İddianın ileri sürülüş biçimi ve tüm dosya kapsamına göre dava, mülkiyet hakkından kaynaklanan ve inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Köyü 862 parsel sayılı 3080 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, yörede 2006 yılında yapılan ve kesinleşen ... kadastrosu sınırları içinde kaldığını iddia ederek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ... niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline ve ... niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen ... kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2006 yılında ... kadastrosu ve 2/B uygulaması yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu 1975 yılında yapılmıştır....
Türk Medeni Kanunun 1024. maddesinin 2.fıkrası, "Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur." hükmünü içermektedir. Davaya konu taşınmaza ilişkin ayni hakkın sahte vekaletnameye dayanarak yolsuz tescil edildiği ve Medeni Kanunun 1025. maddesi uyarınca da terkine tabi olduğu ortadadır. Düzeltilmesi istenen hak, bir nedeni olmadan (yolsuz) tescil edildiğinden bu tapu kaydına dayanan mülkiyet hakkına dayanılarak tapuda isim düzeltilmesi ve tespit istenemez. Böyle bir hakkın varlığını ileri sürmek objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından, açılan davanın reddi yerine istem hüküm altına alınmış olmakla hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.02.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Ancak tescilin hukuki nedeni bir idari işlem olup, tescilin akıbeti idari işlemin akıbetine bağlıdır. Şöyle ki; idari işlemin hukuka aykırılıklar nedeniyle geçersiz bir işlem olması ve bu nedenle idari yargıda iptali halinde bu işleme dayalı yapılan tescil de yolsuz tescil olacaktır. Eğer tescil dayanağı idare işlem ayaktaysa yani idari yargı yerinde iptali yoluna gidilmemişse bu durumda bir yolsuz tescilden söz edilemeyeceği, yolsuz tescil nedeniyle açılan davanın reddinin gerektiği açıktır. Benzer bir talebe ilişkin İlk derece mahkemesinin aşağıdaki kararı Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2013 tarih ve 2013/2459- 2013/5535 esas ve karar sayılı kararı ile onanmıştır. “…davalı Hazine adına taşınmasın tesciline ilişkin 1958 tarihli vaz'iyet ve el koyma kararı idari bir işlemdir ve idari yargı yerinde iptal edilmeden bu işleme dayalı olarak oluşturulan tapu kayıtlarının iptal edilmesi mümkün değildir....
AŞ adına tescil edilmesine ilişkin işlemin dayanağı olarak gösterdiği 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134. maddesinde, mülkiyete ilişkin tescilin tapudan terkin edilebileceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, Medeni Kanun'a göre taşınmaz mülkiyetinin kural olarak tescil ile kazanılacağı, bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan yolsuz tescilin ise ancak bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimsenin tapu sicilinin düzeltilmesi için açacağı dava sonucundaki Mahkeme hükmünün kesinleşmesi ile tapudan terkin edilebileceği; uyuşmazlıkta, davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından, muvazaalı olduğu iddia edilen satış işleminden dolayı Medeni Kanun hükümleri doğrultusunda adli yargıda tapu iptali ve tescili davası açılabileceği, ancak 6758 sayılı Kanun'un 20. maddesinin atıfta bulunduğu 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazlarla ilgili tapu kaydının terkini yapılamayacağından dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın...
Diğer yandan taraflar arasındaki uyuşmazlık çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin düzeltilmesine ilişkin olmayıp, kesinleşen şerhe uygun düşmeyecek şekilde 6292 Sayılı Kanun uyarınca yapılan satışla oluşan tapu kaydının iptaline ilişkin olduğu, çekişmeli taşınmazın tapu kaydı oluştuktan sonra işbu davanın dinlenebilmesi için tescilin sebebine dayalı idari işlemin iptal edilmeden adli yargı yerinde açılan bu davanın görülmesinin mümkün olmadığı, davanın ön şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine…" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kadastro Kanunun 12....
Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda nüfusta kayıtlı olmayan kişilerin de kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmektedir. Böyle durumlarda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararlarında belirtilmektedir. “… Kaydı düzeltilecek kişinin nüfusta kayıtlı olmaması durumunda, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi olanağının bulunup bulunmadığı sorununun çözümlenmesi gerekmektedir....
Bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, ziraatçi bilirkişi ve uzman fen bilirkişisi de hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, Hazine'nin dayandığı tapu kayıtları uygulanıp kapsamı belirlenmeye çalışılmalı, taşınmazın Hazine'nin dayandığı tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde tespit tarihine kadar ya da kaydın kapsamında kalmakla beraber tapu kaydının idari yoldan oluşması halinde tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve nasıl sürdürüldüğü konusunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi almalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 16.03.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltilmesi istenmesi üzerine ... ve ... asli müdahil olarak davaya katılarak yapılan duruşma sonunda; asli müdahale isteminin reddine karar verildikten sonra yapılan yargılama sonunda isim düzeltme isteminin kabulüne dair verilen 19.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahiller vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu kaydında soyadı düzeltilmesi talebine ilişkindir. Davaya müdahil olarak katılan ... ile ... kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı olduğu 1 ve 5 sayılı parsellerde davalı belediyenin yapmış olduğu hukuka aykırı imar uygulaması sonucunda arazi kaybı meydana geldiğini ileri sürerek bu durumun tespitiyle murisi Mehmet'in mirasçıları adına tesciline, olmadığı takdirde zararın ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, yapılan idari işleme karşı İdari Yargının yetkili olduğunu, davacının imar uygulamasına karşı idari yargıya herhangi bir dava açmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın idari işleme yönelik olduğu, İdari Yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....