, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; alacaklı Faktoring şirketinin takibe konu çeki cirantadan ciro yoluyla devralan ciranta olduğu, yetki ve imzaya itiraz eden borçlunun çekin lehtar cirantası olduğu, alacaklı tarafından istinaf dilekçesi ekinde sunulan belgelerin incelenmesinde; cirantanın Faktoring Sözleşmesinin tarafı olduğu anlaşılmakla, yukarıdaki yasa hükümlerine aykırılık olmadığı, alacaklı Faktoring şirketinin keşideci, lehtar ve cirantaya karşı müracaat hakkı olduğu, mahkemece davacı borçlunun yetkiye ve imzaya itirazının esasının incelenmesi gerektiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 12....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava kambiyo senetlerine özgü takipte yetkiye, borca ve imzaya itiraza ilişkindir. Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2021/6412 esas sayılı dosyasının tetkikinden; davalı alacaklı T3 tarafından davacı borçlu T1 hakkında toplam 82.269,86 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 03/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 31/03/2021 tarihinde 5 günlük yasal süresi içinde mahkemeye başvurulduğu, mahkemece imzaya itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece açıkça imzaya itiraz etmelerine rağmen davanın niteliği itibariyle borca itiraz olarak değerlendirip imza örnekleri almadan davanın reddine karar verildiğini, dava dilekçelerinde konu, sonuç ve talep kısmında borca ve ferilerine ve imzaya itiraz ettiklerinin açıkça belirtildiğini, yerel mahkemece dava dilekçelerinin eksik özetlendiğini, İstanbul Anadolu 1.İcra Müd.2020 /16295 sayılı takibe konulan 10.11.2018 tanzim 17.07.2019 vade tarihli 30.000,00- TL tutarlı senetteki imzanın kesinlikle müvekkiline ait olmadığını, Adil Üstündağ, Zafer Gökmen ve T3 isimli şahısların sahte imzalarla ya da mobing ve zorla işçilere boş senedi imzalatarak piyasaya sürdüklerini, dava konusu senedin ise sahte imza ürünü olduğunu, bu takibe karşıda yetki itirazında bulunduklarını ve menfi tespit davası açacaklarını, yetkili icra müdürlüğünün Seyhan İcra müdürlüğü olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına...
icra dairelerinin Antalya İcra Daireleri olduğunu, ilk hamil tarafından yapılan cironun alacağın temliki hükmünde olup alacaklı tarafından müvekkiline karşı herhangi bir bildirimde bulunulmadığından alacaklının bu hususlarda da sorumlu olduğunu belirterek davanın kabulü ile yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının kabulüne, alacaklının alacağın % 20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
gecikmiş itirazlarının kabulüne, borca, faize, faiz oranına, yetkiye ve tüm ferilerine itirazının kabulüne, ödeme emrinin ve senet örneğinin asıl ikameti olan adresine gönderilmesine, takibin iptaline, davalının %20 tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
Öte yandan İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamaz. Cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.'...
Birleşen 2021/28 Esas sayılı dosyada davacı Emine Bulca vekili dava dilekçesinde özetle; İznik İcra Dairesi 2021/164 Esas sayılı dosyasıyla müvekkilinin murisi Ayşe Yavuz hakkında icra takibi başlatıldığını, veraset ilamı alınarak takibe müvekkili üzerinden devam edildiğini, yetkiye, imzaya, borca, faizine ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, takibin yetkili olan Yalova İcra Dairesinde başlatılması gerektiğinden yetkiye itiraz ettiklerini, takip konusu senet üzerindeki imzanın müvekkilinin murisi Ayşe Yavuz'a ait olmadığını, öncelikle müvekkilin annesi Ayşe'nin okuma yazma bilmemekle birlikte imza atmayı da bilmediğini, bu nedenle isim ve soy isminin baş harflerinin bulunduğu bir mühre sahip olduğunu, imza atamayı bilmediğinden ötürü gerekli yerlere bu mührü bastığını, senet üzerindeki imzanın karalama olarak atıldığından takip konusu senet üzerindeki imzaya itiraz ettiklerini, kök borçlu olan müvekkilin murisi Ayşe Yavuz'un 24.01.2012 tarihinde vefat ettiğini, senedin kök borçlu olan...
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ve istinaf sebepleri ile bağlı olarak yapılan inceleme sonucunda; mahkemesince her ne kadar imzaya itiraz doğrultusunda inceleme yapılarak İİK.nun 170/3 maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de; takip dayanağı bonoda tanzim yerinin bulunmaması sebebiyle kambiyo vasfında bulunmadığı, süresinde itiraz edilmesi halinde senet metninden anlaşılan bu durumun resen gözetilmesi gerektiği ve İİK.nun 170/a maddesi gereğince başkaca bir husus araştırılmaksızın takibin iptali ile maddede öngörülmediğinden davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemenin yanılgılı değerlendirme ile bu hususu gözden kaçırarak imzaya itiraz yönünden takibin durdurulmasına karar verdiği görülüş ise de; davacı tarafından bu husus istinafa getirilmediğinden ve bu durum davalı lehine kazanılmış hak teşkil ettiğinden davalı aleyhine bir durum yaratılması mümkün görülmemiş ve bu sebeple her iki yanın...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlunun yetki itirazının takibin iptaline yönelik sair şikayet ve itirazlarından önce değerlendirilmesinin zorunlu olup yetki itirazının kabulüne karar veren icra mahkemesinin bu kararında alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedemeyeceği, icra mahkemesinin esasa ilişkin bir karar vermediği, borca ve imzaya itirazın yetkili icra müdürlüğünde ödeme emri tebliğinden sonra ileri sürülmesi halinde yetkili icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde değerlendirilebileceği, imzaya ve borca itirazın değerlendirilmesi sonucunda kanunda belirtilen koşulları taşıyorsa davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebileceği, icra mahkemesinde takip edilen dava ve duruşmasız işlerde maktu vekalet ücretine hükmedileceği öngörülmüş olup mahkemece takdir edilen vekalet ücreti nisbi vekalet ücreti olamayacağı gerekçeleriyle davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir...