DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, imzaya yazıya borca , faize ve faiz oranına itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı/ borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir. HMK'nun 355. maddesinde ise "inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir " İİK'nun 170/3 maddesinde; "İnkâr edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edilir ve itiraz reddedilir....
İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, yasal süresi içerisindeki itirazında takip konusu çekteki imzasına açıkça itirazda bulunmamıştır. Yargılama sırasında 26.04.2016 tarihli celsede ileri sürdüğü imza itirazı ise İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca yasada öngörülen beş günlük süreden sonra yapıldığından imza itirazı geçerli değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, imzaya itirazı incelenerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi isabetsizdir....
o aşamada imzaya ve borca itiraz etmediğini ve borcu da ödemediğini, hal böyle olunca protesto ile ihtar esnasında itiraz etmediği tüm hususlara takip aşamasında itiraz etmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu beyan ederek haksız, yersiz ve hukuki mesnetten uzak davanın reddine, haksız yere ve süresi dışında imzaya, borca ve faize itiraz eden borçlunun takibin durdurulması ve iptali davasının reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
ve Ereğli İcra Mahkemesine avukatı vesilesi ile imzaya itiraz ve yetkisizlik davası açılmış olmasına rağmen, ödeme emrinin vekile yapılması gerekirken asile yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekili ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının esas olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılan tebliğ işleminin de Teb....
evine hırsız girdiğini ve hırsızın altı imzalı bu senetleri çalınmış ve üzerilerini doldurmuş olabileceğini, borca da itiraz ettiklerini beyanla imzaya ve borca itirazlarının kabulüne ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı vekilinin, gerek yetkisizlikle gelen icra müdürlüğünde gerekse yetkisizlik üzerine gelen somut dava konusu icra müdürlüğünde borca itiraz ettiğini, fakat imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmediğini, bu nedenle borca itiraz dilekçesinde imzaya açıkça itiraz etmeyen borçlunun, itirazın kaldırılması davasında artık imzaya itiraz edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takip dayanağı belgenin kesin borç ikrarını içeren bir belge olması bir yana, Yargıtay içtihatları gereği de İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, 09.01.2020 tarihli taraflar arasındaki borç mutabakat belgesindeki ilk cümlede davalının, kayıtsız şartsız 110.131,00 TL borcu bulunduğuna ilişkin kabulü ve imzası bulunduğunu, anılan belgenin 2. cümlesinde ise bu borcun davalı tarafından 13.01.2020 tarihinde müşteri evraklarıyla ödeneceğinin, yani ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,...
Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı tarafın iddiaları İİK'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, bu iddianın sözkonusu madde hükmü gereğince resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekmektedir. Davacı borçlu tarafça davalı alacaklıya borçlu olmadığının, İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen belgelerden biri ile ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı tarafın bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Davacı taraf, davalı ve vekili hakkında Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve yargılandıklarını belirtmiş iseler de; icra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamaz....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2021 NUMARASI : 2020/582 ESAS - 2021/468 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2020/10895 esas sayılı dosyasından başlatılan takibe konu senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, ödeme emrini kabul etmediğini, başlatılan takipte borca, faize ve imzaya itiraz ettiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinin HMK m.119/e,f,g,ğ hükümündeki şartları taşımadığını, davayı kabul etmediklerini davacının tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 10....