Beldesinde çalıştığını, bu nedenlerle davacının davalıya ödemekle yükümlü olduğu aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının iptaline, bunun söz konusu olmadığı durumda nafakanın aylık 100,00 TL'ye indirilmesini, yine müşterek çocuk Kurtuluş için hükmedilen 175,00 TL iştirak nafakasının aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kazancında düşüş olmadığını, davalının çalışmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı için hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 200,00 TL'ye indirilmesine, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 175,00 TL iştirak nafakasının aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının indirilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....
kaldığını ileri sürerek, aylık 235,00 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 800,00 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiş, davalının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebini içeren birleşen davasının reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.10.1996 gün ve 1995/511 E. 1996/855 K sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacı tarafın aradan 15 yıl geçtikten sonra yoksulluk nafakası talebinde bulunduğunu, müvekkilinin yeniden evlendiğini, kaldı ki yoksulluk nafakasının koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı lehine 250 TL yoksulluk nafakası takdirine, iştirak nafakasının ise 250 TL ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuğun eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetilerek; iştirak nafakasına ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi ile artırıma ilişkin verilen hükmün ONANMASINA, 2) Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, boşanma...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2014 NUMARASI : 2013/1442-2014/1028 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası kaldırılması, iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; davalı ile Ankara 3. Aile Mahkemesi'nin 16.05.2013 tarih ve 2013/628-566 E.K. sayılı kararı ile boşandıklarını ve boşanma kararı gereği 300 TL yoksulluk 500 TL iştirak nafakası ödediğini, boşanma sonrasında davalının çalışmaya başladığını ileri sürerek yoksulluk nafakasın kaldırılmasını, iştirak nafakasının ise uygun görülecek oranda indirilmesini talep ve dava etmiştir....
TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Ancak, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, yoksulluk nafakası artırılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının yanında, ülkedeki ekonomik gelişmeler (paranın satın alma gücündeki kayıp ve bu hususun taraflara etkisi) de gözönünde tutulmalıdır. TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE oranları nazara alındığında; artırılan yoksulluk nafakası miktarı çok olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanma davası sırasında herhangi bir işte çalışmayan ve lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedilen davacının çalışma olgusunun düzenli olup olmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacının yoksulluğunun zail olup olmadığı, buradan ulaşılacak sonuca göre de davacının yoksulluk nafakası arttırılması talebinin kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Tazminat ve Nafakanın Ödenme Biçimi" başlıklı 176. maddesinin açıklığa kavuşturulmasında zorunluluk bulunmaktadır : 4721 sayılı TMK’nın 176. maddesi; “Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2013/1711-2014/1628 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-yoksulluk nafakasının artırımı ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile; davacının yoksulluk nafakası artışı talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (birleşen davanın davacısı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Ankara 3.Aile Mahkemesinin 31.10.2011 tarih ve 2010/456 E.-2011/1447 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, davalı için aylık 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davacının daha önce ortağı bulunduğu şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığını, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/783 esas, 2002/811 karar sayılı ve 16/09/2003 kesinleşme tarihli kararı ile boşanmışlar ve iş bu dava ile davacı kadın lehine aylık 75 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası son olarak Balıkesir 2. Aile Mahkemesi'nin 2008/638 esas 2009/132 karar sayılı ilamı ile aylık 175 TL'ye yükseltilmiştir. Taraflar arasında görülen ve hükme bağlanan en son nafaka artırım davasından sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik ve davalı tarafın gelirinde olağanüstü bir artış olmadığı gibi, davalının cezaevinde hükümlü olarak bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ÜFE oranından daha yüksek miktar nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İştirak Nafakasının Artırılması ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * iştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 01.02.2002 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.05.2008 (pzt.)...
GEREKÇE : Asıl davanın yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması, karşı davanın ise, yoksulluk nafakasının kaldırılması davaları olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....