Mahkemece davacı baba tarafından kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi davasının kabulüne karar verilerek, müşterek çocuk ile davacı babası arasındaki kişisel ilişki yeniden kurulurken çocuğun 08.07.2017 tarihi öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenmiş ve kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ilerki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından iştirak nafakalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti anneye verilen müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen hükmün davalı-karşı davacı baba tarafından temyiz edildiği ancak dosya arasında davalı-karşı davacıya yapılan gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasının olmadığı görülmüştür. Yapılan temyizin süresinde olup olmadığının anlaşılabilmesi için gerekçeli karar tebliği gerçekleşmişse tebligat örneğinin dosya arasına alınması için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.13.12.2016(Salı) .......
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/04/2015 NUMARASI : 2012/677-2015/209 Uyuşmazlık ve hüküm; iştirak nafakası ve müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesi, kişisel ilişki tesisi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Müşterek çocuk Gamzenur 06.09.2018 tarihinde reşit olduğundan "velayet ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, iştirak nafakası talebinin reddine" karar verilmesi gerekirken iştirak nafakasına hükmedilmiş, ancak davalı erkek tarafından karar istinaf edilmemiştir. Bu husus da dikkate alınarak davacı kadının Gamzenur yönünden iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HMK m. 297/2). Davacı baba tarafından velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talep edilmiştir. Mahkemece “davanın kısmen kabulüne” demek suretiyle davacının velayetin değiştirilmesi talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış, sadece kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir....
Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayırımına gidilmeksizin analık duygularını tatmine elverişli, çocukların da anne sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli kişisel ilişki tesisi gereklidir. Çocuklar için haftalık kişisel ilişki kurulması çocukların üstün yararına aykırılık teşkil edecektir. Ayrıca anne ve çocuklar arasında haftalık bir şahsi ilişki kurulmasına karar verilmiş ise de hangi hafta olduğu belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratılmıştır. Bu nedenle davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebinin kabulüne dair gerekçe ile; 1- Davacının velayet değişikliği ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, 2- Davacının kişisel ilişki tesisine dair talebinin kabulü ile, Tarafların müşterek çocukları T.C....
Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde süreye ilişkin ilkelerden biri de velayeti kendisine bırakılmayan çocuk ile ana ve babadan her birinin makul süreyle kişisel ilişki kurabilmesidir. Makul süre ile kişisel ilişki kurulması bir ilke olduğuna göre bu süre kısa olmamalıdır. Somut olayda; mahkemece velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10:00'dan saat 18:00'e kadar, babanın çocuğu yanına almak suretiyle kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....