WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, şirket yetkilisinin ... olduğu gerekçesiyle sanıkların müştereken imzaya itiraz ederek borcu ödememek ya da geç ödemek amacı ile senetlere imza attığının iddia edildiği olayda; sanık ...’un borcunu kabul ettiğini, imzaya itirazı borcu ödemek için zaman kazanmak maksadıyla yaptığını savunması, sanık ...’un şirket adına senet düzenleme yetkisini de kapsayan vekaletnamesinin olması karşısında; sanıkların zaman kazanmak için imzaya itiraz etmekten ibaret eylemlerinde atılı dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığından beraatleri yerine mahkumiyetlerine hükmedilmesi, b) Kabule göre de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlunun açtığı imzaya itiraz davasına ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacının imzaya itirazı üzerine ilk derece mahkemesince huzurda imza örnekleri alındıktan ve kurumlardan imzasının bulunduğu belge asılları celp edildikten sonra aldırtılan Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğince düzenlenen 20/05/2021 tarihli rapora göre imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, incelemeyi el yazı ve döküman inceleme uzmanı olan üç kişinin yaptığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kesin kanaat içerdiği bu sebeple bu rapor gözetilerek davacının imzaya itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    mahkeme kararının kaldırılmasına, borçlunun imzaya ve borca itirazının reddine, asıl alacağın %20'si oranında 14.160.000.000 TL tazminatın davacı borçludan tahsili ile davalı alacaklıya ödenmesine, asıl alacağın % 10'u oranında 7.080.000.000 TL para cezasının davacı borçludan tahsili ile hazineye gelir kaydına karar verildiği görülmektedir....

      II)Yetki itirazı bakımından; Takibe konu senet incelemesinde; bonoyu düzenleyen kişinin adresinin yazılı olduğu yerde Ataşehir/ İstanbul olarak idari birim belirtildiği, icra takibinin burada da yapılabileceği göz önünde bulundurularak davacı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiştir. II)İmzaya itiraz bakımından; Dosya kapsamında Grafoloji Uzmanı Bilirkişi tarafından sunulan 01/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun "10/08/2018 düzenleme 10/08/2020 ödeme tarihli 300.000 TL bedelli senetteki imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla Emrah Soyuer'in eli ürünü olduğu " şeklinde kesin kanaat belirtecek şekilde düzenlenmiş olup, hüküm kurmaya elverişli ve denetime olanaklı olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin imza itirazı yerinde görülmemiş, icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar verilmediği anlaşıldığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

      Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Mahkemece davacının imzaya itirazı nedeniyle huzurda imza örnekleri alındıktan ve ilgili kurumlardan imzasının bulunduğu belge asılları celb edildikten sonra aldırtılan Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğince düzenlenen 16/02/2021 tarihli rapora göre ve bu rapora davalı tarafça yapılan itiraz üzerine ATK'dan aldırtılan 12/10/2021 tarihli rapora göre imzanın davacının el ürünü olmadığının tespit edildiği, aldırtılan raporların birbirini teyit ettiği, raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu ve kesin kanaat içerdiği nazara alındığında yeniden rapor alınmasının gerekmediği, bu raporlar gözetilerek davacının imzaya itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinde ve davacının keşideci davalının lehtar olması sebebiyle taraflar arasında sıkı bir ticari ilişki bulunduğundan davalı alacaklının keşideci imzasının sıhhatini bilmesi gerektiğinden takip başlatmakta en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü...

      protokolü altındaki imzanın davacı borçluya ait olduğunun ikrar edildiği, bu sulh protokolü incelendiğinde; takibe dayanak çekin de yer aldığı dokuz adet çekten dolayı toplam 552.140,00 TL borcun kabul edildiği, ancak taraflar arasındaki anlaşma gereğince toplam 500.000,00 TL ile alacaklı vekili için 75.000,00 TL olmak üzere toplam 575.000,00 TL'nin taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, ödeme yapılması halinde bu çeklerin iade edileceğinin ve birbirlerini ibra ettiklerinin kabul edildiği, bu şekilde davacı borçlu tarafından takibe dayanak çekten dolayı borçlu olduğunun kabul edildiği anlaşılmakla, artık bu aşamada imzaya itiraz davası dinlenemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davacının imzaya itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, rapor aldırtılarak imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

      YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde olmadığını, davacılar vekilinin takip dosyasına daha önce vekalet sunarak, 23/09/2019 tarihinde borca itiraz talebini icra müdürlüğüne yaptığını, itiraz mercii İcra Mahkemesi olduğundan itirazın reddedildiğini, borçluların İcra Müdürlüğüne yaptığı itirazda, imzaya itiraz etmediklerini, borca ve imzaya itirazın 5 günlük yasal süreden sonra yapıldığını, davacıların iddialarının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve %10'dan aşağı olmamak üzere para cezasına hükmedilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların davasının reddine karar verilmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; " davacı borçluya çıkarılan tebligatta nerede olduğuınun net şekilde ortaya konulmaması, adresten sürekli mi geçici mi ayrıldığının belirtilmemesi sebebiyle davacının tebligatı öğrendiği tarihte itirazı süresinde kabul edilerek imzaya yönelik inceleme yapılmıştır. alacaklı tarafından davacı aleyhine 4 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçildiği, takibe konu bonolarda keşideci olan davacının imzanın kendisine ait olmadığını beyanla imzaya itiraz eden davacının iddiası usulüne uygun olarak tahkik edilmiş ve önce Adli Tıp Kurumu rapor tazmin ettirilmiş olup raporda söz konusu bonolardaki imzanın kuvvetle muhtemel davacı Cengiz Amedi'nin eli ürünü olmadığı belirtilerek net bir görüş bildirilmediğinden el yazısı ve doküman grafolojisi alanında uzman bilirkişi heyetine yeni bir rapor tazmin ettirilmiştir....

      Bonodaki imzanın borçlu (muris) keşidecinin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilenlere karşı başlattığı takipte ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir (Yargıtay 12.HD 2020/5659 E, 2020/9037 K). Bu haliyle alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık görülmediği anlaşılmakla, davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı vekilinin Trabzon 2....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte imzaya itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İİK'nın 170 ve devamı maddesi 3. Değerlendirme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesinde; davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü yer almaktadır. Somut olayda, imzaya itiraz incelemesi yönünden alınan 15.11.2021 tarihli Adli Tıp Raporunda 'imzaların kuvvetle muhtemel ...'...

        UYAP Entegrasyonu