alacağın varlığını gösteren hiçbir belgeyi icra dosyasına sunmadığını, alacağın varlığını ispat yükünün davalı tarafa ait bulunduğunu ileri sürerek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla dava konusu taşınmaz üzerine davalı şirket lehine tesis edilen 30.12.2010 tarihli ve 15808 yevmiye sayılı ipoteğin terkini ile ipoteğin geçersiz olması nedeniyle ipotek konusu taşınmazın satışının durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davaya konu taşınmaz üzerinde tapu kaydına göre aile konu şerhi bulunmadığı, gibi böyle bir kayıt olsa dahi aile konutu olması nedeniyle ipoteğin iptali talebinin bu hususa dayalı olarak icra hukuk Mahkemesinden talep edilemeyeceği, aile konutu olması nedeni ile ipoteğin kaldırılması talebinin icra mahkemesinde incelenmesi imkanının bulunmadığı ve bu nedenle başlangıçta ipotek alacaklısının takip başlatmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, görülmektedir; ancak, bununla birlikte ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, takip safahatında icra takip işlemlerinin hukuka uygun halde devamı için ise taşınmaz üzerinde ipoteğin varlığının şart olduğu, davacı T2 tarafından Çorum 1....
İpotek yönünden yapılan değerlendirmede; ipoteğin hem ipotek verenin şahsına yönelik hem de borcun teminatına yönelik verilebileceği göz önüne alındığında ipotek verenin şahsına yönelik verilen ipoteklerde kefaletin geçerli olup olmadığı ipoteğin de geçerliliğini etkilese bile esasen somut olayda olduğu gibi dava dışı şirket lehine verilen ipotekte kefaletin geçersizliğinin ipoteğin geçersizliğine bir etkisinin olmayacağı yani ipotek verenin ipoteğini kendi kefaleti için vermişse ipoteğin geçerliliğinin kefaletin sıhhatine bağlı olmayacağı, ipotek verenin ipoteğine borçlunun borcu için vermiş ise ipoteğin ipotek verenin sözleşmede kefil olmasına bağlı bulunmayacağı dolayısıyla ipoteğin kendi başına hüküm ifade edeceği bu nedenledir ki taraflar arasında imzalanacak sözleşme geçersiz olacak olsa bile ipoteğin varlığını ve geçerliliğini devam ettirebileceği ancak kendi kefaleti yönünden verilen ipoteğin geçerliliğinin ise bu kefalet sözleşmesinin geçerliliğine bağlı olacağı hususları göz...
terkini için görüşmeler yapılmış ve talepte bulunulmuş ancak ipoteğin terkin edilemediğini, alacaklının, borcun ödenmesine rağmen tapudaki ipoteğin terkininden kaçınırsa borçlunun, dava yoluyla tescilin terkinini sağlayabileceğini, müvekkilinin taşınmazı üzerinde kurulan ipoteğin haksız ve dayanaksız olup, uzun yıllardır sürüyor olması nedeniyle müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal eder nitelikte olduğunu belirtmiş, bu nedenle öncelikle davalarının kabulüne, müvekkilinin taşınmazları üzerine davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliğinin 23/08/2021 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya ipoteğin fekkine ilişkin olarak ihtarname gönderdiği, ipoteğin 5 iş günü içerisinde kaldırılmasını talep ettiği, ihtarnamenin davalıya 27/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından kendisine tanınan süre içerisinde ipoteğin fek edilmemesi üzerine davacının iş bu davayı 10/09/2021 tarihinde ikame ettiği, ......
İpoteğin kaldırılması sağlanamadığı takdirde ... Yapı ve Kredi Bankasındaki, Yeşil Enerji A.Ş adına kullanılmış olan bütün kredi hesaplarını nakden ve defaten ödemek suretiyle kapatarak söz konusu gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını sağlayacaktır.'' şeklindedir. Maddenin ilk cümlesinin yorumundan davalı tarafından dava dışı ...'e ait taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin, 28.06.2013 tarihine kadar fek edilmesinin üstlenildiği, ipoteğin bu tarihe kadar kaldırılmaması halinde davalının Yapı ve Kredi Bankası'ndaki, Yeşil Enerji A.Ş adına kullanılmış olan bütün kredi hesaplarını, nakden ve defaten ödemek suretiyle kapatarak söz konusu gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını sağlamayı üstlendiği sözleşmenin bu maddesinde davalıya bir seçimlik hak tanındığı anlaşılmaktadır....
feshinin de davalı şirket tarafından sağlanmadığını, davacı şirket tarafından yapılan imalatlarla ilgili hakediş ve diğer alacak hakları ile ilgili dava ve talep hakkının saklı olduğunu, davalı şirket lehine tesis edilen teminat ipoteğinin teminat altına aldığı hiç bir müvekkil ediminin bulunmaması karşısında ipoteğin hükmen terkini gerektiğini ileri sürerek, yukarıda belirtilen taşınmaz kaydında yer alan 04/04/2013 tarih ve 2755 yevmiye numaralı ipoteğin kaldırılmasını istemiştir....
feshinin de davalı şirket tarafından sağlanmadığını, davacı şirket tarafından yapılan imalatlarla ilgili hakediş ve diğer alacak hakları ile ilgili dava ve talep hakkının saklı olduğunu, davalı şirket lehine tesis edilen teminat ipoteğinin teminat altına aldığı hiç bir müvekkil ediminin bulunmaması karşısında ipoteğin hükmen terkini gerektiğini ileri sürerek, yukarıda belirtilen taşınmaz kaydında yer alan 04/04/2013 tarih ve 2755 yevmiye numaralı ipoteğin kaldırılmasını istemiştir....
İpoteğin terkini sebepleri yukarıda sayılan nedenler olduğundan, mahkemece somut uyuşmazlıkta; davacı ipoteğin kaldırılmasını istemiş ancak ipotek bedelinin ödendiğine dair herhangi belge ibraz etmemiştir. TMK'nın 883 ve devamı maddelerinde belirtilen nedenlerden birinin gerçekleşip gerçekleşmediği yönü üzerinde durularak tarafların delilleri toplandıktan sonra borcun ödendiği ispat edilemezse ipotek bedeli depo ettirilerek sonucuna göre çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, 03.06.1999 tarih, 2140 yevmiye nolu ipotek resmi senetinde belirtilen 3 yıllık ipotek süresinin dolduğu, şeklen süre bitim nedeniyle ipoteğin yolsuz hale geldiği nedenleriyle davanın kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının taşınmazı 435.000 TL bedelle satın aldığı, 07.11.2016 tarihli “Arsa Satış Protokolü” başlıklı sözleşmede, “arsanın satış bedeli, arsa üzerindeki ipoteğin 01.01.2017 tarihine kadar kaldırılacağı, ipoteğin kaldırılmasının teminatı olarak dava konusu çekin verildiği, ipotek 01.01.2017 tarihine kadar kalktığında teminat olarak verilmiş olan çekin iade edileceği” hususlarının kararlaştırıldığı, ipoteğin 01.01.2017 tarihine kadar kaldırılmadığı, çekin teminat çeki olmaktan çıktığı, borç senedi haline geldiği, davacının her zaman lehine ipotek verilen banka tarafından alacak muaccel olduğu takdirde taşınmazın paraya çevrilmesi riskiyle karşıya karşıya kaldığı, ödediği satış bedeline rağmen 700.000 TL bedelli banka ipoteği nedeniyle yapılacak takip sonucunda davacının zarara uğrayacağı, davalının sebepsiz zenginleşeceği, davalının sözleşme kapsamında ipoteğin kaldırılması taahhüdünü belirlenen sürede yerine getirmediği...