İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dosya içinde bulunan ve davalı ... tarafından imzalanan "Görev tanımları, Satın alma ve Hukuk İşleri Müdürü ..., Doğan Ltd. Şti.- ... A.Ş." başlıklı 01.07.2010 tarihli belgenin 14. maddesi “176 ada 15 parselle ilgili izinler tamamlandığında arazi ... ...’a iade edilecektir” şeklinde düzenlenmiştir. Dava konusu taşınmaz da 22.07.2010 tarihinde davalı tarafından satın alınmıştır. 01.07.2010 tarihli belge Dairemizin yukarıda açıklanan ilkelerine uygun düzenlenmiş bir inanç sözleşmesidir. Ancak, bu belgedeki imzanın ve el yazısının davalıya ait olup olmadığı araştırılmamıştır....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; 29.11.1995 tarihili inanalan kişi konumunda olan davalı ...'in imzasının da bulunduğu belgede 6380 m2'lik tarlada dava dışı... adına kayıtlı 3/40 hissenin 4/160 'ın dava dışı İsa Sert, 2/160'nın dava dışı ... mirasçıları olan davacılara ait olmak üzere satın alındığı, ancak toplam 12/160 hissenin davalı adına tescil edildiği, bilahare hisselerin sahiplerine verileceği aksi halde, her hissedara birer milyar liranın ödeneceği yazılıdır....
Maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir. Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 v.d.) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir. İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; dosya içerisindeki belge ve delillere göre davacı ..., davalı ..., dava dışı ...'...
İnanç sözleşmesi inanan ile inanılan arasında yapılan onların hak ve borçlarını belirleyen inançlı işlemin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın inanılan tarafından kullanılma, yöneltilme ve inanana iadesi şartlarını içeren boçlandırıcı bir işlemdir. Yasalarımızda inanç sözleşmesine ilişkin bir düzenleme olmamakla birlikte 05.02.1947 tarih 20/6 ve 07.10.1953 tarih 7/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları ile uygulama ve doktirinde yerini bulmuş giderek gelişmiş bir hukuki kurumdur. Gerçekten inanç sözleşmelerinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Bu yüzden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalara da 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Burada önemli olan 10 yıllık zamanaşımı süresinin hangi tarihten başlayacağının saptanmasıdır. Borçlar Kanununun 128....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; tapu kayıt maliki ... ile ... arasında imzalanan tarihsiz "mülkiyet belgesi" başlıklı belge, taraflar arasındaki inanç ilişkisini gösteren yazılı inanç sözleşmesi niteliğinde belgedir. Bu sözleşmeye göre tapu kayıt maliki ... taşınmazın bir kısım hissesinin dava dışı ...'a ait olduğunu, özellikleri belirten dairenin de yine dava dışı ...'e ait olduğunu kabul etmektedir. ..., mülkiyet belgesi başlıklı belgede yazılı olan hakkını dosya kapsamında bulunan 10/02/2015 tarihli ... Konsolosluğundaki imzalı beyanı ile ...'a temlik etmiştir. ...'in inanç sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakkını bu şekilde yazılı olmak koşulu ile temliki geçerlidir....
DAVA : Elatmanın Önlenmesi (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/03/2024 KARAR TARİHİ : 20/03/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/798 esas sayılı dava dosyası ile görülmekte olan el atmanın önlenmesi ve şirket hisselerinin müvekkil adına hükmen tescili davasında müvekkili ...'a hisselerin ait olduğu ... Dış Ticaret Sanayi Limited Şirketi'ne dava açmak için süre verildiğini, anılan Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/798 E....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; davacı, dava dışı ... adına kayıtlı taşınmazın bedelinin kendisi tarafından ödenerek satın alındığını, davalı ... ile 01.10.2010 tarihli sözleşmeyi düzenlediklerini ileri sürerek inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğuna göre mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 06.09.2007 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.10.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av.... ile karşı taraftan davacılar vekili Av... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil, taşınmaz istemine ilişkin olup, yargılama sırasında ıslah ve tazminat talep edilmiş olmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil, tespit olmadığı takdirde tazminat ve ecrimisil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 23.09.2008 gün ve 2008/5526 - 10559 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı/k.davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir....