HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , usulsüz haciz ihbarnameleri sebebiyle borçlu olmadığının tesbiti talebi ile açılmış iken , istirdat talebine dönüştürülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacının haciz ihbarnamelerinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin icra hukuk mahkemesine memur işlemini şikayet davası açtığına ilişkin bir iddia olmadığı , bu durumda davacıya İİK'nın 89. maddesince çıkartılan haciz ihbarnamelerindeki adreslerin davacının bilinen adresleri olduğu, haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin davacı istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, üçüncü haciz ihbarnamesinden sonra yasal 15 günlük süre içerisinde menfi tespit davasını açmadığı da nazara alındığında ,bu yöne ilişkin mahkeme gerekçesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak davacı görevsiz mahkemede menfi tesbit davasını istirdat davasına dönüştürdüğünü beyan etmiştir.İİK 72....
Şikayete konu 2014/ 2006 nolu takip dosyasının bir bölümü Uyap sistemine taranmış ise de, davacının şikayet nedenlerinin incelenmesi için gerekli ipotek akit tablosu, hesap kat ihtarı, hesap kat ihtarının tebliğ parçası v.b. önemli evraklar sisteme taranmamıştır. Yargıtay 12.Hukuk Daire'sinin yerleşik içtihatları uyarınca hesap kat ihtarının usulsuz tebliğine ilişkin şikayet kamu düzenine ilişkin olduğundan, süresiz şikayet sözkonusu olduğu için, bu şikayet yönünden süreden red kararı verilmesi doğru değildir. Mahkemece duruşma yapılmadan dosya üzerinden karar verilmiş, dava dilekçesinde ileri sürülen şikayet nedenlerinin tamamı incelenmemiş, deliller toplanmamıştır....
Esas sayılı şikayet davası açıldığını, borçluya karşı açılan menfi tespit davası İİK 89/3 bakımından ön sorun olacağından usul ekonomisi gereği işbu davanın borçluya yöneltilmesinde müvekkilinin hukuki menfaati olduğunu, İİK 89/3'e dayalı menfi tespit davasının alacaklıya karşı açılsa da takip borçlusunu davalı olarak göstermesine engel bir durum olmadığını, müvekkiline gönderilen 89 haciz ihbarnamelerinin hukuka aykırı olduğundan merci şikayeti yapıldığını, bu şikayet neticesinin beklenmesi gerektiğini, ilgili icra dosyasının direkt olarak davalı şahsa karşı başlatılmadığını, esas takip borçlusu dava dışı ... olduğunu ve davalı şahsın kendisine gönderilen 89 ihbarnamelerine itiraz etmediğinden ilgili borcun zimmetinde sayıldığını ve dosyaya borçlu olarak eklendiğini, yetki belgesinde ise vekil edenin ... Ltd. Şti.'nin olduğunu, dosya alacaklısı davalı ... A.Ş. olduğunu, vekaletname bilgilerinin ... A.Ş.'...
A.Ş deki alacağına İİK 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi göndererek 12.01.2007 tarihinde ihtiyati haciz uyguladığını, şikayet edilenin ise borçlu hakkında yaptığı icra takibinde borçlunun 3. kişideki alacağına haciz koymak için gönderdiği haciz ihbarnamesinin alo post yöntemiyle 15.01.2007 tarihinde 3. kişiye ulaştığını, 3. kişinin borç miktarı itibariyle haczi koymadığını belirttiğini, bunun üzerine şikayet edilenin talebi üzerine 3. kişiye tekrar müzekkere yazıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkili bankanın kamu bankası olması nedeniyle ilk hacze iştirak ettirilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelindeki sıralarına itiraz etmiştir. Şikayet edilen vekili, müvekkil bankanın haczinin kesin haciz, şikayet edenin haczinin ise ihtiyati haciz olduğunu, tebligatın usulüne uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Davacı 3. kişi vekili istinaf dilekçesinde; İİK. 'nun 99. Maddesinin mahkeme tarafından hatalı olarak ele alındığını, haczin müvekkili 3. Şahıs huzurunda gerçekleştirildiğini, borçlunun haciz mahallinde hazır bulunmasının tamamen alacaklı tarafla birlikte, müvekkili 3. Kişiye zarar vermek kastı ile tasarladıkları basit bir kurgudan ibaret olduğunu, haciz adresinde müvekkilinin ticari faaliyet yürütmekte olup, buna ilişkin belgelerin de haciz esnasında dosyaya sunulduğunu, usulsüz haciz işlemi ve 6 aylık yediemin ücreti alacaklı tarafça eksik yatırıldığından, öncelikle haciz işleminin iptalinin gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca;Şikayet, haciz işleminin usulsüz olduğu ve 6 aylık yediemin ücretinin eksik yatırıldığından bahisle, haciz işleminin iptali ve icra memurunca İİK. 'nun 96- 97. Maddelerine göre yapılmış sayılan menkul haczi işleminin İİK.'...
İcra Dairesinin 2020/4112 esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, alacaklı tarafından müvekkili T1'ın bu takibe 3.şahıs olarak dahil edildiğini, söz konusu takibe ilişkin İİK nun 89/1, 89/2, 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, yapılan tebligatların hepsinin Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre çıkartılmış tebligat ile tebliğ edilmiş olduğunu, tebligatlar ilgili muhtarlığa bırakılmak suretiyle haciz ihbarnamelerinin itiraz süresi yönünden kesinleştiğini, müvekkiline yapılmış olan tebligatın usulsüz olduğunu, söz konusu tebligatların müvekkilinin adresine gönderilen ilk tebligatlar olduğunu, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi uygulanması gerekirken alacaklının talebi doğrultusunda bütün tebligatların TK.nun 21/2. maddesine göre gönderildiğini, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu beyan ederek, öğrenme tarihleri olan 05/11/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İlk Derece Mahkemesince, Davacının 89/1. Haciz ihbarnamesine ilişkin usulsüz tebligata yönelik şikayetinin kabulü ile Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/3681 Esas sayılı dosyasında davacı 3. Kişiye gönderilen 1. Haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 12/12/2020 olarak düzeltilmesine, Davacıya Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/3681 Esas sayılı dosyasında gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline ve icra dosyasında haciz ihbarnamelerine bağlı olarak davacı ile ilgili uygulanan tüm hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ :İlk Derece Mahkemesi Kararına karşı, davalı alacaklı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunulmuş olup, gerekli harçlar yatırılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; icra müdürlük işleminin iptaline ilişkin şikayette müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/05/2023 NUMARASI : 2022/641 ESAS 2023/273 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şikayete konu icra takip dosyasında davacıya gönderilen İİK 89/1, 2, 3 haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligatların elektronik tebligat adresine gönderildiği, ancak bu tebliğlerin e-mail yada sms yolu ile bildirilmediğinden bahisle tebligatların iptali, hacizlerin kaldırılması öğrenme tarihinin 15/12/2022 tarihi olarak tespiti talep edilmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2019/2108 E. sayılı dosyasında ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz ihbarnamelerinin gönderildiği adres olmadığı, dolayısıyla öncelikle bilinen adrese çıkmayan tebligat usulsüz olup 103 davet kağıdının tebliğinin TK 21/2’ye göre yapılması usulsüzdür. Netice itibari ile 103 davet kağıdının tebliği usulsüz olduğu gözetilerek şikayet süresinin buradan başlatılması yerinde olmayıp haciz ihbarnamelerine ilişkin şikayetin süreden reddi yerinde değildir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında haciz ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin usulsüzlük değerlendirilmek suretiyle oluşak sonuca göre karar vermek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Her ne kadar, mahkemece, 89/2 haciz ihbarnamesi tebligatında teslim alan mahalle muhtarının isim ve imzasının bulunmadığı, tebliğin bu nedenle de usulsüz olduğu sonucuna varılmış ise de; Dairemizce, PTT 'ye yazılan müzekkere cevabı ekinde gönderilen adli tebliğ belgesinin incelenmesinde; 89/2 haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatın teslim edildiği mahalle muhtarının isim ve imzasının bulunduğu, ancak farklı bir mahalle muhtarına ait olduğu görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı 3. Kişiye gönderilen 2. Haciz ihbarnamesi tebligatının yukarıda açıklanan nedenle, TK. 'nun 21/2. Maddesine ve usulüne uygun olmadığı , 89/1 haciz ihbarnamesi ile 89/3 haciz ihbarnamelerinin ise, TK. 'nun 21/2. Maddesine ve usulune uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....