WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin davalı tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcu ödenmediği için başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kefaletin geçerli olabilmesi için TBK'nın 584. maddesi uyarınca eş rızasının alınması gerektiğini, eş rıza belgesindeki imzanın davalının eşine ait olmadığını, ayrıca kefalet sözleşmesindeki yazılarında davalıya ait olmadığını bu nedenle davalının kefaletinin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

    - K A R A R - Davacı vekili dava dışı şirkete ait tankerin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının borçlusu ...’ın bedeli paylaşıma konu araç üzerinde herhangi bir hakkı bulunmadığını, adı geçenin araç maliki şirketin yetkilisi olduğunu ve şirketi muvazaalı biçimde borcuna icra kefili yaptığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili icra kefaletinin usulüne uygun biçimde sağlandığını ve ödeme emri tebliğ edilen şirketin buna itiraz etmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalı ile dava dışı borçlu arasındaki boşanma hükmünün kesinleştiği, davacının boşanmanın muvazaalı olduğunu ileri sürmediği; icra kefaletinin de usulüne uygun olduğu ve borçlunun da şirketi icra kefili yapma konusunda yetkili bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak icra kefaletinin iptali talep edilemez. Ancak, İİK.nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK.nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK.'...

        Dava, davalı banka tarafından davacı aleyhine bono nedeniyle başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve istirdat talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi’nce bononun teminat amaçlı verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğunun yazılı delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir....

          - K A R A R - Davacılar vekili, davalı banka ile diğer davalı şirket arasında 20.08.2004 tarihli 75.000 TL limitli Genel Kredi Taahhütnamesi imzalandığını, müvekkilinin bu krediye müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını, davalı şirket aleyhine davalı bankaca takibe girişilmesi sonucu takibe konu kredi sözleşmesindeki davalı şirkete ait imza ile, 20.08.2004 tarihli kredi sözleşmesindeki davalı şirket kaşesi üzerindeki imzaların farklı olduğunu ve şirket yetkilisince imza atılmadığını farkettiklerini, bu sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle BK'nun 485. maddesi uyarınca kefalet ilişkisinin de geçersiz olduğunu ileri sürerek, 20.8.2004 tarihli Genel Taahhütname Sözleşmesinin davalı şirket yetkilisinin imzasını içermemesi nedeniyle geçersizliğinin ve müvekkillerinin kefaletinin de geçersiz bulunması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak icra kefaletinin iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat-Menfi Tespit-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı İstirdat, menfi tespit ve alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kiracı tarafından açılan; Kira bedelinden borçlu olmadığının tespiti, haksız ödenen kira parasının istirdadı, kira alacaklarının tahsili için kiralayan tarafından başlatılan icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti, davalı kiralayan tarafından talep edilen su parası ve hasar bedeli nedeni ile borçlu olmadığının tespiti, davalı uhdesinde kalan nakdi teminatın iadesi istemlerine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi icra kefili ...'ın icra mahkemesine başvurusunda; icra kefaletinin icra baskısı altında ve yasal şekil şartlarına aykırı olarak düzenlendiğini iddia ederek icra kefaletinin iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 38. maddesi uyarınca; ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

                  İcra Müdürlüğü’nün 2014/4870 esas sayılı dosyasına gönderildiğini, davacının davalı bankaya borcu kalmamasına rağmen, hakkında icra takip işlemlerine devam edilerek davacının başkaca taşınmazlarına ve araçlarına haciz konulduğunu, takiple talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, Konya 13. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4870 ve 2014/4871 esas sayılı dosyalarından davacı hakkındaki haciz ve satış işlemlerinin durdurulması için teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, istirdadı gereken meblağın tespiti ile işlemiş faiziyle beraber davalıdan istirdadına ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanan 03.02.2012 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine davacının 110.000....

                    Başka bir anlatımla borcun ödenmesi üzerine menfi tespit davası kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşür. Ancak, mahkemece belirtilen yasa kuralı gözetilmeden menfi tespite karar verilip istirdat yönünde bir hüküm kurulmaması ve menfi tespit davasının da davacı lehine sonuçlanıp, kesinleşmesi halinde ayrı bir istirdat davası açılması mümkün olup, daha önce verilip kesinleşen menfi tespit ilamı, istirdat davasında kesin delil (HUMK.nun 295/1 md.) teşkil eder.Bu durumda istirdat davası, borcunda tamamen ödenmesinden itibaren bir yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra açılmış olsa bile (İİK.md.72/7’ye göre) süre aşımından dolayı reddedilmez; çünkü, bu istirdat davası ayrı görülse bile daha önce sonuçlanmış olan ve İİK.nun 72/6.maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir....

                      UYAP Entegrasyonu