WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle imzaya itiraz ediyorum” demek suretiyle borca itiraz etmiştir. Davalı borçlu itirazında sözleşmenin imzalandığı tarihte, imzanın, şirketi temsile yetkili kişilere ait olmadığına ilişkin bir itirazı bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının imzanın “şahsına” ait olmadığı yönündeki itirazı, İİK.nun 269/2 maddesi kapsamında teknik manada “imzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi” niteliğinde değildir. Nitekim davalı borçlu da, sözleşmenin imzalandığı tarihte kendisinin şirket temsilcisi olmadığını, duruşmada beyan etmiştir. Buna göre, mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Süresinde takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçluların itirazlarından vazgeçmeleri ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut takip şekline göre icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi, tazminat isteminin incelenmesini engellenemez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın, talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum çıkar (HGK.nun 16.10.1996 tarih, 1996/1601-711, HGK.nun 21.03.2001, 2001/266 sayılı kararları). İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı yetki itirazı, borca ve faize itiraz, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesinde "inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekilinin süre tutum dilekçesi vermesine rağmen, kararın 11/03/2020 tarihinde tebliği üzerine yasal süresi geçtikten sonra ayrıntılı istinaf başvuru dilekçesi vermesi karşısında, HMK'nın 352 ve 355. maddelerine göre istinaf incelemesi kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmış, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı belirlenmiştir....

      Bu durumda işlemiş faize yönelik itiraz konusuz kalmıştır. Davacının takip sonrası için istenen faiz oranına yönelik açık bir itirazı bulunmamaktadır. Davacı dilekçesinde, borca itirazına ilişkin bir sebep bildirmemiş, imzalar müvekkiline ait olmadığından müvekkilinin borcu bulunmadığını ileri sürmüştür. Bu durumda İİK'nın 169/a-l. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlanamayan borca itirazın da reddine karar verilmesi gerekirken, borca itiraz bakımından da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde olmamış ise de, istinaf edenin sıfatı gözetilerek aleyhe hüküm kurulamayacağından bu yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. İcra mahkemesinde borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında genel mahkemelerde açılan menfi tespit davası, savcılık soruşturması veya ceza davasının bekletici mesele yapılması olanaklı değildir. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2389 KARAR NO : 2022/3221 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ORDU İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2022 NUMARASI : 2021/417 ESAS -2022/195 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Borçlu müvekkil Ordu İcra Müdürlüğünün 2021/17410 esas sayılı dosyasından gönderilen 10 örnek ödeme emrini 29.11.2021 tarihinde tebellüğ ettiğini, yasal süresi içinde itiraz ve şikayetlerini yaptıklarını, öncelikle müvekkilin ikamet adresi Fatsa ilçesinde olmakla Ordu İcra Müdürlüğünün icra dosyasında yetkili olmadığını, icra dosyasında Fatsa İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açılmış olması nedeniyle itirazımızın kabulü ve icra dosyasında Fatsa...

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1705 KARAR NO : 2022/263 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : RİZE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2021 NUMARASI : 2020/99 ESAS-2021/128 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

      Mahkemece davalının konkordato talebinde bulunduğuna dair itirazı üzerinde durulmadığı gibi, davalının imzaya itirazı hususunda da inceleme yapılmamış, adli tıp kurumundan belgedeki yazıların davalıya ait olduğuna dair verilen rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. bu itibarla öncelikle davaya dayanak belgedeki imzanın davalıya ait olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Öte yandan Beydağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/53 sayılı kararı ile davalının konkordato isteğinin tasdikine karar verildiği de sabittir. Mahkemece, davalının bu yöne ilişkin itirazı üzerinde de durulmamıştır. Mahkemece, davalının davaya konu belgedeki imzaya yönelik itirazı ile Beydağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/53 sayılı dava dosyasındaki konkordato isteminin tasdikine dair kararı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....

        İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05/04/2022 gün, 2021/141 Esas- 2022/565 Karar sayılı ilamı ile, "1- Davacının imzaya itiraz davasının KABULÜ ile İstanbul 35.İcra müdürlüğünün 2021/4175 Esas sayılı dosyasından davacı borçlu yönünden başlatılan takibin İİK 170/3 maddesi gereğince DURDURULMASINA, 2- Şartlar oluşmadığından tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, 3- Davacının imzaya itirazı kabul edildiğinden borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2019 NUMARASI : 2018/1012 ESAS - 2019/54 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya, Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak müvekkili şirketin adresinin bulunduğu Adıyaman İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, takibe konu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkili şirket ile alacaklı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, borca itiraz ettiklerini belirterek takibin iptali ile alacaklı hakkında tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....

        İcra Dairesi'nin 2021/1674 E sayılı dosyasından çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, davacı borçlunun İskenderun ilçesinde ikamet etmesi sebebiyle yetkili icra dairesinin İskenderun İcra Dairesi olduğunu, Adana İcra Dairesinin yetkisiz olduğunu, takibe konu çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığını, çek nedeniyle davalıya karşı bir borcun bulunmadığını beyan etmiş, öncelikle yetki itirazının kabulüne, aksi durumda imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmemiş, tensiben karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; genel yetkili icra dairesinin davacı borçlunun bulunduğu yer olan İskenderun İcra Dairesi olduğu, borçlunun seçimlik hakkını bu yerden yana kullandığı gerekçesiyle, yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul edildiğinden borca ve imzaya itirazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu