DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, 463 parsel sayılı taşınmazın 24/08/1995 tarihinde Türkoğlu mahalli İskan komisyonunca hak sahibi olarak belirlenen Tekeli Göçebe Ailelerinden olan davalılara mülga 2510 sayılı İskan Kanunun 6. maddesi uyarınca tahsisen tescil edildiğini, daha sonra davalılar hakkında yapılan araştırmada tahsisten önce Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının bulunduğunun belirlenmesi üzerine aynı mahalli iskan komisyonunun 13.12.2011 tarihli kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptaline karar verildiğini, 5543 sayılı İskan Komisyonu Uygulama Yönetmeliği'nin 18. madde, 5. fıkrası uyarınca taşınmazı geri alma hakları bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, Kahramanmaraş Valiliği Mahalli iskan komisyonu kararının iptali için Gaziantep 1....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalıların mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları savıyla tarımsal iskana başvurduklarını, başvurularının Mahalli İskan Komisyonunca 07.10.1992 tarihinde kabul edilerek hak sahibi sayıldıklarını, davaya konu Hatay ili Merkez Amik Ovası köyü 2638 parsel sayılı taşınmazın davalılara tahsis ve temlik edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince yapılan inceleme neticesinde aile temsilcisi ve başvuru sahibi ve davalının göçebe olmadığı, hak sahipliği kararı alınmadan önce sigortalılık tescil kaydı bulunduğu, bu nedenle hak sahipliği kaydının iptal edilmesinin gerektiğini belirttiği, bunun üzerine Mahalli İskan Komisyonunun 20.11.2012 tarih ve 2012/598 nolu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptaline dair karar verildiğini, ailenin haklarında alınmış olunan hak sahiplik iptal kararına karşı Hatay 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2021 NUMARASI : 2017/263 ESAS, 2021/72 KARAR DAVA KONUSU : TAŞINMAZ ZİLYETLİĞİNİN TESPİTİ KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Burhaniye ilçesi Kırtık Mah. 299 ada 2 parsel nolu taşınmazın kadastro tespitleri sonucu davalı Maliye Hazinesi adına yazıldığını, söz konusu taşınmazın 1882 yılından bu yana gerek kendisinin gerekse ceddinin kullanımında olduğunu, bu taşınmazın çok uzun yıllardır zaman zaman ekiliş çoğu zaman da at korusu ve küçük baş hayvan otlakiyesi olarak kullanıldığını ve kullanılmaya devam ettiğini, 6292 sayılı yasadan yararlanmak için taşınmazı kendisi ve murislerinin kullanımında olduğunun tespitinin gerektiğini belirterek, Burhaniye ilçesi Kırtık Mah. 299 ada 2 parsel nolu taşınmazda hak sahipliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
İstinaf Sebepleri 1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ... sahipliğinin, müvekkili davacılara ait olduğunu, davalının dava konusu esere dair hak sahipliği bulunmadığını, davalı tanığı ...'...
Pay sahipliğinin tespiti istemi yönünden; HMK'nın 14.maddesindeki kesin yetki kuralı gereğince pay sahipliğinin tespiti istemli davanın şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden talep edilmesi gerekmektedir. Tüm bu açıklamalara göre; dava dilekçesi, ekleri ve incelenen Ticaret Sicil kaydından anlaşılacağı üzere davalı şirketin sicildeki adresinin yargı alanımız dışında bulunan Ümraniye/İstanbul ve İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı alanına giren adreste kayıtlı bulunduğu; davacının pay sahipliğinin tespiti ve davalı şirkette bilgi alma ve inceleme hakkı tanınması yönündeki istemlerinin yukarıda değinilen yasal düzenlemelere ve kesin yetki kuralı gereği İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerince incelenip sonuçlandırılmasının gerektiği anlaşıldığından, davanın HMK'nın 114/1-ç, 115/2 ve HMK 14.maddeleri gereği mahkememizin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir....
tarihli satış ve zilyetliğin devri sözleşmesi ve davalıdan aldığı hak sahipliği evrakları ile birlikte başvurduğunda tahsis işleminin T5 adına yapıldığını artık devir işleminin mümkün olmadığının ifade edildiğini, T3sine 19/01/2016 tarih ve 3765 sayılı dilekçe ile başvurduğunu ve hak sahipliğinin adına devrini talep ettiğini bu talebinin 29/01/2016 tarih ve 5265 sayılı yazısı ile hak sahipliği tahsisinden sonra taraflarınca yapılan işlem hak sahipliğinin devrine esas resmi bir işlem olmadığından dolayı hak sahipliği devrinin yapılamadığı şeklinde talebinin reddedildiğini ancak devir işlemleri yapıldığı duyumlarının üzerine 23/03/2016 tarihli dilekçe ile yeniden başvuru yaptığını 15/07/2016 tarih ve 30599 sayılı cevabi yazısı ile talebinin değerlendirmeye dahi alınmadığı cevabının verildiğini, tahsis hakkının şahsi bir hak doğuran bir işlem olduğunu alınıp satılması veya devri konusunda belli bir şekil şartı olmadığını tahsis hakkının devrinin tapu satışı gibi katı şekil şartına bağlı...
tarihli satış ve zilyetliğin devri sözleşmesi ve davalıdan aldığı hak sahipliği evrakları ile birlikte başvurduğunda tahsis işleminin T5 adına yapıldığını artık devir işleminin mümkün olmadığının ifade edildiğini, T3sine 19/01/2016 tarih ve 3765 sayılı dilekçe ile başvurduğunu ve hak sahipliğinin adına devrini talep ettiğini bu talebinin 29/01/2016 tarih ve 5265 sayılı yazısı ile hak sahipliği tahsisinden sonra taraflarınca yapılan işlem hak sahipliğinin devrine esas resmi bir işlem olmadığından dolayı hak sahipliği devrinin yapılamadığı şeklinde talebinin reddedildiğini ancak devir işlemleri yapıldığı duyumlarının üzerine 23/03/2016 tarihli dilekçe ile yeniden başvuru yaptığını 15/07/2016 tarih ve 30599 sayılı cevabi yazısı ile talebinin değerlendirmeye dahi alınmadığı cevabının verildiğini, tahsis hakkının şahsi bir hak doğuran bir işlem olduğunu alınıp satılması veya devri konusunda belli bir şekil şartı olmadığını tahsis hakkının devrinin tapu satışı gibi katı şekil şartına bağlı...
Davacı, Mahalli İskan Komisyonu’nun 22.12.1992 tarihli kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilip 1464 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan Halil ve ailesi adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 345 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce davalıların mirasbırakanı ... ’in Bağ-Kur kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2015/434 Esas, 2015/665 sayılı kararı ile açılmamış sayılmasına karar verilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL (YOLSUZ TESCİL) Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu'nun 09.08.2002 tarih ve 135 no'lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2617 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalıların hak sahibi olarak belirlendikleri tarihten önce Devlet eliyle verilip topraklandırıldıklarının tespiti üzerine Mahalli İskan Komisyonu'nun 14.12.2011 tarih ve 153 no'lu kararı ile hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....
Noterliğinin 08120 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnameyle gayrimenkulü teslim aldığını ve kullanmaya başlamış olduğunu, Bu tarihten sonra Su Şehri Sivas noterliğinden tanzim edilen 14/08/2014 tarih 03423 yevmiye numaralı muvafakatname ile Nami Çamlıca'nın halefi olduğunu ve Milli Emlak Müdürlüğüne de müracatta bulunduğunu, Müvekkili 2/B kapsamında tapuların belediyece dağıtılacağını öğrendikten sonra belediyeye müracatta bulunduğunu ancak belediyenin meskul gayrimenkulün itilaflı bulunduğunu davalılardan hiç hakkı olmadığı halde Şaban Balcının da belediyeye müracat ettiğini bu nedenle yerin itilaflı bulunduğundan bahisle tescil işleminin yapılamayacağını belirtildiğini, Kadastro tespil tutanağının celbiyle 6292 sayılı kanun çerçevesinde 2/B belirtmesi bulunan iş bu gayrimenkulün zilliyetinin müvekkili açısından hak sahibi bulunduğunu ve bunun korunması gerektiği nedeniyle iş bu zilliyetiliğin tespiti davasının açıldığını, bu nedenlerle müvekkilinin hak sahipliğinin belirlenerek...