İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/07/2022 NUMARASI : 2022/146 ESAS - 2022/437 KARAR DAVA KONUSU : İTİRAZ KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine yürütülen takipte ödeme emri ve 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, takipten 24/09/2018 tarihinde e-devlet üzerinden haberdar olunduğunu, takibe dayanak senedin "TL" olarak düzenlendiği halde daha sonra keşidecinin parafı alınmadan "Euro" olarak düzeltildiğini, bilirkişi tarafından yapılacak incelemede "Euro" ve "on bin" yazılarının aynı zamanda yazılıp yazılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, takipte istenen işlemiş faiz miktarı ve işleyecek faiz oranını yüksek olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin 24/09/2018 olarak düzeltilmesini, itiraz ve şikayetleri hakkında...
İcra Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2020/549 E., 2021/470 K. Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ödeme emri tebligat usulsüzlüğü, kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve faize itiraz üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçlu şahıslar yönünden usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile süresinde olmayan şikayet ve itirazın reddine; borçlu şirket yönünden şikayet ve itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince borçluların istinaf isteminin esastan reddine, mahkeme kararının kamu düzeni nedeniyle re'sen kaldırılmasına, istemin süreden reddine karar verilmiştir....
nın 62. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, icra dairesine bildirmeye mecburdur. Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu Şeyda Ebren'e ödeme emri itiraz edildiği tarihte tebliğ edilememiştir. Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki süreler işlemez. Yerleşik yargıtay kararları doğrultusunda, borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz. Davalı borçluya çıkartılan ödeme emrinin iade dönmesi üzerine alacaklı vekilince yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi talep edilmiş ve ödeme emri 01/02/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ancak davalı tarafça bu tebliğ sonrası takip dosyasına itiraz edilmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Müvekkili şirketin, itirazını icra dairesine şirket yetkilisi tarafından yaptığını, şirket yetkilisinin icra dairesine giderek müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığını beyan ettiğini, bunun üzerine itiraz dilekçesi olarak bu hususların yazılması gerektiğinin belirtildiğini ve takibe itiraz edildiğini, borçlunun itirazında ileri sürdüğü faiz itirazının asıl alacağa takip tarihinden sonra işleyecek faize ilişkin olduğunu, takip talebinde takip tarihinden önce işlemiş faize ilişkin bir talep bulunmadığını, bu durumda davalı borçlunun itirazının borca itiraz olarak nitelendirilemeyeceğinden bahisle takibin devam ettiğini, mahkeme kararında da belirtildiği gibi icra dosyasında işlemiş bir faiz yokken, müvekkili şirketin tüm icra dosyasına itiraz olarak belirttiği itirazın sadece işleyecek faizler yönünden olduğunu ve bunun da takibi durdurmayacağı kararının hukuka aykırı olduğunu, işlemiş bir faiz olmadığını...
İlk derece mahkemesi kararında; davacılardan ipotekli taşınmaz maliki olan T1 kat ihtarnamesine itiraz hakkının bulunmadığı, itiraz edilmiş olmasının kendisini bir hak bahşetmeyeceği, diğer davacı borçlu yönünden ise kat ihtarnamesinin tebliğ edilmiş olmasının icra emri gönderilmesi için yeterli olduğu, davacının hesap özetine itiraz etmiş olmasına rağmen davada borca ve faize itiraz etmediğinden taleple bağlılık ilkesi gereğince bu hususun resen incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra emrine itiraz ederek takibi durdurma hakkı bulunmadığından usulsüz gönderilen icra emrine itiraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca kat ihtarına süresi içerisinde itiraz edilmiş olması sebebiyle icra emri gönderilemeyeceğini, ödeme emri gönderilmesi gerektiğini beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Örnek 6 numaralı icra emriyle, 100.000,00 TL'nin takip tarihinden itibaren %16 ve değişen oranlarda avans (ticari temerrüt) faiziyle tahsili talep edilmiştir. Borçlu, 01.05.2012'de icra emri tebliği edilmesi üzerine, 14.05.2012'de icra mahkemesine gelerek, ipoteğin konusuz kaldığını, üst sınır ipoteği olduğundan hesap katı ihtarı gönderilmeden icra emri düzenlenemeyeceğini ve ticari temerrüt faizi isteminin, ipotek akdine aykırı olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece icra emri tebliğine göre İİK.nun 149/a maddesi atfı ile 33.maddesine göre itirazın yedi günlük süreden sonra yapılması nedeniyle reddine karar verilmiştir. İİK.nun 149/1.maddesinde; "icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahısa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir." hükmünü taşır....
Somut olayda; yetkili icra müdürlüğünce borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine, şirket vekilinin 03.11.2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, dilekçesinde usulsüz tebligat iddiasında bulunmadığı, sadece borca ve faize itiraz ettiği, ancak müdürlükçe itirazın reddine karar verildiği, borçlu vekilinin yargılama aşamasında da usulsüz tebligat iddiasının bulunmadığı, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere yerinde olmayan icra müdürlüğü kararının iptali gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 18.02.2020 tarih ve 2019/1210 E. - 2020/416 K. sayılı istinaf talebinin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA ve ... Anadolu 14....
DELİLLER : Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu --------- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından --------- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ edilemediği, davalı borçluya yapılan tebligatın icra müdürlüğünden gelen 05/04/2021 tarihli müzekkere cevabına göre davalı borçluya yapılan tebligatın bila iade olduğu anlaşılmış olup, davalı borçlunun kendisine usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmemiş olmasına rağmen 28/11/2019 tarihli dilekçesiyle icra müdürlüğünde borcun tamamına, faize ve faiz oranlarıyla tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür....
Mahkemece; davalı aleyhine İstanbul 37.İcra Müdürlüğü'nün 2017/9113 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından 04.04.2017 tarihli dilekçe ile icra takibine, İcra Müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve ferilerine ilişkin itiraz dilekçesi sunulduğu, her ne kadar dosya içerisinde takibe itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair icra dosyası içerisinde belge bulunmasa da davacı alacaklı tarafından icra takip dosyasına 07.07.2017 tarihli talep dilekçesi sulunmuş ve dilekçede; borçlu tarafından 04.04.2017 tarihli borca ve yetkiye itiraz dilekçesi sunulduğu, bu doğrultuda dosyanın yetkili İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi talebinde bulunulduğu, dolayısıyla davacı alacaklı tarafından en geç 07.07.2017 tarihinde borca itiraz dilekçesinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, itirazın iptali davasının, bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığından usulden reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklılar vekili 21.04.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2014 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart aylarına ait ödenmemiş toplam 11.000,00 kira alacağı ile 960,16 TL işlemiş faizi ile birlikte toplam 11.960,16 TL'nin tahsili ile tahliye talep etmiştir. Ödeme emri davalı borçluya 14.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 21.07.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile borca, faize ve faiz oranına itiraz etmiştir....