Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının hukuki bir geçerliliği olmadığını, itiraz tarihi itibarı ile diğer borçlular Hatice Özçelik ve Ahmet Özçelik açısından takibin kesinleştiğini, Bakırköy İcra Dairesinin yetkisinin kesin hale geldiğini, keşideci Hatice Özçelik ile kefili Ahmet Özçelik'in bu borca itiraz etmediklerinden takibin bu iki borçlu açısından kesinleştiğini, bu bonolar ile ilgili olarak icra takibinden önce ödememe protestosu gönderildiğini, borçluların bu protestolara itiraz etmediğini, birden fazla sahte resmi belge düzenlenmek suçu bulunduğunu, bu sahteciliği kimin yaptığının bulunması için bu kişilerin tanık olarak dinlenilmesini ve bu kişilerden imza ve yazı örneklerinin alınarak karşılaştırma yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İtiraz eden vekilince; Çekin dosya dışı ... şirketine devir ve teslim edildikten sonra çalındığını, çekte ...nın olması gereken yere hırsızlık ile ele geçirilen çeki sahte ciro ve sahte imza ile ... isimli şirket girildiğini, ileri sürmüş; bu kapsamda keşideci ...Ltd. Ve lehtar ...Ltd.yönünden imza itirazının olmadığı; ciranta ...A.Ş. Yönünden ise itiraz edenin ileri sürdüğü itiraz imzaya itiraz mahiyetinde olup, imza itirazı İİK 265. maddesinde düzenlenen itiraz nedenlerinden değildir. İhtiyati hacze itiraz aşamasında imzaya itiraz nedeniyle inceleme yaptırılamayacağı gibi imzaya itiraz ancak borçlu tarafça açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebilecektir. Bu husus İİK.'nın 265 maddesinde sınırlı olarak sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında olmadığı gibi, imza sahteciliği iddiasının ihtiyati hacze itiraz kapsamında incelenmesi de mümkün değildir....
Davacı borçlu vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde; Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 211. maddesinde imza incelemesinin yöntemi gösterilmiş olup, buna göre hakim bilirkişi incelemesine karar verir ise önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzaları, ilgili yerlerden getirtir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda, tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir....
Somut olayda, borçlu şirket vekili itiraz dilekçesinde, senet üzerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürmüş, yargılama aşamasında ibraz edilen 22/01/2016 havale tarihli dilekçe ile imza incelemesine esas olacak imza örneklerinin bulunduğu resmi ve özel mercileri beyan etmiş, bunun üzerine, mahkemece, borçluların bildirdiği ilgili yerlerden karşılaştırma yapmaya elverişli imzalarının getirtilmesine yönelik işlem tesis edilmiştir....
İsticvaba rağmen bir kanaate ulaşamaz ise, imza inkarında bulunan kişiye yazı yazdırılıp imza attırılarak yazı ve imza örneği alınacaktır. Bu değerlendirme sonucunda bir kanaate varılabilecek durumda ise hakim senedin sahteliği hakkında bir karar verecek ve bunun gerekçesini de belirtecektir. Hakimde sahtelik konusunda yine kesin bir kanaat uyanmaz ise bilirkişi incelemesine karar verecektir. Bilirkişi incelemesine bu yazı ve imzalarla mahkemece elde edilen yazı ve imzalar esas alınır. Bilirkişi inceleme için gerekli görür ise kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmaması mahkemeden talep edebilir. Sahtelik incelemesi için ilgili 1086 sayılı Kanunda yer alan tanık dinlenmesi yeni düzenlemede kabul edilmemiştir” (Hükümet gerekçesi m. 215) şeklinde bir açıklama yapılmaktadır. HMK’nun 211 madde gerekçesinden imza incelemesinin nasıl yapılacağı ayrıntılı olarak yazılmıştır. Anılan maddenin b bendi bilirkişinin imza incelemesini nasıl yapacağını düzenlemektedir....
Davaya konu çekte tek imza bulunmaktadır. Yasal olarak geçerli bir çek değildir. Dolayısıyla çekteki imzaya açıkça itiraz ediyoruz" sözlerinden; tek imza ile çek düzenlenemeyeceği itirazında bulunulduğu, imzanın kendisine itiraz edilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, imzanın kendisine itiraz edilmediği halde, mahkemece hatalı değerlendirme ile imza itirazı olduğu tespitinde bulunulmuştur. Davacı şirketleri temsile yetkili kişilerin ve tek imza ile temsil şeklinin çift imza olarak değiştirilmesi, çekin tevdi edildiği 18/06/2021 tarihinden sonra olduğu mevcut belgeler ile sabit olmuştur. Değişiklikten önce tek imza ile şirketi temsile yetkili kişinin ... olduğunun mevcut şirket yetkililerince bilinmesi gerekip, bilinmediği iddiası TMK 2. maddesindeki iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan, dosya içerisinde mevcut Bakırköy ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin keşidecisi olduğu, 11.02.2006 tarihli 100.000 TL bedelli bononun müvekkiline verildiğini, yapılan takibe bonoda tek imza bulunduğu, şirketin çift imzayla bono düzenlemeye yetkili olduğu belirtilerek itiraz edildiğini, işbu itiraz sonrası takibin iptaline karar verildiğini, davalı şirketin çok sayıda çek ve bonoyu tek imza ile tanzim ederek bu durumu ticari teamül haline getirdiğini ileri sürerek, 100.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, şirket adına bononun çift imza ile tanzim edilebileceğini, dava konusu bononun ise ... tarafından tek imza ile düzenlendiğini, davacının şirketi temsile yetkili kişileri arıştırması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/114211 esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacı borçlu şirket temsilcisinin imza örneklerinin alındığı, incelemeye örnek teşkil edecek imza asıllarının çeşitli kurumlardan getirtildiği, imza incelemesi için takip konusu çek ile birlikte İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği'ne dosyanın gönderildiği, yapılan imza incelemesi sonucunda tanzim edilen 13/07/2020 tarihli raporda takibe konu çekteki imzanın davacı borçlu şirket yetkilisi Eray Yıldırım eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davacının imzaya yönelik itirazının kabulüne, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07/10/2009 tarihli 2009/12- 382- 415 sayılı kararında da belirtildiği üzere, herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun...