İcra Müdürlüğü'nün 2019/6911 Esas Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Müvekkilinin en başından beri ilgili kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı hususunun doğru olmadığını, müvekkilinin, davacı banka tarafından sözleşmenin imzalanmasından ve kredinin kullandırılmasından çok sonrasında çağrıldığını ve imzasının alındığını, bu durumda müvekkilinin kefaletinin TBK 583. Madde düzenlemesi gereği yasal şekil şartlarına haiz olmadığını, zira müvekkilinin kefilliğe dair ilgili sözleşmenin 90....
İcra Müdürlüğü’nün 2013/16194 sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalının itiraz ederek takibi durduğunu ileri sürerek davalının haksız itirazının iptali ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya karşı cevap vermemiş, yargılama aşamasında vekili, müvekkilinin 2010 yılı dönemi için kefil olduğunu, o döneme ilişkin borcun müvekkilinin kefaleti kapsamında ödendiğini, sonradan kullandırılan krediler için müvekkilinden onay alınmadığını, müvekkilinin kefaletinin geçersiz olduğunu, sözleşmenin BK.m.20'ye aykırı olduğunu, sözleşmede kabul edilenin üzerinde faiz tahakkuk ettirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
İlk derece mahkemesince, davacının davalılar aleyhine sözleşmeye dayalı alacak iddiasına dayalı icra takibi başlattığı, davalıların borçlu olmadıkları iddiasıyla icra takibine itiraz ettikleri ve süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı, aldırılan bilirkişi raporu ile icra takibine konu kredi sözleşmesine davalıların kefaletinin bulunmadığının tespit edildiği ve davacının kötü niyetli olarak icra takibini başlattığının ispatlanamadığı geerkçesiyle davanın reddine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....
Bölge adliye mahkemesince, davacının icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı, bankanın davacı aleyhine icra takibi yapmasının yerinde olmadığının tespit edildiği, alacağı temlik eden davalı banka tarafından dava konusu icra takibine dayanak olarak gösterilen 30/03/2016 tarihli hesap kat ihtarının davacı ve diğer borçlulara gönderildiği, davacının 01/04/2016 tarihli cevabi ihtarname ile temlik eden davalı bankaya borçlu şirketle herhangi bir ilgisinin olmadığını, kefaletinin bulunmadığını, ihtara konu borcu olmadığını bildirdiği, icra takip dayanağı olan genel kredi sözleşmesinde davacının herhangi bir sıfatla isim ve imzası yer almadığı, her ne kadar dava konusu icra takip talebinde takibe konu borç kredi hesabı ve kredi kartı kalemleri şeklinde dökümü yapılmış ise de, davacının kefaletinin bulunduğu herhangi bir kredi kartı üyelik sözleşmesi sunulmadığı gibi kefaletinin bulunduğu ve takibe konu borcun kaynaklandığı başka bir genel kredi sözleşmesi de davalı banka...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Davacı, davalı şirketten devir aldığı dershanenin diğer davalılara olan kira borcu nedeniyle yapılan icra takibinde yaptığı icra kefaletinin iptalini istemiş olup, uyuşmazlığın kira alacağından kaynaklandığından kararın 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı uyarınca işbu davada temyizen incelenme görevi 01.02.2015 tarihinden itibaren Yargıtay 6.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 6.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 3.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle banka alacağının tahsili için borçlu ve kefil hakkında icra takibi yapıldığını, sözleşmede kefalet limitinin mevcut olduğunu, davacının sözleşmede ve kefalet bölümünde imzalarının bulunması nedeniyle kefaletinin geçerli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2015/3679 sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını ve aynı alacak için ... 1. İcra Müdürlüğünün 2015/3678 sayılı dosyasıyla da asıl borçlu ile birlikte müvekkili aleyhine de genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin kullanılan krediye şahsen kefaletinin bulunmadığını, ileri sürerek, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2015/3678 sayılı dosyasına konu kredi borcu nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile lehlerine %20 kötü niyet tazminatı ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının imzaladığı, resmi ipotek senedine dayanarak aleyhinde icra takibi yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
in Karşı Oy Yazısı: İİK’nın 149. maddesinde “İcra müdürü…. borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” hükmünü düzenlemiştir. Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmakta olup takip talebinde hem borçlunun hem de var ise ipotek veren üçüncü kişinin takibin borçlu tarafından yer alması gerekir. Kural olarak kredi sözleşmesinin kefili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılmaz ise de kefil, kefalet borcunu teminatını oluşturmak üzere kendi taşınmazını ipotek vermesi halinde, kefil asıl borçlu konumuna yükseleceğinden asıl kredi borçlusu gibi aleyhine ipotekli takip yapılabilir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, asıl borçlu dava dışı Ahmet Akkaş’ın kredi başvurusu sırasında müvekkilinden takibe konu senedi kefil sıfatı ile davalı bankaya verilmek üzere imzalattığını, ancak müvekkilinin kredi sözleşmesi imzalama aşamasında kefil olmaktan vazgeçip, kredi sözleşmesini imzalamadığını, davalı bankanın takibe konu senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyip, kredi ödenmediğinde icra takibine giriştiğini, müvekkilinin kefil olmaktan vazgeçmesi nedeniyle senedin hükümsüz hale geldiğini iddia ederek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin müvekkili açısından iptaline ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
- KARAR - Davacı vekili, davalının davacı aleyhine genel kredi sözleşmesinde kefaletten kaynaklı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, davacının sözleşmedeki kefaletinin şekle aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, davacının takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip dayanağı borcun asıl borçlu tarafından ödendiğini, davanın konusuz kaldığını, davacının kefaletinin geçerli olduğunu savunmuştur....