Sonuç olarak; Davacı kadının lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının azlığı ile lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının azlığına dair istinaf başvurularının HMK.nun 353/1- b-2. maddeleri gereğince kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının azlığına dair ve lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatların azlığına dair istinaf başvurularının HMK.nun 353/1- b-2. maddesi gereğince KISMEN KABULÜ ile Kayseri 8....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, kararın 11/01/2021 tarihi ile kesinleştiğini, müvekkil lehine 400,00TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine ise 400,00TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, belirtilen nafaka tutarlarını davalı ödese dahi değişen ekonomik düzen ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının düzenlenmesi gereğinin doğduğunu, davalının esnaf olduğunu, döner salonu işlettiğini, aylık 7.000,00- 10.000,00TL arası gelirinin olduğunu, müşterek çocuğun öğrenci olduğunu, giyim, gıda, kırtasiye ve diğer giderlerinin bulunduğunu bu sebeplerle müşterek çocuğa hükmedilen aylık 400,00TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 1.500,00TL'ye çıkartılmasını ve müvekkili lehine hükmedilen 400,00TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 1.500,00TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nafakasının reddine karar verilmiş, kadının bu konudaki istinaf itirazı üzerine bölge adliye mahkemesince yoksulluk nafakasının reddine ilişkin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir....
Ancak; Davacı kadın, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası için yasal faiz de talep etmiş, mahkemece, nafaka bedellerine hüküm tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına şeklinde karar verilmiştir. Davacı kadın ve müşterek çocuklar lehine takdir edilen tedbir nafakası karar tarihinden itibaren, iştirak ve yoksulluk nafakası ise boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren ödenebilir (muaccel) hale geleceğinden, iştirak ve yoksulluk nafakasına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde “nafaka bedellerine hüküm tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Aile Mahkemesinin 2019/545- 886 Esas-Karar sayılı dosyalarında yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması için dava açtığını, yapılan yargılama sonucunda nafaka miktarlarının kendisi için aylık 400 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklardan Sude için aylık 200 TL , Eylül için aylık 300 TL'ye yükseltildiğini belirterek bu nafakalardan kendisi için bağlanan yoksulluk nafakasının aylık 400 TL'den 700 TL'ye, müşterek çocuk Eylül ERÜN için bağlanan aylık 300 TL nafakanın 700 TL'ye ve Sude ERÜN için bağlanan 200 TL nafakanın da 600 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı , davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Ali’nin velayetinin davacı anneye verildiğini, davalının özel bir şirkette çalışmakta olup ayrıca bakkal dükkanı işlettiğini, emekli de olduğunu, kendisine ait evde oturduğunu ve bir miktar arazisinin bulunduğunu, kendisinin ise köyde çocuğu ile birlikte yaşadığını ve giderlerinin arttığını belirterek kendisi ve müşterek çocuğun nafakalarının 400,00’er TL’ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
gereğince yoksulluk ve iştirak nafakası ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen kısa süre içerisinde, davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olmadığı gibi tarafların ve özellikle davalının ekonomik durumunda yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını veya azaltılmasını gerektiren öngörülemeyen bir halin de yaşanmaması karşısında, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebinin iyiniyet, sözleşmeye bağlılık ve sözleşmenin devamlılığı ilkeleri ile bağdaşmayacağı kanaatine varılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine" karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakalarının reddi ile iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.11.2014 (Pzt.)...
Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu davanın reddi ile aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye; iştirak nafakasının 400 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl davanın reddi ile yoksulluk ve iştirak nafakaların artırımına ilişkin karşı davanın ise derdest olduğu, artırım talebinin ayrı bir dava olarak görülemeyeceği gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması; karşı dava ise iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Anne baba, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Konya 3.Aile Mahkemesinin 2019/194 esas 2019/226 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk T4 velayetinin müvekkiline verildiğini, müvekkili lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuk için de aylık 250,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin çocuğu ile birlikte yaşadığını, aylık 1.250,00 TL kira ödediğini, yakıt, elektrik, su giderlerinin ortalama 500,00 TL olduğunu, müşterek çocuğun otizmli olup özel olarak pedagog yardımına ihtiyacının olduğunu, davalının özel bir şirkette çalıştığını ve gelirinin fazla olduğunu belirterek müvekkili için hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL'ye ve müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının da aylık 750,00 TL'ye yükseltilmesini, her yıl nafaka bedelinin ÜFE oranında artırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar...