Davacının dosyaya sunduğu deliller itibariyle dava konusu slogan üzerinde hak sahibi olduğunu göstermeye yeterli değildir. Öte yandan davacı tarafça bir başka mahkemede alınan bilirkişi raporunda "..." sloganıyla ilgili olarak davacının eser sahibi olduğu yolunda görüş belirtilmiş ve mahkemece de bu konuda davanın kabulüyle "..." ibareli eser mahiyetindeki sloganın davacıya ait olduğu ve eser sahipliğinin tespitine dair karar verilmiş ise de söz konusu bu kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2018/809 Esas 2021/340 Karar sayılı ilamıyla yapılan istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş ve kararın istinaf inceleme tarihi itibariyle temyiz incelemesi bakımından Yargıtay'da olduğu anlaşılmıştır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2019 NUMARASI : 2018/135 2019/221 DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının babasının 2013/26 sayılı SGK genelgesi gereği 01/10/1972- 04/10/2000 ve 08/08/2001- 02/08/2003 tarihleri arasında ölen 1479 sayılı Kanun'a tabi sigortalıların hak sahibi kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için gelirin brüt asgari ücretin altında olması grektiğini, davacının bağkurlu babası Lütfi Gürsoy'un 07/05/1986 tarihinde vefat ettiğini, davacının Emekli Sandığı kapsamındaki kocası Ahmet Bakırdaş'ın aldığı aylığın brüt asgari ücretin üstünde olduğu tespit edildiğinden babası üzerinden aldığı ölüm aylığının iptal edildiğini, müvekkil kurumca yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2019 NUMARASI : 2018/135 2019/221 DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının babasının 2013/26 sayılı SGK genelgesi gereği 01/10/1972- 04/10/2000 ve 08/08/2001- 02/08/2003 tarihleri arasında ölen 1479 sayılı Kanun'a tabi sigortalıların hak sahibi kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için gelirin brüt asgari ücretin altında olması grektiğini, davacının bağkurlu babası Lütfi Gürsoy'un 07/05/1986 tarihinde vefat ettiğini, davacının Emekli Sandığı kapsamındaki kocası Ahmet Bakırdaş'ın aldığı aylığın brüt asgari ücretin üstünde olduğu tespit edildiğinden babası üzerinden aldığı ölüm aylığının iptal edildiğini, müvekkil kurumca yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1074 KARAR NO : 2021/832 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ISPARTA İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2020/222E - 2020/469K DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davacının, davalı kurumun 70 sigorta sicil numarası ile sigortalısı olduğunu, uzun yıllar yurtdışında yaşadığını ve Türkiye'ye dönüş yaptığını, davalı kuruma 02.03.2020 tarih ve 3715028 sayılı dilekçesi ile kendisine yaşlılık aylığı bağlanması için talepte bulunduğunu, bu talebinin reddedildiğini, davacının hem yurtdışında fiili çalışma süresi hemde ülkemizde fiili çalışma süreleri bulunduğunu, bunun dışında davacının yurtdışı sigortalılığının başlangıç...
Tapu tahsis belgesinin kişisel hak sağlaması özelliğinden dolayı, hakkın alacağın temliki yoluyla bir başka kişi adına temliki olanaklıdır. Tapu tahsis belgesini temlik alan kişi de kısaca İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Kanunun 13/a maddesindeki koşulları taşıması halinde ve diğer koşulların varlığı durumunda buna dayanarak mülkiyetin verilmesini dava edebilir. Somut olaya gelince; Yukarıda sözü edildiği üzere dava; mülkiyet aktarımı istemiyle değil, hak sahipliğinin tespiti istemiyle açılmıştır. Kısaca dava, bir tespit davasıdır. Ne var ki, tespit davasının dinlenebilmesi için davacının dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespitinde hukuki bir yararı bulunması gerekir. Esasen, eda davası açmak suretiyle elde edilecek hukuki menfaat talebinin içinde tespit hükmü de bulunduğundan davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur....
Mahkemece, hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın iptali için idare mahkemesinde açılan davanın retle sonuçlandığı, davalılar adına olan sicil kaydının dayanaksız hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne dair karar Dairece; "Bilindiği üzere, 5543 sayılı İskan Kanunu’nun Geçici 7/3.maddesinde, “ Mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder.” düzenlemesi yer almaktadır....
Uyuşmazlığın çözümü için 5543 sayılı İskân Kanunu'na 6495 sayılı Kanunla eklenen ve 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7/3 üncü madde ile 4721 sayılı TMK’nın 712 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. 5543 sayılı İskân Kanunu'na 6495 sayılı Kanunla eklenen ve 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7/3 üncü maddede; “mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder” hükmü getirilmiştir. Bu hüküm 2510 sayılı İskân Kanuna göre usulen hak sahibi olan ailelerin hak sahipliğinin ne şekilde devam edeceğine ilişkin bir düzenleme olup hak sahipliği iptal edilenler için yeni bir hak ihdası ihtiva etmemektedir....
Belediyesi'nin taşınmaz üzerinde hak sahibi olmadığını, bu nedenle öncelikle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, ayrıca davacının bu davayı Asliye Hukuk Mahkemesinde açarak hak sahipliğinin tespitine ve gerekli işlemlerin gerçekleştirilmesine karar verilmesini isteme olanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Hazine vekili, bahse konu taşınmaz üzerinde ilk yapılan tespitte davacının fuzuli şagil olarak işyeri, mesken olarak işgalinin tespit edilerek adı geçene ecrimisil tahakkuk ettirildiğini ve tahsil edildiğini, taşınmazın tahliyesi için yazı yazıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ... iptali ve hak sahipliğine ilişkin davada 554 sayılı KHK’nın 58. maddesi uyarınca ......
Davacıların, tapuda davalı ... adına kayıtlı taşınmazda, 4706 sayılı yasaya dayalı olarak talepte bulunma hakkını elde etmek için hak sahipliğinin tespitini istemelerinde hukuki yararları bulunmaktadır. Öte yandan davacıların, hak sahibi olduğu belirtilen ...’in bir kısım mirasçıları olup, diğer mirasçılarının ise davalı (oğlu) ... ile davaya sonradan davalı olarak dahil edilen (eşi) ... olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, 4706 sayılı yasaya dayalı olarak talepte bulunabilmek için muris ...’in tüm mirasçılarının hak sahibi olduğunun tespiti istendiğinden, tüm ortakların davayı birlikte açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde, 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir....