SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davalı Gebze Belediye Başkanlığınca; Dava konusu parselasyonda, ikinci kez DOP kesintisi yapılması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, parselden öncesinde yapılan ifraz, tevhit ve terk işlemleri dikkate alınarak DOP kesintisi yapıldığı, davacının kök parseli kısmen yolda kalan davacıya yolda kalmayan kısım tahsis edilerek yolda kalan hissesinin farklı bir parsele taşındığı, yolda kalmayan kısmın dayanağı imar planında yer alan minimum parsel büyüklüğüne dair plan hükmü gereği hisseli olarak tahsis edildiği, parselasyonun imar planına uygun yapıldığı, imar planında bir kısmı yolda kalan kadastral parselin tamamının yerinde korunmasının mümkün olmadığı, alandaki tüm parseller için yerindelik ilkesi gereğince yakın parselden tahsisin mümkün olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmuştur....
Bu kesintinin hangi oranda yapılması gerektiği noktasında değerlendirme yapılabilmesi için, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgedeki daha önce yapılan imar uygulamaları ve buna bağlı DOP kesintileri nazara alınarak dava konusu parselin gelecekte imar uygulamasına tabi tutulması durumunda alınması muhtemel Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) oranının bildirilmesi, DOP kesintisi oranın bu aşamada tespiti mümkün değilse dava konusu taşınmazın yakın çevresindeki başka taşınmazlar bakımından daha önce Belediyece yapılmış imar uygulamalarında genel olarak alınan Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) oranının bildirilmesi için Midyat Belediye Başkanlığının müzekkere yazılarak alınacak yazı cevabına göre , dava konusu taşınmazın yakın çevresindeki başka taşınmazlar bakımından daha önce Belediyece hangi oranda DOP kesintisi yapıldığı tesbit edilip ,bu oran üzerinden DOP kesintisi yapılması gerekmektedir....
Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, maddi tazminat isteminin ikinci ıslah dilekçesi ile arttırılan kısmını da kapsar şekilde asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, 33.027,54 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 2.267,06 TL geçici iş göremezlik tazminatı bedellerinin haksız fiil tarihi olan 23/07/2009 tarihinden itibaren işlemiş kanuni faizi ile birlikte davalılar ..., ... Otomotiv Anonim Şirketi ve ...'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının bakıcı giderlerine yönelik talebinin reddine karar verilmiş; karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Asıl davanın davalısı ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde, Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Islah, taraf usul işlemlerinin kısmen veya tamamen düzeltilmesidir.. Islahla vakıalar ve talep sonucu değiştirilebilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/10/2018 NUMARASI : 2015/1012 ESAS - 2018/337 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat, Ecrimisil (Kamulaştırmasız El Koymadan Kaynaklanan) KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
, ticari alanda kalan kısmının ise 8.647,00 m2 olduğu, hükme esas raporda ise dava konusu taşınmazın 6.509,82 m2 sinin imar yolları ve park alanında kaldığından bahisle % 40 oranında DOP indirimi yapılarak 3.905,90 m2'lik alan için tazminat hesabının yapıldığı anlaşılmış ise de, yapılan hesaplamaların usul ve yasaya uygun olmadığı, öncelikle taşınmazın ilk imar planında Belediye hizmet alanı olarak belirlendiğinde DOP kesintisi yada yola terk yapılıp yapılmadığının ilgili belediyeden sorularak buna ilişkin belgelerin dosyaya ibrazının sağlanması, ilk imar uygulaması ile taşınmazda DOP indirimi yada yola terk yapılmış ise imar değişikliği nedeniyle oluşturulan yeni durumda taşınmazda DOP kesintisi yapılmayacağının dikkate alınması gerektiği, ilk imar uygulaması ve imar değişikliği nedeniyle oluşan yeni imar durumunda taşınmazda DOP kesintisi ve yola terk yapılmamışsa, yapılacak DOP indiriminin taşınmazın bulunduğu bölgedeki taşınmazlarda ne kadar olduğunun ilgili belediyeden sorularak tespit...
Mahkemece; davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davalılar vekillerince süresinde temyiz edilmiştir. Davacılar vekili 07.05.2004 tarihli dava dilekçesi ile bu dilekçesindeki taleplerini açıkladığı 14.04.2009 tarihli dilekçe ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ihtiyari dava arkadaşı davacılardan ... için 7.000,00-TL diğer davacılardan her biri için ise 1.000,00’er TL maddi tazminat isteminde bulunmuş ve bu istemini davacı ... yönünden önce 20.04.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile 10.641,93TL artırarak 17.641,93-TL’na çıkarmış bilahare 28.12.2011 tarihli dilekçe ile davacı ... bakımından ikinci kez diğer davacılar bakımından ise ilk kez maddi tazminat istemini ıslah suretiyle artırmış ve davacı ...’ın maddi tazminat istemini 61.274,79-TL’na çıkarmıştır....
Dosya kapsamından; eldeki davanın, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava olarak açıldığı, 10/08/2018 tarihli 1. ıslah dilekçesi ile davacının, talebini 34.607,71 TL’ ye çıkardığı; uyuşmazlık hakem heyeti tarafından, 34.607,71 TL yönünden davanın kabulüne karar verildiği, bu karara tarafların itiraz etmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince alınan hesap raporu uyarınca davacı tarafından 2. kez ıslah dilekçesi verilerek talebin 42.308,23 TL’ye çıkarıldığı ve itiraz hakem heyetince, 2. ıslah dilekçesi kabul edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Şu durumda, itiraz hakem heyetince, davacı tarafından ikinci kez ıslah yoluna başvurulamayacağı gözetilmeksizin, davanın hatalı şekilde belirsiz alacak davası olarak nitelendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın yerel mahkemece sürümcemede bırakıldığını, düzenleme ortaklık payının ilk imar uygulamasında düşülmediğini, ikinci kez DOP düşülmesinin el atma olarak vasıflandırılması gerektiğini, mahkemece hukuki tavsifin yanlış yapıldığını, kabule göre lehe maktu ve aleyhe nispi vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüştür. GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi ve kamu düzeni dikkate alındığında; 1- İmar Kanununun 18. maddesinin 6. fıkrasındaki "Herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz." hükmü uyarınca ikinci defa düzenleme ortaklık payı alınması, taşınmazın aynına yönelik olup kamulaştırmasız el atma niteliğindedir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İhtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamaleri üzerine tahakkuk eden vergiler ile kesilen vergi ziyaı cezalarının dava konusu edilebileceği, bu durum için hukuki bir kısıtlama bulunmadığı, indirime konu edilen faturaların sahte olduğu yönündeki iddianın yapılacak bir vergi incelemesi ile ortaya konularak inceleme sonucunda tarhiyat yapılması halinde tebliği ile iddiaların yargılamada ileri sürme imkanının tanınması gerektiği, böyle bir inceleme yapılmadan davalı idarenin baskısı ile ilk beyannamede yer alan indirime konu bazı faturalara ait katma değer vergilerinin indirimlerden çıkartıldığından ikinci kez verilen beyannamelerin özgür irade ile oluştuğundan söz edilemeyeceği, dava konusu tahakkuk ve kesilen cezanın hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir....
Hukuk Dairesi -K A R A R- Her ne kadar davalı yanca, olayın iş kazası niteliğinin de bulunduğu, bu sebeple davacıya SGK tarafından rücuya tabi tazminat ödenmiş olabileceği ve bu ödemenin tazminattan düşülmesi gerektiği, yargılama aşamasında ileri sürülmemiş olsa da; aynı zarar için birden fazla kez tazminat ödenmesi suretiyle davacının sebepsiz zenginleşmesinin önüne geçilebilmesi ve yapılan ödemenin rücusu nedeniyle de davalının aynı zarar için ikinci kez ödeme yapmak durumunda kalmamasını teminen, davalı vekilinin bu konudaki itirazlarının incelenmesi gerektiği gözetilerek, dosyanın ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin incelenmesinde; davacının muavin olarak bulunduğu yolcu otobüsünün yaptığı kazada yaralanıp malul kaldığının dosya kapsamından anlaşıldığı; davacının maluliyete uğraması nedeniyle, dava dışı SGK Başkanlığı tarafından davacıya iş kazası nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmadığı görülmüştür....