Davalı Kurum, hem eşinden hemde ana -babasından aylığa hak kazanan kız çocuklarına yüksek olan aylığın ödenmesine ilişkin hüküm gereğince kurum işleminin yerinde olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davacının eşinin 506 sayılı yasaya tabi yaşlılık aylığı almakta iken 14.04.1981 tarihinde öldüğü, davacıya eşinden dolayı ölüm (dul) aylığı bağlandığı, davacının babasının 506 sayılı yasaya tabi yaşlılık aylığı almakta iken 1994 tarihinde vefat ettiği, davacının babasından dolayı yetim aylığı bağlanması için 03.04.2014 tarihinde Kurum’a başvurduğu, Kurum’un hem eşinden hemde ana -babasından aylığa hak kazanan kız çocuklarına yüksek olan aylığın ödenmesine ilişkin hüküm gereğince talebini reddettiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık; 506 sayılı Yasa kapsamında ölen eş ve babadan dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır....
Bu borçlanmayı yapmayanların eski aylıkları yurda kesin dönüş tarihini takip eden ay başından itibaren müracaatları üzerine tekrar ödenmeye başlanır. ", "Kısmî aylıklar" başlıklı 9. maddesinde ise "Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle sosyal güvenlik kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine kısmî aylık bağlanmış olanlar, talep ettikleri takdirde, 4. madde hükmüne göre tahakkuk ettirilen borçlarını tamamen ödemeleri şartıyla kısmî aylıkları, borçlarını ödedikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren tam aylığa çevrilir. Bu uygulamada borç miktarının tahakkukunda sözleşme akdedilen ülkenin sigorta kurumlarınca gönderilmiş olan hizmet cetvelindeki, tam aylığa yeterli olan gün sayıları nazara alınır....
dönüştürmeyi yasaklayan bir kanun hükmünün bulunmadığını, sigortalıların dilerlerse borçlanma sureti ile veya sonradan çalışarak tam aylığa erişebileceklerini, kısmi aylıkta kullanılan sürelerin bir kez daha kullanılmasının mümkün olmadığını, ancak kısmi aylık tarihinde olmayan sonradan gerçekleşen fiili çalışmaya dayalı günlerin hesaba katılması gerektiğini belirterek, kurumun dava konusu red işlemlerinin iptaline, davacının tahsis için yeterli gün sağladığı ilk tarihi takip eden ay başından itibaren tam aylık almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Genel Kurulu Kararı Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2022 tarihli ve 2019/1-730 E., 2022/471 K. sayılı kararı ile; " Eldeki davada, davalıların 2510 sayılı Kanun'a göre edindikleri hak sahiplikleri 06.04.2012 tarihinde iptal edilmiştir. 5543 sayılı İskân Kanunu’na eklenen geçici 7 nci maddenin üçüncü fıkrası ise 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan düzenleme ile Kanun koyucu, 2510 sayılı Kanun'a göre hak sahibi olanların hukukî durumunu 2510 sayılı Kanun’un ilk çıkarılış amacına uygun korumayı hedeflediğinden herhangi bir koşul aramaksızın hak sahipliklerinin 5543 sayılı Kanun döneminde de devam edeceğini açıkça belirtmiştir. Hak sahipliğinin iptali kararı ile tescilin yolsuz hâle geldiğini bilen Kanun koyucu ayrıksı ve yeni bir düzenleme ile uyuşmazlığı noktalamıştır. Bu nedenle dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tescil kaydının yolsuz hâle geldiğinden bahsedilemez......
İş Mahkemesinden verilen 30.12.2014 günlü ve 2012/603 E. 2014/852 K. sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine doysa incelendi, gereği konuşulup düşünüldü, Davacının 1479 sayılı kanuna tabi 0812640996 sicil nolu dosyasının ikmali ile, davacıya bağlanan aylığa ilişkin evrakların (özellikle aylık bağlama kararı, aylığa esas alınan hizmetleri gösterir tablo, tahsis talep dilekçesi) ikmali için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(Şahin) ait gözüken 1988/1.,2.,3., 1989/1.,2.,3., 1990/1. dönemine ait hizmetlerin kendisine ait olduğunun ve dava tarihinden sonra verilen 03.01.2014 tarihli dilekçe ile 02.01.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı N.. Ş..'...
Çoğunluğun mahkeme kararının hüküm fıkrasına " birikmiş aylıkların her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihten ödeme tarihine kadar hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tesbitine" ilişkin bent eklenmek suretiyle infazda şüphe ve tereddüdü gerektirecek biçimde mahkeme kararın düzeltilerek onanmasına ilişkin kararına katılamıyorum....
maddesinde; sigortalı ve hak sahiplerinin Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni bir dosyadan gelir ve aylığa hak kazanması durumunda, yeni bağlanacak dosyadaki gelir ve aylık miktarı da dahil olmak üzere mukayese yapılarak en düşük miktarlı dosyanın kapsamdan çıkarılacağı hüküm altına alınmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kısmi ölüm aylığının tam aylığa çevrilmesi, farklarının ödenmesi istemine ilişkindir....
Maddesinde “ Sigortalının almakta olduğu veya bağlanmasına hak kazandığı malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı esas alınır”hükmü gereğince eşinin sözleşme aylığı aldığından eşinin aldığı aylığın bağlandığını, aylığın tam aylığa dönüştürülmesi için tam aylığa yetecek 3600- 116= 3484 gün sigortalılık süresini borçlanarak ödemesi gerektiğinin belirtildiğini anlaşılmaktadır. Mülga 506 sayılı kanunun 66 maddesinde "5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda, ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanır." hükmü gereğince davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinden kurum işleminin yerinde olmadığı, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....