Seçilen takip şekline göre davacının her türlü borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresinde icra dairesine bildirmesi gerekir. Nitekim davacı borçlunun eldeki şikayet dilekçesindeki sebeplerle borca itirazda bulduğu ve icra dairesince takibin durdurulduğu görülmektedir. İcra Dairesi yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmayacağı gibi borca itiraza konu olabilecek itiraz sebepleri şikayet yoluyla ileri sürülerek takibin iptali de istenemez. Sonuç olarak; takibin durdurulmuş olması ve eldeki davada da icra müdürlüğüne yapılmış olan itirazların tekrarlanmış olması karşısında davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu durumda davanın bu gerekçe ile reddi yerine imza incelemesi yapılarak davanın esastan reddi isabetsiz bulunmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/12/2021 NUMARASI : 2021/349 ESAS 2021/990 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2018/798 ESAS - 2021/919 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri hakkında İstanbul 5....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,---- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini --- takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır. İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz....
İş Mahkemesinden verilen inceleme konusu karar, işçilik alacaklarının tahsiline yönelik icra takibinden davacıya tebliğ edilen icra emrinin iptali ve borca itiraz istemine ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 22. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/01/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bu nedenle takibe , borcun sebebine, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize açıkça itiraz ediyorum. İcra takibine ,ödeme emrine, faize, faiz oranına ,borcun sebebine, borca itiraz etmiş olduğumdan hakkımda açılan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ederim” demek suretiyle borca genel anlamda itiraz ederek takibin durdurulması istediğini, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde yapılan bu itiraz üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin hükümleri açık olup, alacaklı müvekkil banka sözleşmedeki hükümler uyarınca işlem yaptığını, bu nedenle davalı borçlunun borca genel anlamda yaptığı itirazları haksız ve yersiz olduğunu, alacağın tahsilini temin için borçlu davalının borca vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve alacaklarının davalıdan tahsiline , % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir....
İİK'nun 168. maddesinin birinci fıkrasının 3 ve 5. bentlerine göre; borçlunun yetkiye ve borca itirazları ile takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal beş günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçlu... Petrol Ürünleri İnşaat Turizm Nak. San. Tic. Ltd. Şti.'ne ödeme emrinin 08.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 14.10.2015 tarihinde icra mahkemesine müracaatla takibin iptalini talep ettiği, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü yönünde bir itiraz da ileri sürmediği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, borçlunun itiraz ve şikayetlerinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda, borca itiraz tarihinden sonra, alacaklı vekili 22.03.2013 tarihinde takip dosyasına sunduğu dilekçesinde, “...çek bedelinin kooperatif tarafından diğer borçluya takipten önce ödendiğinin müvekkilce takipten sonra anlaşılması nedeni ile...” şeklindeki beyanı ile ödeme iddiasını kabul ettiğine göre, sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borca itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre , İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Dolayısıyla , örnek 9 ödeme emrinin tebliğinden sonra borca itiraz edilebileceğinden mahkemece sadece icra emrinin iptali ile yetinilmesine karar verilmesi gerekirken, borca itiraz mahiyetindeki taleplerin incelenerek reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, icra emrinin davacı yönünden iptaline, borca itirazların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir....
Davalı borçlunun dava konusu icra takibiyle ilgili ödeme emrinin tebliğinden önce hakkındaki takibi öğrenip itiraz ettiği, ancak itiraz dilekçesinde icra dosyasının numarasında hata yapıldığından dilekçenin dosyasına konulmadığı, ancak ödeme emrinin tebliğinden sonra bu konudaki maddi hatanın düzeltilmesi hakkında dilekçe verilerek, daha önce verilmiş olan itiraz dilekçesinin dosyasına girmesinin sağlandığı anlaşıldığından itirazın süresinde olduğunun kabulüyle işin esasına girilerek, deliller toplandıktan sonra birlikte değerlendirilmek suretiyle uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre davacı yanın temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....