Mahkemece, ibranamelerin altındaki imzanın alacaklı tarafından kabul edildiği, İİK'nun 33/1.maddesi kapsamında belge olduğu ve bu ibranamelerin genel nitelikli olduğu kefalet borçlarını kapsamadığı yönünde bir kayıt olmadığı gerekçesiyle itfa nedeniyle şikayetçiler yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Şikayete konu takip dosyası incelendiğinde; tarım kredi kooperatifinin borç senetlerine dayanılarak asıl borçlu kooperatif ortağı ... hakkında ilamlı takip yapıldığı anlaşılmaktadır. Şikayetçi ... aleyhine ilamlı takip başlatılmadığından şikayet ve itirazının aktif husumet ehliyeti yokluğunda reddi gerekirken itirazın esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değildir. Borçlu ... 'ın itfa itirazına dayanak yaptığı belge alacaklı tarafından açıkça kabul edilmediğinden ve ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından üç adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, zamanaşımı nedeniyle İİK'nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin istendiği, mahkemece 06.08.2013 ve 21.10.2014 tarihleri arasında itiraz eden borçlu yönünden zamanaşımını kesen işlem yapılmadığı gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29.12.2014 tarih ve 2014/607 E.-2014/626 K. sayılı kararının hüküm bölümünün (1) nolu bendinde yer alan "İİK.nun 71/2 maddesi yollamasıyla İİK.nun 33/ a-1 maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına" şeklindeki ifadenin karar metninden çıkartılmasına, yerine "İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına" yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HD tarafından 13.08.2014 tarihinde icranın geri bırakılmasına karar verildiği, daha sonra ise 06.10.2015 tarih, 2014/27867 E-2015/28515 K. sayılı kararla ilamın esastan bozulduğu görülmektedir. Dayanak ilamın bozulması nedeniyle bu aşamada takas talebine konu bir alacak bulunmadığı gibi, karar tarihinde de icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan alacağın istenebilir nitelikte bulunmadığı dikkate alınarak takas mahsup talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan ödemenin TBK'nun 100. maddesine göre hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, itirazın kısmen kabulü ile, takipten sonra ödenen 90.466,35 TL yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/1670 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına" cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalının kendi adına tahsil ettiği paralar karşılığı 2 adet senet verdiğini senetlere dayalı takip yaptığını ancak takip dosyası işlemsiz kaldığından kesinleşen icra hukuk mahkemesi kararıyla bonolar zamanaşımına uğradığından icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, borç ilişkisine dayalı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.920,00 TL alacağın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, borç karşılığı verilen senetleri takibe koymuş, takip uzun süre işlemsiz kaldığından kesinleşen icra hukuk mahkemesi kararıyla TTK' nun 661 ve devamı maddelerine göre bonolarda zamanaşımı süresinin 3 yıl olup somut olayda da zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, davamız da ise davacı bu senede dayalı olarak borç ilişkisinden doğan alacağını talep etmektedir....
Mahkemece anılan kabuller doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, ibranamenin borcun tamamını kapsadığından hareketle takibin tümü yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. .//.. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının doğru yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Alacağın icra takibinin kesinleşmesinden sonraki bir tarihte zamanaşımına uğraması halinde borçluya tetkik merciinden icranın geri bırakılmasına isteme hakkına sahip olduğu gibi (İİK.nun 71/2 maddesi) gerektiğinde İİK.nun 72 maddesi gereğince menfi tesbit davası açmasını da herhangi bir engel yoktur. Davacı borçlu icra takibinin kesinleşmesinden sonra borç zamanaşımına uğradığından dolayı menfi tesbit davası açmıştır. Bu durumda davacı borçlunun menfi tesbit davası açmasında hukuki yararı olup, mahkemece işin esasına girilip deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 20.4.2015 tarihli kararının iptaline, icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir. Borçlu vekilinin, başvurusunda, ... tarihli protokolün karşılıklı edim içeren belge olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. Anılan protokol, bu niteliği ile yukarıda açıklanan İİK'nun 33/2. maddesi kapsamında borcun imhaline imkan kılacak nitelikte bir belge değildir. Bu durumda, takibin devamında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....