İcra Müdürlüğü'nün 2009/4525 Esas sayılı dosyası ile fatura alacağından dolayı icra takibi açıldığını, davalının icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiğini, davalının itirazı üzerine takip dosyasının yetkili Adıyaman 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1156 Esas numarasını alarak davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, ancak davalı borçlunun haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, taraflar arasında uzun zamandan bu yana devam eden ticari ilişki bulunduğunu, davalı firmaya ıslak mendilin telası (hammede) satımı yapıldığını, aralarında cari hesaplar bulunduğunu, belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2022 NUMARASI : 2022/209 ESAS 2022/212 KARAR DAVA KONUSU : Borca itiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu vekili daha önceden İstanbul İcra Dairesinde hakkında icra takibi başlatıldığı halde bu defa mükerrer olarak icra takibine başlandığını ileri sürerek Gaziosmanpaşa 6. İcra Dairenin 2019/77863 Esas sayılı ilamsız icra takibine itiraz ederek takibin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olup, itirazın yukarıda açıklandığı gibi icra müdürlüğüne yapılması yasal zorunluluktur. (Örn Yargıtay 12....
- K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, icra takibine konu edilen faturadaki ürün ve parçaların alınmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir. Ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur İİK'nın 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almaktadır. Borçlunun borca itirazlarını takibin şekline göre bu itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir....
Diğer yandan, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan davada, mahkemenin de yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, İİK 50. ve 6100 sayılı HMK'nın 117/2. maddesi gereğince, dava şartı niteliğinde bulunan icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu öncelikle incelenmelidir. Somut olayda, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazından sonra açılan işbu itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiştir....
HMK'nun 350. maddesinin 1. fıkrasında istinaf yoluna başvurmanın kararın icrasını durdurmayacağı, 2. fıkrasında Kişiler Hukuku, Aile Hukuku ve Taşınmaz Mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceği düzenlenmiştir. İİK'nun 363. maddesinde icra mahkemesince verilecek kararlardan istinafı mümkün olanlar belirlenmiştir. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu değildir. Bu sebeple itirazın kaldırılması kararındaki icra tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin alacakların tahsili için kararın kesinleşmesi gerekmez. Davacı borçlu borcu olmadığını belirterek borca ve ferilerine itiraz etmişse de, takip dosyasında borca ve ferilerine itiraz edilmiş olup, bu husus istinaf incelemesinde ve derdest olan Menderes İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/61 Esas sayıl dosyanın inceleme konusudur....
'in Üniversiteye ait uygulama ve araştırma hastanesinde muayene ve tedavi olduğunu, sosyal güvencesi olmadığı için hastane masraflarını davalının imzaladığı taahhütname ile üstlendiğini, alacağın ödenmediğini yaptığı icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline %40 icra inkar tazminatı ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, icra takibine borçlunun süresinde itiraz etmediği, davada hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, davalı aleyhine başlattığı ... 1.İcra Dairesinin 2004/1813 sayılı icra takip dosyasında, Örnek 7 nolu ödeme borçluya 20.3.2006 tarihinde tebliği edilmiş, borçlu Erbaa İcra Müdürlüğüne verdiği 22.3.2006 tarihli dilekçe ile borca itiraz etmiş, icra takibi 31.3.2006 tarihinde dudurulmuştur. İtiraz 7 günlük yasal süre içerisinde yapılmış, durdurulan takibin devamının sağlanması için eldeki dava açılmıştır....
- K A R A R - Dava, Banka Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davalı ...’ın borcunu ödediği, davacının anılan davalı hakkında ibraname düzenlediği, davanın konusu kalmadığı, diğer davalının ise icra takibine yönelik itirazının borca itiraz niteliğinde olmadığı, davacı bankanın davalı ...’e yönelik davasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçeleriyle davalı ... yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar vermeye yer olmadığına, davalı ... yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Borçlu; alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibine itirazında takibin borca itiraz etmemesi nedeniyle kesinleştiği, takibe konu borcun banka havaleleri ile ödendiğini banka dekontunun bulunduğu ileri sürülerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Genel haciz yolu ile takipte borcun ödendiğine dair iddia borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK.nun 62/1.maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup hukuki sonuç doğurmaz....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibine konu bono altındaki imzanın davacıya ait olduğunu, davacının borcunu kabul ettiğini, ancak gerçeğe aykırı olarak doldurulduğunu iddia ettiğini belirterek davacının haksız ve kötü niyetle yapmış olduğu itirazının reddine karar verilmesini ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Borçlunun mahkememize başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir....