Hukuk Dairesi'nin 2021/1865 Esas sayılı dosyasında 11/08/2021 tarihinde icranın geri bırakılması talebinin kabulüne karar verildiği görülmüştür. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 2021/1865 Esas sayılı dosyasında verilen icranın geri bırakılması kararında, alacak kalemleri ve tahliye ile ilgili bir ayrım yapılmadığı, bu nedenle alacak kalemleri ile birlikte taşınmazın tahliyesi istinaf incelemesi sonuna kadar geri bırakıldığından memur işlemi usul ve yasaya uygun değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerinde takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Taraflar arasındaki takip sonrası zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması şikayetinden dolayı yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile davacı borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına, karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; aleyhine yapılan icra takibinde zamanaşımı sebebiyle icrasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı tarafından cevap verilmedi. III....
Taraflar arasındaki takip sonrası zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması şikayetinden dolayı yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile davacı borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; aleyhine yapılan icra takibinde zamanaşımı sebebiyle icrasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı tarafından cevap verilmedi. III....
O halde mahkemece, hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda, borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 1.838.037,21 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 1.042.424,41 TL olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin kısım yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, infazda güçlük ve tereddüt oluşturacak biçimde 303.464,67 TL ve bu bedele işlemiş faiz yönünden itfa sebebiyle icranın geri bırakılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Ankara 3....
İcra Müdürlüğünün 2018/3471 esas sayılı dosyada icranın davacı bakımından geri bırakılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın 5 günlük süresinde açılmadığını, davacının müvekkilini oyalayarak kötü niyetli bir şekilde iş bu davayı açtığını, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 71/2 maddesi delaletiyle aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca açılmış takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davasıdır....
O halde mahkemece, hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda, borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 926.173,74 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 120.725,64 TL olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin kısım yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, infazda güçlük ve tereddüt oluşturacak biçimde 124.386,53TL ve bu bedele işlemiş faiz yönünden itfa sebebiyle icranın geri bırakılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Ankara 3....
İcra ve İflas Kanunu'nun 71. maddesinin ikinci fıkrasında; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmü yeralmaktadır. 33/a maddesinin birinci fıkrasında ise "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" denilmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da; "Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçlu ... tarafından Konya 5....
geri bırakılmasına dair kararların kesinleşip kesinleşmediği sorulmadan, kesinleştiği anlaşılır ise davacının da İİK’nın 33/a-II fıkrası uyarınca, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açıp açmadığı araştırılmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin isabetli olmadığına değinilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/126 esası üzerinden görülen davada icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, ancak takibin zamanaşımına uğramadığını ileri sürerek bunun tespitini talep etmiş. Mahkemece karar yerindeki gerekçelerle eda davasının açılmasının mümkün olduğu halde tespit davası açmada davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nın 71- (2) maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33a. maddesi hükmü kıyasen uygulanır." düzenlemesine, İİK'nın 33- (a)-2) maddesinde ise; "Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder." düzenlemesine yer verilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde takip sonrası zamanaşımı itirazına dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İstanbul 34. İcra Müdürlüğünün 2018/9908 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı T3 vekili tarafından, davacı borçlu hakkında bonoya dayalı icra takibinin 01/03/2018 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluyu 09/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda HMK 33. maddesi uyarınca yapılan hukuki nitelendirmede talebin takip sonrası zamanaşımı itirazına dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkin olduğu belirlenmiştir. HMK.'...