tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilerek çocuklar ile baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yönünden daha önce belirlenen nafakanın karar tarihi itibariyle aylık 700,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aynı miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadın yararına 25.000 TL maddî, 25.000 TL manevî tazminata hükmedilmiştir....
çocuk için aylık 300,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 400,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, birliğin sarsılmasında kadının kusurunun daha ağır ve eşit olmadığı, mevcut ve beklenen menfaatlerinin ve bu olaylar nedeniyle kişilik haklarının zedelendiği anlaşıldığından 13.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı- karşı davacıdan alınıp davacı- karşı davalıya verilmesine, davalı- karşı davacının velâyet, tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
KARŞI OY YAZISI Davalı koca, ortak çocuklar için hükmedilen aylık 3000 TL. iştirak nafakası dışında, davacı kadına aylık 2000 TL. yoksulluk nafakası ile 200.000 TL. maddi tazminat ödemekle de yükümlüdür. Davalı babanın kişisel ilişki günlerinde yapacağı giderler ile çocukların normal eğitimi dışında ek eğitim, gezi ve sosyal gereksinmeleri için ayrıca yapmak isteyebileceği giderler de gözönüne alındığında; bağlanan iştirak nafakası babayı, çocukları karşısıda çaresiz bırakabilecektir. Babanın ödemekle yükümlü olduğu iştirak nafakası dışında da çocuklarına ek harcamalar yapmak isteyebileceği gözden kaçırılmamalıdır. Hükmün diğer bölümlerinin onanmasına katılmakla birlikte; iştirak nafakası fazladır ve bu nedenle, hükmün iştirak nafakası bakımından bozulması gerektiğini düşünüyoruz....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " Davacı tarafın velayetin değiştirilmesine yönelik davasının kabulü ile; Tarafların müşterek çocukları Ordu 30/03/2009 doğumlu Öykü'nün velayetinin davalı babadan alınarak davacı anne T1 bırakılmasına, Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk ile davalı baba arasında; KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA, Davacı tarafın müşterek çocuk Öykü için iştirak nafakası kaldırılmasına yönelik davasının KABULÜ ile; Davacı tarafın Bodrum Aile Mahkemesi 2017/1084 Esas 2018/179 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Öykü için aylık 250,00TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren KALDIRILMASINA, Davacı tarafın velayetin kendisine bırakılan çocuk için iştirak nafakası talebi olmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı; kişisel ilişki yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Davacı kadının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. 3- Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ana ve baba için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır. Kişisel ilişki kurulmasındaki amaç, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanmasıdır. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre çocuklarla baba arasında yatısız olarak kişisel ilişki tesis edildiğine göre kişisel ilişkinin bu aşamada tamamen kaldırılmasını gerektirir bir durum görülmemiştir. Kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin kararlar kesin hüküm niteliğinde olmayan kararlar olup, durumun değişmesi veya olumsuz durumların cereyan etmesi halinde her zaman yeniden düzenlenmesinin istenmesi mümkün olmakla bu husustaki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....
TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; İlk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması ile müşterek çocuğun velayetinin vekil eden babaya verilmesine, bunun kabul edilmemesi halinde vekil eden baba ile müşterek çocuk arasında düzenlenen şahsi ilişkinin vekil edenin Antalya ilinde ikame ediyor ve orada çalışıyor oluşu dikkate alınarak - yatılı kalma durumu da göz önünde bulundurularak - yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Asıl davanın konusu, velayetin değiştirilmesi, aksi takdirde kişisel ilişkinin düzenlenmesine karşı dava ise iştirak nafakası talebine ilişkindir....
Kişisel ilişki açısından; Yerel mahkemenin 22/10/2020 tarihinde hüküm kurduğu, ancak davalı erkeğin ceza evinden 24/11/2010 tarihinde tahliye edildiği, yerel mahkemece davalının ceza evinde kaldığı gözetilerek sınırlı bir şekilde kişisel ilişki tesis edildiği, davalının hükümden sonra ceza evinden tahliye olduğu, çocuklarla baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme baba için de bir hak olduğuna göre, "her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günleri saat 09.00'dan, pazar günü saat 17.00'ye kadar, her yıl sömestr tatilinin 1. günü saat 09.00'dan 7. günü saat 17.00'ye kadar, her yıl 1 temmuz saat 09.00'dan 20 temmuz saat 17.00'ye kadar, her yıl dini bayramların 2. günü sabah saat 09.00'dan 3. günü saat 17.00'ye kadar" çocukların babasıyla birlikte kalması yönünde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin çocukların ve babanın menfaatine olduğu anlaşılmakla, davalı erkeğin istinaf...
ilişki tesisine, velâyet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, çocuğun ihtiyaçlarına katkıda bulunması gerektiğinden çocuk lehine iştirak nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında yatısız kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir IV....
Açıklanan sebeplerle, davacı-davalı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının sair, kocanın tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacı-davalı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE, Elazığ 2. Aile Mahkemesi’nin 16.09.2021 tarih, 2018/497 Esas ve 2021/565 Karar sayılı kararının “1/A- 4 ve 5 ” nolu bentlerinin yoksulluk ve iştirak nafakası miktarı yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişkinin süresi yönünden; davalı tarafından ise kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.05.2015 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... ile vekilleri Av. ... ve Av. ... ile karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....