Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına bu kez aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de yoksulluk nafakası yönünden yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafaka takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3. Dairemizin 16.05.2022 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminatların, yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarlarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, kadının sair temyiz itirazlarının reddiyle bozma kapsamı dışında kalan yönlerden kararın onanmasına karar verilmiştir....
Ancak,boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir....
İstinaf Sebepleri 1.... erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen manevî tazminat talebi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Davacı-karşı davalı erkek vekili; erkeğin reddedilen boşanma davasına, kusur tespitine,velayet düzenlemesine, iştirak nafakalarının miktarına, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadına mahkemece yüklenen kusura, iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarına, kadının reddedilen ihtiyati tedbir talebine yönelik olarak istinaf talebinde bulunmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilerek davalı baba ile aralarında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuklar lehine 300,00'er TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesiyle 300,00'er TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine 7.500,00'er TL maddi-manevi tazminat ile aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesiyle tedbir nafakasının 250,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; tedbir/yoksulluk-iştirak nafakası ile maddi-manevi tazminat yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili; kusur durumu, tedbir/yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddi-manevi tazminat yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı davalı kadın vekilinin kusur, iştirak ve yoksulluk nafakası dışındaki tüm istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı davalı kadın vekilinin kusura yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, C-Davacı davalı kadın vekilinin iştirak nafakasına ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4.bendindeki iştirak nafakasına, 5.bentteki yoksulluk nafakasına yönelik kısımların KALDIRILARAK yerlerine 4b ve 5b bentleri olarak yeniden hüküm tesisine, (4. ve 5.bentlerdeki tedbir nafakalarına yönelik kısımların 4a ve 5a bentleri olarak aynen muhafazasına,) BUNA GÖRE: 4.bentteki iştirak nafakası yerine geçmek üzere 4b bendi olarak: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00TL iştirak nafakasının davalı davacı erkekten alınarak davacı davalı kadına ödenmesine, 5.bentteki yoksulluk...
Mahkemece; taraflar anlaşmalı olarak boşanmış olup, davacı taraf yoksulluk nafakası istemediğini bildirdiğinden davacı tarafın yoksulluk nafası isteminin reddine, müşterek çocuk ... ... Yılmaz için 1.000-TL olan iştirak nafakasının aylık 1.500-TL'ye çıkarılarak dava tarihinden baba ile kalmaya başladığı 01/06/2013 tarihine kadar davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Somut uyuşmazlıkta dosya içeriğinden; ... 17. Aile Mahkemesinin 28.08.2014 tarih, 2013/895 Esas, 2014/545 Karar sayılı ilamıyla müşterek çocuk ... ...'...
İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davacı-davalı kadının SGK kaydından sosyal güvenceli bir işe girdiği, sabit ve düzenli bir geliri olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmişse de; davacı-davalı kadının elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılarak, asgari ücretle çalışmanın yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmeyeceği (YHGK 2009/3-165-186) ve davalı-davacı erkeğin asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğu hususlarının birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Çocuk için iştirak nafakası verilmesi açısından: Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre çocuk lehine iştirak nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak, müşterek çocuk lehine aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmetmek gerekmiş ve kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/477 E. 1998/847 K. sayılı 10/11/1998 tarihli kararı ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Kürşat'ın velayetinin anneye verilmesine, kadın için 15.000.000 TL (Eski Türk Lirası) yoksulluk nafakası takdirine karar verildiği, kararın kesinleşmesine dair 07/02/2000 tarihli kesinleşme şerhinde hükmün 3 ve 4. bentlerindeki tazminat yönünden Yargıtayca bozulduğunun belirtildiği, davacı tarafından 26/12/2003 tarihinde iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talebiyle dava açtığı, dava dilekçesinde Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/464 E. 2002/577 K. sayılı kararı ile davacı kadına 20.000.000 TL (Eski Türk Lirası) yoksulluk nafakası, müşterek çocuk Kürşat için aylık 15.000.000 TL (Eski Türk Lirası) iştirak nafakası takdir edildiği, daha sonra Gebze 3....