WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borca itirazın reddine ilişkin ilamın fer'isi niteliğinde olan icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin düzenlenen icra emrinin ve takibin iptali talebine ilişkindir. Mersin 7. İcra Dairesinin 2016/9810 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T6 tarafından borçlular T1 ile T3 Gıda Temizlik Tekstil İnşaat T1 hakkında 03/08/2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 665.035,59 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, T1'nin borca itiraz ettiği, Mersin 4....

İcra Müdürlüğü'nde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine alacaklının yetki itirazının kabulü nedeniyle dosyanın ...İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, yetkili icra dairesince çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2015 günü tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2015 tarihli itirazının süresinde yapılmadığı gerekçesiyle icra müdürlüğünce 06/02/2015 tarihli kararla reddedildiği, borçlunun red kararının iptali ve tebligat usulsüzlüğü şikayetiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz dairede yaptığı borca itiraz yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından mahkemenin ......

    kişinin müvekkili şirketle ilgisi bulunmadığını belirtmiş ise de, Silivri İcra Dairesi’nden çıkarılan ödeme emrinin davalı şirket sahibi olarak ... imzasına tebliğ edildiği, bu tebligat üzerine davalı vekili tarafından süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilerek Çorlu İcra Dairesi’nden yeniden ödeme emri çıkartıldığı, bu ödeme emrinin de davalı şirket sahibi olduğu belirtilen ...’ın adresinde bulunmaması nedeniyle birlikte eşi ...imzasına tebliğ edilmiş olduğu ve bu tebligat üzerine davalı vekilince borca itiraz edildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi icra dosyalarında yapılan tebligatlar arkasında ... isimli kişinin davalı şirket sahibi olduğuna ilişkin şerhler bulunmaktadır. Buna rağmen davalı vekilince icra safhasında anılan kişinin şirket sahibi olmadığı yolunda herhangi bir itirazda bulunulmamıştır....

      Başvuru; ilamsız icra takibinde borca itiraz niteliğindedir. Borçlunun dava dilekçesindeki iddiaları borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre bu itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. Başvurunun icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılması fuzuli bir talep olup sonuç doğurmaz (Yargıtay 12. HD., 2016/19783 E-2017/12012 K.; 2018/5873 E.-2019/3912 K.sayılı ilamı)....

      Temyize konu kararın gerekçe bölümünde ödeme emrinin 09.11.2007 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun 22.11.2007 tarihinde icra takibine itiraz ettiği tespitine yer verilmiş olup icra dosyasındaki itiraz dilekçesinin 23.11.2007 tarihinde İcra Müdürlüğü'nce havale edildiği anlaşılmıştır....

        İcra takibine dayanak yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren (5) günlük sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçluya örnek (10) nolu ödeme emrinin 25.3.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süre içinde (31.3.2014 günü) icra mahkemesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde teminat olgusunu ileri sürmediği, alacaklının da senetlerin teminat olarak alındığı yönünde bir kabul beyanının bulunmadığı, aksine senetlerin kendisine ait araçla borçlu tarafından yapılan kaza neticesinde oluşan hasarın tazmini için alındığını belirttiği anlaşılmaktadır....

          Bu süre ödeme emrinin, itiraz edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 21.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük itiraz süresinin sona ermesinden sonra 30.04.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibin iptalini talep ettiği, süresinde itiraz edemediğinden talebinin süresiz şikayet olarak ele alınmasını talep ettiği görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, İİK’nun 168/5. maddesi uyarınca borçlunun borca itirazının süre aşımından reddi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir....

            İİK.nun 62/1. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerekmektedir. Bu süre kesin süredir. Somut olayda borçlu (7) günlük itiraz süresini geçirdikten sonra 06.10.2008 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiğinden takip kesinleşmiştir. Bu durumda, alacaklının itirazın iptali davası açmakla hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı alacaklının itirazın iptali davası açabilmesi için borçlunun yasal süre içerisinde vereceği dilekçe ile icra takibine konu asıl borca ve/veya fer'ilerine ve/veya icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla borçlunun yasal süre içerisinde asıl borca ve/veya fer'ilerine ve/veya icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmemesi halinde icra takibi borçlu yönünden kesinleşeceğinden alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Hukuki yarar ise HMK'nun 114/1.h maddesi uyarınca dava şartı olup, HMK'nun 115. maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir....

                Davacı borçlunun ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden önce mirası reddettiği anlaşıldığından, olayda İİK'nın 53. maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun'un 16. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Diğer taraftan, borçlunun başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nın 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....

                UYAP Entegrasyonu