ve 2007 doğumlu Alper isimli dört çocuklarının olduğunu, Şanlıurfa Aile Mahkemesinin 2010/180 Esas, 2010/1049 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verildiğini, müvekkili yararına aylık 250,00 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müşterek çocukların halen okula devam ettiklerini, masraflarının zamanla arttığını, nafakaların yetersiz olduğunu, davalının da maddi durumunun iyi olduğunu bildirerek, müvekkili yararına hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının 1.000,00 TL'ye, müşterek çocuklar Bilgenur, Muhammed M. ve Alper yararına ayrı ayrı hükmedilen aylık 150,00 TL iştirak nafakalarının 750,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, taraflar arasındaki boşanma davasında kendisi ve müşterek çocuk lehine hüküm altına alınan 100'er TL yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek; nafakaların 500'er TL'ye artırılmasını talep etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, son yoksulluk nafakası artırımının 24.11.2005 tarihli dava ile 170TL'den 240TL olarak yapıldığı ve 01.01.2006 tarihinden itibaren nafakanın yıllık TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, davacı Meral'in ev hanımı olduğu, aylık 500TL kira gideri olduğu, davalının ise 3.972TL emekli maaşının bulunduğu, evli ve ikisi üniversitede, biri lisede okuyan çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında en son nafaka artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
Dava; velayeti davalı annede olan müşterek çocuklar Mehmet Tunç ve Merve Gamze lehine anlaşmalı boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesi davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasıdır. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır....
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk ve iştirak nafakasının 13/02/2020 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 28/12/2021 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, davalının ise; çiftçilikle uğraştığı aylık 4.000- 5.000 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince davacının yoksulluk ve iştirak nafakasının artırım talebi yönünden; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alınarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu oranda uygun bir artırıma karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeler ile yapılan düşük artış miktarı uygun görülmemiştir....
Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmez. Somut olayda; 08.07.2013 tarihinde başlatılan takipte; takibe konu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 20.03.2013 tarih ve 2011/577 Esas, 2013/100 Karar sayılı tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm, kesinleşme şerhi ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 27.02.2014 tarihli onama ilamında ''hükmün davacı-karşı davalı (kadın) tarafından tazminat ve iştirak nafakalarının miktarı ile kişisel ilişki ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı (koca) tarafından ise yetki itirazı kusur belirlemesi, velayet, tazminatlar ve nafaka yönünden temyiz edildiği yönündeki açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde, hükmün boşanma yönünden temyiz edilmeyerek 17.06.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/216 KARAR NO : 2023/224 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2021 NUMARASI : 2020/504 ESAS, 2021/545 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK' 353.maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuklar Suğra ve Ela' için aylık 500 'er TL iştirak nafakası ödenmesine, müvekkili lehine de aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, sonradan yaptıkları protokolle iştirak nafakalarının aylık 250'şer TLye indirildiğini, ancak müşterek çocukların giderlerinin...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, ...in velayeti, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, Begüm'ün velayeti ve iştirak nafakası ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 03.12.2019 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... ile vekilleri gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Davacı vekillerinin ayrı ayrı mesleki mazeretlerinin bulunduğuna ilişkin dilekçe verdiği, ancak mazeretlerini belgelendirmedikleri görülmekle, mazeretleri yerinde görülmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2014/666-2014/1049 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesi ile; ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yeterli olmadığını ileri sürerek, 300.00 TL olan yoksulluk nafakasının 700.00 TL'ye, Büşra için 175.00 TL olan iştirak nafakasının 750.00 TL'ye, Emin için 150.00 TL olan iştirak nafakasının 500.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir....
nafakalarının ayrı ayrı aylık 1.000er TL ye yükseltilmesine, kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının ise aylık 1.550TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....