava dışı ...’ın kullandığı krediye karşılık davacı ...’a ait taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, Haziran 2006 tarihinde kredi alan ... ile ilgili olarak ... tarafından ortaklığın sona erdiğinin bankaya bildirildiğini, alınan kredi borcunun ödendiğini, ipoteğin terkini talepli ihtarname çekildiğini buna rağmen Haziran 2006 tarihinden ve ortaklığın bitmesinden sonra müvekkillerinin iradesi dışında verilen kredi ile ilgili olarak ipoteğin kaldırılmadığını iddia ederek ipoteğin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava konusu edilen ipoteğin resmi akit tablosu incelendiğinde kanuni ipotek olmayıp satış bedelinden bakiye kalan borçla ilgili miktar faiz ve vade içeren yasal tanım itibari ile karz ipoteği olduğu, dava dilekçesinde dava değeri gösterildiği ve mahkemecede bilirkişi incelemesiyle dava değeri belirlenmiş ve dava değerinin belirlenmemesi gibi bir eksiklik te bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf ipoteğin güncel taşınmaz bedeli ödenerek kaldırılmasını istemiş ise de harcı yatırılmış bir karşı davası yoktur. HMK 119. Madde kapsamında dava değerinin gösterilmesi ve belirlenmesi davacının işidir. Ancak somut olayda olduğu gibi ayna ilişkin davalarda mahkemece harca esas değerde resen belirlenir. Bunun dışında davalının talebi ile dava değerinin belirlenmesine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Mahkemece resen TMK 875. madde doğrultusunda karz ipoteğinin dava tarihi itibari ile ulaştığı bedelde belirlenmiş ve hüküm altına alınmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2021/351 KARAR NO : 2022/125 DAVA : İpoteğin Fekki DAVA TARİHİ : 14/10/2014 KARAR TARİHİ : 17/02/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpoteğin Fekki davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının .... parselde bulunan binadaki 105/10132 arsa paylı, 15 numaralı bağımsız bölümün maliki bulunduğunu, bu taşınmaz üzerine önceki malik ... ...'in ....A.Ş borcu nedeniyle davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, ....A.Ş'nin kredi borçlarını tümüyle ödemiş olmasına rağmen ipoteğin kaldırılmadığını, ...yevmiye sayılı ihtarnamesine rağmen yine ipoteğin kaldırılmadığını, ayrıca davalı banka tarafından İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiğini, ipotek borcunun ödenmesi nedeniyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin murislerini dava dışı şirketin davalıya devredilen ... A.Ş’den kullandığı kredilerin teminatı olması amacıyla taşınmaz üzerine ... A.Ş lehine 10.000.00 YTL bedelli ipotek tesis ettiğini, dava dışı şirketin kendi borcunun kalmamasına rağmen davalının taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmadığını ileri sürerek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14.08.2008 havale tarihli dilekçesiyle de davalının dava açıldıktan sonra tapu sicil müdürlüğüne yazı göndererek ipoteğin fekkini talep ettiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığını belirterek davanın konusuz kalması nedeniyle reddine, nispi vekalet ücretine karar verilmesini istemiştir....
İcra Dairesi’nin 2028/33748 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, borçlulara Örnek No:6 İcra Emri gönderildiği, borçlular tarafından takibe itiraz edilmediğinden takibe devam olunarak satış aşamasına gelindiği, bu arada borçlulardan T1 eşi T2 tarafından Çorum Aile Mahkemesine aile konutu olan ipotekli taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde ise ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği ve bu (kaldırılan)ipoteğe dayalı olan takibin iptali için iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı T1 ipoteğe ve takibe konu taşınmazın aile konutu olduğunu, aile konutunun satılamayacağını beyanla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibin iptalini talep etmiştir....
İpotek yönünden yapılan değerlendirmede; ipoteğin hem ipotek verenin şahsına yönelik hem de borcun teminatına yönelik verilebileceği göz önüne alındığında ipotek verenin şahsına yönelik verilen ipoteklerde kefaletin geçerli olup olmadığı ipoteğin de geçerliliğini etkilese bile esasen somut olayda olduğu gibi dava dışı şirket lehine verilen ipotekte kefaletin geçersizliğinin ipoteğin geçersizliğine bir etkisinin olmayacağı yani ipotek verenin ipoteğini kendi kefaleti için vermişse ipoteğin geçerliliğinin kefaletin sıhhatine bağlı olmayacağı, ipotek verenin ipoteğine borçlunun borcu için vermiş ise ipoteğin ipotek verenin sözleşmede kefil olmasına bağlı bulunmayacağı dolayısıyla ipoteğin kendi başına hüküm ifade edeceği bu nedenledir ki taraflar arasında imzalanacak sözleşme geçersiz olacak olsa bile ipoteğin varlığını ve geçerliliğini devam ettirebileceği ancak kendi kefaleti yönünden verilen ipoteğin geçerliliğinin ise bu kefalet sözleşmesinin geçerliliğine bağlı olacağı hususları göz...