yoluyla icra mahkemesine şikayet edileceğini, bu sefer bir başka icra müdür yardımcısının 06/08/2018 tarihinde 31/07/2018 tarihi itibariyle 28.798,00 TL bakiye dosya borcu kaldığının tespit edildiğini, kendilerine 07/08/2018 değil 08/03/2018 tarihi itibariyle kapak hesabı yapılması taleplerini ilettiklerini ve reddedildiğini, ayrıntılı gelişmeleri anlatıp muhtıranın iptali için başvurduklarını, verilen kararın istinafa gittiğini, icra mahkemesinin dilekçeleri yanlış anlayıp dosya kapak hesabı yaptırmadığını, şikayetin reddine başvurduğunu ve kararın istinaf edildiğini, bu nedenle 08/03/2018 tarihi itibariyle yapılan hesaplamanın yanlış olduğunu, daha önce muhtıranın iptaline yönelik yapılan şikayet ile huzurdaki şikayetin birbirinden farklı olduğunu ve süresiz şikayete tabi olduğunu, bu nedenle mahkeme ilamında belirtilen ve icra müdürlüğünce 08/03/2018 tarihi itibariyle söz konusu ödenecek miktarın bu tarihteki kura göre hesaplanmasına yönelik verilmiş olan icra mahkemesi kararı da gözetilerek...
Mahkemece, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle usulüne uygun yapılmış, geçerli, ayakta bulunan bir icra takibinin varlığı ve borçlu tarafça süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durmasının şart olduğu, davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı yönünden öncelikle İstanbul 14.İcra Müdürlüğü'nde takibe başlandığı, davalı tarafça yapılan yetki itirazı sonucu dosyanın Şile İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, borçlunun ilk ödeme emrine karşı hem yetki hem de esas bakımından itiraz etmiş olsa bile yetkili icra müdürlüğünce tebliğ edilen yeni ödeme emrine karşı esas bakımından yeniden itiraz etmesi gerektiği, borçlunun ilk ödeme emrine karşı esas bakımından yapmış olduğu itirazın, bu yeni ödeme emrine karşı yapılmış sayılamayacağı gözetilerek, icra dosyası incelendiğinde, davalı borçlunun Şile İcra Müdürlüğü'nce gönderilen yeni ödeme emrine süresinde itiraz etmediği dolayısıyla takibin durmadığı ve devam ettiği anlaşılmakla, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
nun 149 ve 150/ı maddelerine göre icra emri gönderilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığını, borçlunun hesap kat ihtarına itiraz etmesinin icra emri gönderilmesi veya takibin iptalinin gerektiği sonucunu doğurmayacağını, itiraz ile sadece dosya ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması yolunun açılacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacı tarafın icra emrine yönelik yerinde görülmeyen şikayetinin reddine. davacı tarafın borç ve ferilere yönelik itirazının kısmen kabulü ile 11.01.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre icra emrindeki toplam borç miktarının 7.488.719,90- TL olarak tespitine,dair karar verilmiştir....
Fıkrası uyarınca, itirazın iptali davalarının bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu açıktır. Bu süre, borçlunun itirazının alacaklıya (davalıya) tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. İcra dosyası incelendiğinde, borçlunun itirazının davacıya tebliğ edilmediği ve icra dosyasında davacı bankanın itirazdan haberdar olduğuna ilişkin bir evrak da yoktur. Ancak davalının Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/426 E. Sayılı dosyasında icra takibinin iptali için dava açtığı, bu davada davacı konumunda olan davalının dava dilekçesinde ödeme emrine itiraz edildiğinden bahsetmediği halde, davacı bankanın 05.07.2019 tarihinde dosyaya sunduğu cevap dilekçesi içeriğinde, davalının ödeme emrine süresinde itiraz ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır....
İİK 'nın 166/1 maddesi uyarınca Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve ulusal çapta yayın yapan gazetede ilanların yapıldığına dair belgeler dosya arasına alınmıştır. Çay İcra Müdürlüğü'nün 2018/52 E sayılı icra dosyasında 11.03.2020 tarihli kapak hesabında bakiye borç miktarı 80.037,62 TL olarak belirtilmiştir. Mahkemece ''İİK'nın 158....
İİK 'nın 166/1 maddesi uyarınca Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve ulusal çapta yayın yapan gazetede ilanların yapıldığına dair belgeler dosya arasına alınmıştır. Çay İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı icra dosyasında 11.03.2020 tarihli kapak hesabında bakiye borç miktarı 80.037,62 TL olarak belirtilmiştir. Mahkemece ''İİK'nın 158. Maddesi uyarınca Çay İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyası yönünden 51.075,00 TL alacak, 4.647,83 TL tahsil harcı, 35,90 TL başvurma harcı, 5.968,25 TL vekalet ücreti, 18.291,44 TL faiz, 19,20 TL masraf toplamı, 80.037,62 TL ve Çay İcra Müdürlüğü'nün ......
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının 6.159,60 TL asıl alacak ve 245,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.404,76 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu ... İcra Dairesi'nin ... Esas dosyasında takip başlattığı, davalının süresinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, davacının bir yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali ve takibin devamı için bu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
İİK.nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince, icra ve iflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır. Ödeme emrine itiraz dilekçesinin icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir(HGK.13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.- 2009/182 K). Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile ispat edilemez. Somut olayda, borçluya örnek 7 ödeme emrinin 27.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun aynı tarihli itiraz dilekçesinin havale edilmeksizin dosyaya konulduğu, icra müdürlüğünce itirazın yasal süresi içerisinde yapıldığı tutanağa geçilerek 10.04.2014 tarihinde takibin durdurulduğu görülmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2008/3935 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, dosyanın iki kez işlemsiz kalması nedeniyle işlemden kaldırılarak yenilendiğini ve esasın 2019/8344 olduğunu, icra dairesinin 21/08/2019 tarihinde dosya borcunu hesapladığını ve iki ayrı hesap tablosu çıkardığını, borcun 39.776,70 ve 5.099,30 TL olarak hesaplandığını, 07/10/2019 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak dosya hesabının yeniden yapılmasını talep ettiklerini, icra dairesince faiz oranının yıllık %13,50 olarak kabul edilerek yeniden hesap yapıldığını ve borcun müvekkili tarafından 17/10/2019 tarihinde ödendiğini, dosyadaki hacizlerin de kaldırıldığını, ancak daha sonra bakiye borcun 33.459,46 TL olarak hesaplanarak res'en hacizlerin tekrar konulmasına karar verildiğini, icra müdürlüğünün dosya infaz olduktan sonra tekrar bakiye borç hesaplaması ve hacizleri tekrar uygulamasının yerinde olmadığını, çıkarılan 33.459,46 TL bakiye borcun doğru olmadığını belirterek, 22/10/2019 tarihli bakiye borç hesabına itiraz...
İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır. Mahkememizce icra dosyası celp edilip incelendiğinde davalı borçlunun borca itiraz ile birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş olduğu görülmekle esas girilmeden önce icra dairesinin yetkisine yönelik yapılmış olan itiraz öncelikli olarak değerlendirilmiş olup bu doğrultuda yerleşik içtihatlar uyarınca itirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez....