Bu durumda kamulaştırılacak alan olarak belirlenen ancak kamulaştırma işlemi yapılmadan taşınmazın 73,00 m²’lik kısmına fiilen yol yapılarak el konulmasından dolayı açılan tazminat ve ecrimisil davasında adli yargı görevli olup tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece, taşınmazın bir kısmının imar uygulaması sırasında kamulaştırmaya ayrıldığı halde kamulaştırma yapılmadığı ve imar uygulaması sonucunda eksik pay verilmesi nedeniyle meydana gelen zararın talep edildiği belirtilerek, dava idari işlem ve eylemden kaynaklanan tazminat talebi şeklinde nitelendirilerek davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu kabul edilmek suretiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, eski hale getirme, ecrimisil ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde, Mahkemenin 05.12.2014 tarihli ve 2012/451 Esas, 2014/460 Karar sayılı kararının gerekçesinde 25.11.2012 tarihinde şehir imar planlaması uygulaması yapıldığından sözedilmiş olduğu, sözü geçen imar uygulamasına göre dava konusu taşınmazın 64,63 m2 bölümü için 808,68 TL ecrimisilin haksız işgal tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, 934,37 m2 bölümü için ise 11.691,32 TL ecrimisilin haksız işgal tarihinden itibaren imar uygulaması yapıldığı kabul edilen 25.11.2012 tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır....
Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulaması yapıldığı, her iki imar işleminin de idari yargı yerinde iptal edildiği anlaşılmaktadır. Kuşkusuz, geri dönüşüm cetvelleri düzenlenerek taşınmaz eski hale iade edilmediği takdirde iptal edilen imar planlarına dayanarak oluşturulan siciller yolsuz sayılacağından, imar sicil kayıtlarının da iptal edilmesi gerekir. Bu saptamaya göre yapılması gereken iş, bilirkişiden ek rapor alınarak taşınmazın imar uygulaması suretiyle yeni bir sicil alıp almadığını, aldıysa ada ve parsel sayılarının duraksamasız belirlenmesini sağlamak, buna göre de imar sicil kaydı oluşturulmuşsa bu kayıtları da iptal etmek olmalıdır. Değinilen yönün gözardı edilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı Belediyeler temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2.bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 01.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Dosyadaki belgelerden; dava konusu taşınmazın imar uygulaması ile 6020 ada 1 ve 6020 ada 2 parsel olarak ifraz olduğu ve oluşan parsellerden 6020 ada 2 parselin trafo alanı olduğu anlaşıldığından bu parsel yönünden açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil davalarının pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Davacıların kamulaştırmasız el atma davacı ve ecrimisil için ayrı talepleri olduğu, iki davanın objektif dava birleşmesi nedeniyle bir arada görüldüğü gözetildiğinde, ecrimisil ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talepleri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....
Davacı, imar uygulaması ile oluşan 13198 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, taşınmaz üzerinde davalı belediyeye ait park alanı, davalı şirkete ait ise çiçek seraları ve müştemilatlar bulunduğunu, taşınmaza yaklaşık 10 yıl önce kamulaştırma yapılmaksızın el konulduğunu, öte yandan yapılan imar uygulamasının iptaline karar verildiğini, her iki davalının taşınmazı yönelik haksız kullanımları nedeniyle ecrimisil ödemesi gerektiğini ileri sürerek, 13198 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ve bu parselin geldisi olan 12731 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalılar tarafından haksız işgali nedeniyle dava tarihinden geriye 5 yıllık dönem için ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., muhtesatla belediyenin ilgisi bulunmadığını, ecrimisil koşullarının oluşmadığını, kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davası açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, imar uygulaması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 5.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 5.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, imar uygulaması nedeniyle tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacıların tapulu taşınmazları üzerine inşa ettikleri yapının, 2009 yılında yapılan imar uygulaması sonucu park ve rekreasyon alanı olarak ayrılan yere rastlaması nedeniyle davalı idare tarafından herhangi bir karar alınmaksızın yıkılması üzerine davacılar tarafından tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 3194 sayılı İmar Kanununun 18/10. maddesinde" imar uygulaması sırasında kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapıların belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamayacağı" hükme bağlanmış olup, dava konusu somut olayda davacılara ait yapının imar planında park ve rekreasyon alanına rastlaması nedeniyle davalı belediye tarafından kamulaştırma işlemi yapılmaksızın yıkıldığı ve kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği sabittir....
Belediyesinin 37 No'lu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesine tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu, anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1067 (95) sayılı kök parselin kadastro sınırları içerisinde şuyulandırmalar sonucunda 5339 ada 1 sayılı imar parselinin meydana getirildiğini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 No'lu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek 1067 (95) sayılı parsele geri dönüşümü teminen tapu iptali ve Hazine adına tescil, olmadığı takdirde tazminat istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar bakımından davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Yargıtay 1....
Ancak; 1- Davalı idare vekilince temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazda 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığının bildirildiği ve Tapu ve Kadastro Müdürlüğü'nün parsel sorgulama uygulamasında yapılan sorgulama neticesinde dava konusu taşınmazın kaydının kapatıldığı, UYAP sisteminde de tapu kaydının pasif olduğu anlaşıldığından, en son imar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediyeden istendikten, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğü'nden getirtildikten, imar uygulaması sonucu yeni oluşan parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ilgili Belediye Başkanlığı'ndan sorulduktan ve şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğü'nden getirtilip, mahallinde yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı zemine uygulanıp; a) Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin...