İhalenin feshi istemi şikayet olduğu halde, İİK'nın 134. maddesi ihalenin sonucunu, kimlerin ihalenin feshini isteyebileceğini, ihalenin feshi sebeplerini ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Aynı maddenin 7. fıkrasına göre, cebri icra yolu ile yapılan satışların feshi şikayet yolu ile icra mahkemelerinden istenebilir. Anılan maddeye göre, ihalenin feshinin istenebilmesi için ilgili olması ve bu ilgilinin yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin ihlal edildiğini ispat etmesi gerekir. Ancak her hukuki yararı olan değil, hukuki yararı olanlar içerisinde "ilgili" konumda bulunan kişilerin şikayet yolu ile ihalenin feshi hakkı bulunmaktadır. İİK'nın 134. maddesinin 2. fıkrasında ihalenin feshini isteyebilecek olanlar sınırlı olarak sayılmıştır....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Dava ihalenin feshi talebine ilişkindir, dava süresindedir. Davacı her ne kadar kıymet takdiri raporunun yanlış olması nedeni ile talep etmişse de ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Taşınmazın niteliklerinin şikayet konusu yapılmadığı İstanbul Anadolu 4....
Somut olayda, muhammen bedeli 205.000.00-TL olarak takdir edilen 59 parsel sayılı taşınmazın 228.000.00-TL bedelle satıldığı, muhammen bedeli 280.000.00-TL olarak takdir edilen 60 parsel sayılı taşınmazın 370.000.00-TL bedelle satıldığı, böylece, ihalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazların satış bedellerinin, muhammen bedellerin üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu husus mahkemenin de kabulündedir....
Borçlunun ihalenin feshi isteminde, kıymet takdirine itiraz da etmediği gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle, İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir.O halde, borçlunun ihalenin feshi isteminin, zarar unsuru yokluğu nedeniyle reddi gerektiğinden, taşınmazın ihale bedelinin %10’u oranında olan para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 5....
İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca; “İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler.” Aynı maddenin 6. fıkrasına göre ise; “Satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.” Somut olayda, şikayete konu ihalenin 08.10.2012 tarihinde yapıldığı, şikayetçinin ise İİK.nun 134/6. maddesinde belirtilen bir yıllık süreden sonra 13.11.2014 tarihinde ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesi uyarınca ihalenin feshi istemine ilişkindir. Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkı, sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. İhalenin feshini isteyen şikayetçi kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediğini ileri süremeyeceğinden, davacının ilgililerine satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğu iddiasıyla ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nın 16/1 maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir....
Şikayetçi fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Davacı tarafa kıymet takdiri ve satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve süresi içinde iddia edilen hususlar şikayet konusu yapılmadığından, bu sebeplere dayalı olarak ihalenin feshi talebinde bulanamayacakları değerlendirilmiştir....
Davalı vekili 06/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hukuka aykırı iddiaları kabul etmediklerini, davacının ihalenin feshi davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gibi, dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu, herhangi bir yasal dayanağı bulunmayan iddialarına da itibar edilmesinin olmadığını, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olmasıgerektiğini, şikayetçinin, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemeyeceğini, beyan ederek haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine,davacı taraf aleyhine...
O halde satış ilanı satıştan makul süre içerisinde davacı borçlular vekiline usulüne uygun şekilde elektronik ortamda tebliğ edildiğinden davacı asıllara tebliğin usulsüz olduğu, ya da tebligat yapılmadığı iddiasının ihalenin feshi isteminde bir sonucu yoktur. Diğer taraftan davacılar vekiline usulüne uygun şekilde satış ilanı tebliği üzerine yasal süresi içerisinde kıymet takdirine itiraz etmediğinden taşınmaz değerine yönelik iddiaları ihalenin feshinde dinlenemez. Yine satışa hazırlık işlemlerine yönelik olarak satış ilanının tebliği üzerine gerek ilanın içeriğine, gerekse satışa hazırlık işlemlerine yönelik ihaleden önce şikayette bulunmadıklarından bu iddialarının da ihalenin feshi isteminde dinlenilmesine olanak yoktur. İİK'nın 134/8. maddesinde "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur." düzenlemesi yer almaktadır....
Anılan maddede “… İhalenin feshi gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikayet yoliyle istenebilir. İhalenin ilgililere tebliği tarihi şikayet için muayyen olan 7 günlük müddete başlangıç sayılır. Tetkik merciinin vereceği karar 10 gün içinde temyiz olunabilir. Temyiz talebini Temyiz İcra ve İflas Dairesi tetkik eder. İhale edilen malın değeri 50.000 Yeni Türk Lirasını aştığı takdirde murafaa istenebilir. İhalenin feshi veya kaydın tashihi hakkında başkaca mahkemeye veya idari kaza mercilerine müracaat olunamaz. …” hükmüne yer verilmiştir. Hal böyle olunca, 6183 sayılı Kanuna tabi yapılan icra takibi sonucu yapılan ihalenin feshi davasında taşınmazın bulunduğu yer İcra Tetkik Merciinin görevli olduğu gözetilmeksizin, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalıların avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....