"İçtihat Metni" Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Tarih : 04/10/2007 Nosu : 2005/52-2007/50 - K A R A R - Uyuşmazlığın, kambiyo senedinden kaynaklanan borca ve imzaya itiraz istemine ilişkin bulunmasına ve kararın İcra Hukuk Mahkemesince verilmiş olmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 12.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
beyanla, takipteki borcun tamamına, ve imzaya itiraz etmişlerdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2022 NUMARASI : 2019/513 ESAS - 2022/1203 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 6.İcra Müdürlüğünün 2019/29558 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin müvekkilinin yurt dışında olması nedeniyle mahalle muhtarlığına tebliğ edilmiş olduğunu, takibe konu senet altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, borca ve imzaya itiraz ettiklerini belirterek itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Bunun yanında ispat külfeti kendisinde olan davalı tarafça da rapora itiraz edilmemiştir. Davalı tarafın yeniden rapor aldırılması talebi bulunmamaktadır. Bu haliyle imzanın davacıya ait olduğu ispat edilmediğinden imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Kefilin imzaya itiraz etmemiş olması borçlu yönünden hüküm ve sonuç doğurmayacaktır. Mahkemece de bu gerekçelerle imzaya itirazın kabulüne karar verildiği görüldüğünden, davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir....
edilmesi durumunda yapılan işlemler hukuken geçersiz ve yok hükmünde olacağı göz önünde bulundurularak takibin davacı borçlu şirket yönünden iptaline karar verilmiş olup, birleşen dava yönünden ise imzaya ve borca itiraz davasının, asıl davada takip iptal edilmiş olduğundan konusu kalmamakta olup ve bu dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
yer alan imzanın sahte olduğu, ortada bir borç olmadığı, senedin kambiyo senedi vasfına sahip olmadığı açıkça ortada olduğunu, söz konusu sahte senedin zamanaşımı süresinin dolmasına 2 gün kala takibe konulduğunu, senedin ticari hayatta kullanılan maktu senetlerden olmadığı, muris vefat ettikten sonra bu alacağın mirasçılara karşı hiç öne sürülmeden, aradan uzunca bir süre geçtikten sonra icra takibinin başlatıldığını, tüm bunların müvekkilini miras payından mahrum etmek için yapıldığının ifade edildiğini, bu ifadeler ile dava dilekçesinde açıkça imzaya itirazın yanı sıra borca da itiraz edildiğini, hem dava dilekçesinde yer alan ifadeler hem de bilirkişi raporuna karşı beyanlarının da dava konusu senedin sahte olduğu, ceza davasının görülmekte olduğu ifade edildiğini, tüm bu hususlar imzaya itirazın yanı sıra borca itiraz niteliğinde olduğunu ancak mahkemece yalnızca imzaya itiraz yönünden bir inceleme yapıldığını, borca itiraz yönünden bit hüküm kurulmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 12/01/2021 gün 2020/584 E. 2021/16 K.sayılı kararla; 1- Davacının imzaya itirazının KABULÜ ile İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2020/16852 Esas sayılı dosyasındaki takibin DURDURULMASINA, 2- İşin esasına girilmediğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı ve para cezası hükmedilmesine yer olmadığına, '' karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; imzaya itiraz davalarında bilirkişi incelemesi için gider avansı yatırılması yönünde ara kararı tesis edilemeyeceğini, yerel mahkemece yapılması gerekenin HMK 324 maddesi uyarınca delil avansı ikamesi için süre verilmesi ve bu eksiklik tamamlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerektiğini, borçlunun imzaya itirazının takibi sürüncemede bırakmayı amaçladığını, imzaya itirazla birlikte borca itiraz edilmediğini beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Davalı vekili, İcra Hukuk Mahkemesinde açılan imzaya ve borca itiraz davasının redle sonuçladığını, senedin yeniden dava konusu edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 29.12.2010 günlü raporu ile bono altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü'nün 2008/134 E.sayılı dosyasında takibe konu 18.900 TL bedelli bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, bononun sahtelik nedeni ile iptaline, Karşıya 1. İcra Hakimliğinin 28.05.2008 gün ve 2008/17-343 E.K sayılı ilamı ile davacı hakkında hükmolunan %40 icra inkar tazminatı ve %10 para cezasının iptaline, %40 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı yanın takip ve dava konusu senetteki imzaya yönelik Karşıyaka 1....
İSTİNAFA CEVAP: Davacılar vekili istinafa cevap dileksinde özetle; davalı borçlu vekili tarafından tahliye emrine, ödeme emrine, takip dayanağı olarak gönderilen tahliye taahhütnamesinin içeriğine, icra takibine, borca, faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinden de görüleceği üzere itiraz dilekçesinde tahliye taahhütnamesindeki imzaya ve tarihe itiraz edilmediğini, kiracı kendisine ödeme emri tebliğ edildiği zaman kira akdinde ve tahliye taahhüdünde bulunan imzaya ve tarihe ayrıca ve açıkça itiraz etmediği takdirde gerek kira kontratını gerekse tahliye taahhüdünü ikrar etmiş sayıldığını, davalı borçlu tarafça, borca itiraz dilekçesinde tahliye taahhüdündeki imzaya ve tarihe ayrıca ve açıkça itiraz edilmediğinden tahliye taahhütnamesindeki imzanın ikrar edilmiş sayıldığını, ayrıca davalı borçlunun, mahkeme huzurunda borca itiraz dilekçesinde itiraz ettiği sebeplerle bağlı olduğunu belirterek istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece hükme esas alınan 01.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; keşide tarihindeki düzeltmeye ilişkin atılı bulunan imzanın, basit yapılı imza olduğu, itiraz edilen bu imza ile borçlunun mukayese imzaları arasında kısmi yakınlık bulunduğu, çekte atılı olan itiraz edilmeyen keşideci imzası ile itiraz edilen imza arasında uygunluk bulunduğu, çekte atılı olan ve itiraz edilmeyen keşideci imzasının borçlunun mukayese belgelerde atılmış olan imzalardan genel şekil ve imza yolu yönünden tamamen farklı olduğu belirtilerek; çekin keşide tarihinde yapılan düzeltmeye ilişkin atılı olan imzanın borçlu eli ürünü olduğu belirlenmiş, borçlu tarafından yasal sürede bilirkişi raporuna itiraz edilerek, keşide yerindeki imza ile düzeltmeye dair atılı imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, ATK'dan rapor alınmasını talep ettiği görülmüştür....