Somut olayda, takip dayanağı 5.000 TL bedelli, 20.12.2005 tanzim, 01.01.2006 vade tarihli bononun Keşide yerinin bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda takibe konu senet kambiyo senedi vasfını taşımamakta olup, mahkemece bu senet yönünden verilen icranın geri bırakılması kararı doğru olmamıştır. Yine 6762 sayılı TTK.'nun 688/6. maddesi gereğince bonoda lehtarın ad ve soyadının yazılı olması zorunludur. Lehtar, gerçek veya tüzel kişi olarak bonoda gösterilmez ise dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, bu belge nedeniyle borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılması mümkün değildir. Somut olayda, takip dayanağı 2.400 TL bedelli, 15.04.2006 tanzim, 15.05.2006 vade tarihli bonoda Lehtarın bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda; takibe konu edilen senet kambiyo senedi vasfını taşımamakta olup, mahkemece bu senet yönünden verilen icranın geri bırakılması kararı doğru olmamıştır....
O halde karar tarihinden öncesine ilişkin itfa nedeniyle borçlu İcra Mahkemesine başvurarak icranın geri bırakılmasını isteyemeyeceğinden, Mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; BK.nun 84.maddesi uyarınca kısmi ödemenin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu gerekirken asıl alacağa mahsup ederek hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmesi doğru değildir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; nafakaya dayalı ilamlı icra takibinde takip sonrası ödeme nedeniyle hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayet ve icranın geri bırakılması talebidir. Takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine Karasu Asliye (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Hukuk Mahkemesi'nin 2012/347 esas 2013/28 karar sayılı ilamına dayalı olarak toplam 11.078,00 TL iştirak nafakası alacağının tahsili için ilamlı icra takibine başlandığı, takipte devam eden ayların nafakasının talep edilmediği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde ; davalı-alacaklının davacı-borçlu hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu kararına dayalı olarak toplam 138.999,48 TL alacağa ilişkin olarak ilamlı takip yaptığı, borçluya örnek 4- 5 nolu icra emrinin çıkarıltıldığı, borçlu tarafından icranın geri bırakılması kararı temini için takip tutarı ve faizine karşılık olmak üzere 170.00,00 TL bedelli teminat mektubunun sunulduğu, icra müdürlüğünce borçlu şirket yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, akabinde mehil vesikası alındığı, borçlu tarafından hacizlerin kaldırılmasının istendiği, icra müdürlüğünce taleplerinin reddedildiği, ret kararına karşı borçlu tarafından şikayette bulunulduğu, mahkemece şikayetine kabulüne karar verilerek borçlunun mal varlığına konulan hacizlerin fekkine karar verildiği, bu karara karşı alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna müracaat edildiği anlaşılmıştır....
İlk derece mahkemesi kararında; verilmiş olan icranın geri bırakılması kararının iptal yetkisinin bulunmadığı, mehil vesikasının iptaline karar verilse dahi icranın geri bırakılması kararını etkisiz hale getirmeyeceği bu nedenle mehil vesikasının iptalinin istenmesinde hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın tamamının depo edilmemiş olması sebebiyle verilmiş olan mehil vesikası işleminin açıkça kanuna aykırı olduğunu, mahkemece talebin anlaşılamadığını, taleplerinin mehil vesikası işleminin iptaline ilişkin olduğunu, icranın geri bırakılması kararının iptalini istemediklerini, icra müdürlüğünce yapılan hesaplamaya göre 6.965,19 TL eksik para olduğunu, bu nedenle mehil vesikası verilemeyeceğini, dosya alacaklısı oldukları için bu şikayette menfaatlerinin bulunduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
sayılı takip dosyası üzerinden İİK 40/2 fıkrası kapsamında icranın eski haline getirilmesini talep etmesi yeterli ve gerekli olup, bu nedenle açtığı iş bu davada hukuki yararının bulunmadığı..."...
İcra Müdürlüğü’nün 2008/6195 E. sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, davalı tarafça takip dosyasında 18.05.2012 tarihinden 07.01.2019 tarihine kadar takip dosyasının düşmesine engel herhangi bir işlem yapılmadığını, 2013 yılında dosyanın işlemden kaldırıldığını, dosyanın işlemden kaldırıldıktan 6 yıl sonra davalı tarafça 07.01.2019 tarihinde yenilenerek tekrar işleme konulduğunu ve yenileme emri müvekkiline tebliğ edilmeden işlemlere devam edildiğini, yenilemeden sonra dosyanın 2019/231 Esas numarasını aldığını,TTK 778/d-h maddeleri atfı ile 732/4 ve 749/1. Maddeleri uyarınca zaman aşımına uğrayan senet yönünden İİK 71 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılması gerektiğini beyanla, davanın kabulü ile zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafından aynı iddialar ile Karşıyaka 2....
İcra Müdürlüğünün 2021/105 Esas sayılı dosyasında 500,00 TL asıl alacak yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
İİK'nın 33/a maddesinin 2. fıkrasında; "Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir." düzenlemesi getirilmiştir. Bu düzenleme davanın 7 günlük süre içerisinde açılabileceği, bu sürenin hak düşürücü süre mahiyetinde olduğu, resen gözetilmesi gerektiği şeklinde anlaşılmalıdır. 20/01/2021 tarihinde icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin davacıya tebliğ edildiği, davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Takip borçlusu davalının, icra mahkemesine başvurması üzerine icra mahkemesince zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle İİK 33/a maddesi uyarınca takibin geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu durumda, takip alacaklısı İİK 33/a maddesi uyarınca takibin zamanaşımına uğramadığının tespiti için genel mahkemede dava açabileceği gibi, temel ilişkiye dayanarak alacağın tahsili için dava açabilir....
İlk derece mahkemesi; davanın ilamlı alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle icranın geri bırakılması davası olduğu. davalının nafaka alacağına dayalı ilamlı takip başlatmış olduğu, davacı/borçluya örnek4- 5 icra emri göndermiş olduğu. süresinde iş bu davanın açıldığı, davacı her ne kadar nafaka alacağının zamanaşınına uğradığını iddia etmiş ise de nafakaya ilişkin ilamlarda geriye doğru 10 yıldan öncesinden kalan alacağın zamanaşımına uğrayacağı, icra takibinde 10 yıldan öncesi ve sonrası birlikte talep edilen alacağın hesaplanması gerektiği, iş bu nedenle davacı tarafa bilirkişi incelemesi yapılması gereği ile bilirkişi ücreti yatırmak üzere kesin süre verildiği, ancak davacı tarafından yatırılmadığı bu nedenle davanın reddine karar vermiştir....