Bu durumda icranın geri bırakılması yoluna hiç başvurmamış olan davacı (borçlu), ilamlı icrada, borcunu icra dairesine ödemeden önce ilam tarihinden sonraki döneme ait nafaka ile ilgili borçlu olmadığını ileri sürerek davalı (alacaklı)ya karşı menfi tespit davası açabilir. Mahkemece; 11.05.2005 tarihinde kesinleşen boşanma ve nafaka ilamına dayanılarak 11.06.2005-11.03.2008 dönemine ait nafaka borcuna ilişkin menfi tespit davasının esası hakkında araştırma yapılarak, bu konuda taraflardan delilleri sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Yine ilamlı icra takibini, alacaklı istediği icra dairesinde yapabilecekken(İİK. m.34), ilamsız icra takibinde genel yetki kurallarına göre (İİK. m.50) takip yapması gerekecektir. O zaman elinde ilam olan bir alacaklı bu kadar avantajlar var iken neden ilamsız icrayı tercih eder? Burada ilk akla gelen ilamlı icra takiplerinde uygulanan İİK.'nun 36. maddesini, bir diğer anlatımla borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek olabilir. Bir diğer neden de ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebilir (İİK. m 40). İcra ve İflas Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde, bu kanuna aykırı düşmediği ölçüde genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hükümlerinin icra takipleri hakkında da uygulanması gerekir. 6100 sayılı HMK'nun 29/1. maddesine göre ise taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar....
Belirtilen bu madde hükmüne göre, ancak borcun itfa veya imhal edildiği veya zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek icranın geri bırakılması istenebilir. Buradaki itfa deyimi, ödeme, hibe (bağışlama), ibra, her çeşit itfa, terkin, takas gibi borcun son bulma sebeplerini kapsar.(Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı sf:808) Borçlu, taraflar arasında yapılan ve imzası inkar edilmeyen protokol hükümlerine göre yeni bir kira akti yapıldığını, infazda tarafların anlaştığı ve ilam haricinde yeni bir hukuki durum meydana geldiğini, ilamın infazının istenemeyeceğini iddia ederek takibin iptalini talep etmiştir. Bu talep, İİK.nun 26. maddesinin birinci fıkrasının göndermesi ile uygulanması gerekli İİK. 24. maddesinde öngörülen icranın geri bırakılması niteliğindedir....
Dava; İİK 33-a maddesi uyarınca açılan zamanaşımının varit olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2004 Sayılı İİK.Madde 33/a - (Ek madde: 18/02/1965 - 538/18 md.) Maddesinde;'' İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder. İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır,'' hükmü düzenlenmiştir. Somut davada, davacı şirket yetkilisi ... tarafından İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ......
GEREKÇE : Uyuşmazlık ilamlı takip yolu ile başlatılan takipte zaman aşımı itirazı ile borca itiraz istemine ilişkindir. Adana 7.İcra Müdürlüğünün 2017/1409 esas sayılı dosyasının incelemesinde ; Alacaklı T3 vekili tarafından borçlu T1 aleyhine Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1172 esas ve 2001/1072 karar sayılı ilamı dayanak yapılarak ilamlı icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 27/02/2017 tarihinde yasal süresi içerisinde zaman aşımı ve borca itiraz nedeniyle takibin iptali davasını açtığı görülmüştür. Davacı borçlu tarafından zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması ve itfa nedeniyle takibin iptali istemiyle dava açıldığı sabit olup takibe konu manevi tazminat yönünden icranın geri bırakılmasına dair karar istinaf konusu edilmediğinden bu husus inceleme konusu yapılmamıştır....
İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyası üzerinden İİK 40/2 fıkrası kapsamında icranın eski haline getirilmesini talep etmesi yeterli ve gerekli olup, bu nedenle açtığı iş bu davada hukuki yararının bulunmadığı..." gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2 fıkraları uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "icranın geri bırakılması talebinin kısmen kabulüne, İzmir 13. icra müdürlüğünün 2022/3586 E sayılı takip dosyasında 135,00TL dışında kalan alacak yönünden icranın geri bırakılmasına" karar verilmiştir....
Maddede sayılan nedenler ile icranın geri bırakılmasını isteyebileceği, davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların İİK 33. Maddesinde belirtilen nedenlerden olmadığı, bu nedenle şikayetin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yine ilamlı icra takibini, alacaklı istediği icra dairesinde yapabilecekken(İİK. m.34), ilamsız icra takibinde genel yetki kurallarına göre (İİK. m.50) takip yapması gerekecektir. O zaman elinde ilam olan bir alacaklı bu kadar avantajlar var iken neden ilamsız icrayı tercih eder? Burada ilk akla gelen ilamlı icra takiplerinde uygulanan İİK.'nun 36. maddesini, bir diğer anlatımla borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek olabilir. Bir diğer neden de ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebilir (İİK. m 40). İcra ve İflas Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde, bu kanuna aykırı düşmediği ölçüde genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hükümlerinin icra takipleri hakkında da uygulanması gerekir. 6100 sayılı HMK'nun 29/1. maddesine göre ise taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar....
Buna göre, ilamlı takipte takas (yani borçlunun alacaklıdan olan karşılık alacağı ile borcunu takas ettiğini bildirmesi de) 33.madde anlamında itfa terimine dahildir. Bir başka anlatımla borçlu, alacaklıdan olan karşılık alacağı ile borcunu takas ettiğini bildirerek İİK 33.maddesine göre icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Bu durumda borçlunun takas ettiğini bildirdiği karşılık alacağını yetkili merciilerce res'en düzenlenmiş veya imzası alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmesi gerekir. (İİK 33) Takas için ileri sürülen alacak aynı (alacaklının takibe konu yaptığı) ilamda tespit edilmiş ise veya başka bir mahkeme ilamında (yahutda kesinleşen bir takip ile) tespit edilmişse, borçlu, karşılık alacağını ispat (m.33/1, 2) etmiş sayılır. Borçlunun karşılık alacağı ilama veya yukarıdaki (33/1) belgelere dayanmamakla beraber icra mahkemesinde alacaklı tarafından ikrar edilirse borçlu bu ikrar ile de alacağını ispat etmiş olur....