İstinaf Sebepleri ... erkek vekili, kadının aile sorunlarına üçüncü kişileri dahil ettiğini ve müdahale boyutuna taşıdığını, tartışma sonralarında birlikte yaşamaktan kaçındığını ve evi terk ettiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının kusurlu olması nedeni ile lehine nafaka ve tazminat verilmesinin hatalı olduğunu, miktarlarının yüksek olduğunu, müvekkili lehine tazminat verilmesi gerektiğini, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin uzun olduğunu, yatılı kişisel ilişki kurulmaması gerektiğini, nafakaların düşük olduğunu, boşanma ve tazminat kararına iştirak ettiklerini belirterek, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin her ayın 1 ve 3. Pazar günü 10:00- 17:00 saatleri arasında kurulması, yoksulluk ve iştirak nafakası konusunda talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı erkek vekili vekili istinafa cevap ve istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, asıl davada boşanmanın kabulü, davacı kadına maddi ve manevi tazminat verilmesi, tedbir ve iştirak nafakası miktarının fazla olması, davacı kadına yoksulluk nafakası verilmesi yönlerinden kararın kaldırılmasına, karşı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve karşı dava, TMK'nın 166/1.maddesi gereği evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır....
Davacı-karşı davalı erkeğin kişisel ilişkiye yönelik istinaf taleplerinin incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında kişisel ilişki kurulurken, henüz eğitim hayatı başlamamış olan çocuğun beş yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı belirtilerek kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru olmamıştır....
Mahkemece, davalı davacı kadın için aylık 250 TL tedbir - yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 200'er TL tedbir - iştirak nafakası takdir edilmiştir. Değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşları itibariyle ihtiyaçları dikkate alındığında davalı davacı kadın için takdir edilen tedbir - yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için takdir edilen tedbir - iştirak nafakası miktarları azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda tedbir - yoksulluk - iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....
Temyiz Sebepleri 1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönlerinden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir. 2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, tedbir nafakasının başlangıç tarihi, kişisel ilişkinin süresi ve velâyete yönelik kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, tedbir nafakasının başlangıç tarihi, kişisel ilişkinin süresi ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; asıl davanın kabulüne dair verilen kararın yanlış olduğunu, çocuğun velayetinin değiştirilmesinin menfaatine olmadığını, iştirak nafakasının artırılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının çocuğun velayetinin babaya verilmesi ve iştirak nafakası taleplerinin reddi kararlarının kaldırılmasına, velayetin anneye verilmesi talebi ile iştirak nafakasının artırılması taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı karşı davalı erkek vekili istinafa cevap dilekçesi ile; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasıdır. Karşı dava ise, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek sınırlandırılması ve iştirak nafakasının artırımı davasıdır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-İştarak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Reddedilen yıllık iştirak nafakası miktarı 41. 530'TL yi aşamadığından istinaf incelemesi sonucunda verilen hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366. Maddesi atfıyla aynı Kanunun 352. Maddesi uyarınca, kesin olan kararlar hakkında Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
kabulü, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarı ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince davalı yararına karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca iştirak nafakasının indirilmesi davasının reddi nedeniyle bir maktu vekalet ücretine hükmedildiği ancak, davacının kabul edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası yönünden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmış olup, davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasında lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kabul edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasında davacı yararına karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş, kişisel ilişkiden beklenen amaç ve kişisel ilişki bir bütün olup yeniden düzenlenmesi kabul edilmeyen kısımları yönünden karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalı yararına kişisel ilişkinin reddedilen kısmı yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik...
İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Bu itibarla; Kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, Kişisel ilişkinin başlama saatine ilişkin olarak ileri sürülen istinaf sebebine göre, velayeti anneye verilene çocuk ile baba arasında kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, Tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile kadının da boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oluşu ve evlilik süresi de gözetildiğinde, TMK’nun 175.maddesi uyarınca hükmedilen yoksuluk nafakası ile tedbir nafakasının miktarında, Boşanma veya ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md.182/2) amir hükmü gereğince, velayeti anneye verilen ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarında, Boşanmaya...