ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPTAL - TESCİL Yargıtaya Geliş Tarihi: 25/02/2022 -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40'ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18'inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, inançlı işlemden kaynaklanan şahsi hakka dayalı iptal-tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60'ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi tarafından temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilen dava dosyası üzerinde, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, şahsi hakka dayalı inançlı işlemden kaynaklanan davanın yargılamasının iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine aittir. Bu durumda, 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin üçüncü fıkrasına göre temyiz incelemesini yapacak dairenin Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu tarafından belirlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 21/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır. İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir....
Taraflar arasındaki inançlı işlemden kaynaklanan araç kaydının iptali ile davacı adına tescili olmadığı takdirde rayiç değerinin tahsili ve elde edilen kazançtan davacının payına düşen kısmın tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1....
"Hükmüne, 4. fıkrada “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükmüne yer verilmiştir....
ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı şirketlerde ortak ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davacının önce davalı şirketlere girmesinin engellendiğini, ardından temsil yetkilerinin kaldırıldığını, davacının davalı şirketlerdeki hisselerinin diğer davalı şahıslar tarafından haksız ve usulsüz olarak mal edildiğini, davacının 2007 ve öncesi tarihli davalı şirketlerin genel kurul toplantılarına ilişkin hazirun cetvellerinde pay sahibi olarak yer aldığı halde 2008 ve sonrasında isminin yer almadığını, ortaklıktan kaynaklanan hak ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, davalı şirketlerden kâr payı alacağının tahsilini, davalı şahıslardan ise davalı şirketlerdeki hisselerinin tespiti ile hisselerin iadesini, olmadığı takdirde hisselerin bedellerinin tahsilini talep ve dava etmiştir....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, mülkiyet hakkına dayalı inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptal İsteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. veya 2. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. veya 2. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda getKararTarihi tarihinde oy birliği ile karar verildi....
ile araç ve taşınmazın müvekkili adına tescilini talep etmiş, dava dilekçesinin konu başlığında mal rejiminin tasfiyesinden de bahsetmiştir....
Asliye Hukuk davasının dayandığı olan işlemden önceki fiili zilyetliğe dayanıldığı nazara alınmadan, satın almaya dayalı zilyetlik olarak değerlendirilerek görevsizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 4/c. maddesine göre, Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar Sulh Hukuk Mahkemesi görevindedir. Somut uyuşmazlıkta; Araç mülkiyetinin tespiti ve tescili talebi ile Bakırköy 15....