Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde,olaya 5510 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığını, 2926 sayılı Kanun kapsamında babanın ölümü ile aylığa hak kazanıldığını, eş ve babanın statülerinin farklı olduğunu ve davacının her ikisinden de aylığa hak kazandığının aşikar olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri 5510 sayılı Kanun 54 üncü maddesi hükümleridir. 3....
HUKUK DAİRESİ Dava, 6292 sayılı Yasa'nın 6/12.maddesi uyarınca hak sahipliğinin tespiti talebine ilişkin olmakla, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.01.2018 günlü ve 2017/3192Esas. 2018/101 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, her uyuşmazlığın yürürlükte bulunduğu mevzuat hükümlerine göre çözülmesi gerektiği kuralı gereğince ve 1479 sayılı Kanunun 41. maddesinde ölüm aylığının ne zaman başlayacağına dair “Sigortalının ölümde hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıklar, ölümle aylığı hak kazandıkları tarihten sonraki aybaşından başlar.” şeklindeki düzenlemeye istinaden, somut olay bakımından davacının ölüm aylığına müstehak olup olmadığı irdelenirken, hak sahipliği sıfatının kazanıldığı 27.07.1996 tarihindeki kanuni düzenlemelere değer verilmesi gerekmektedir. 1479 sayılı Kanunun “Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlığını taşıyan 45. maddesinin 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Kanunla değişik 2. fıkrasının (c) bendinde, sigortalının; 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşları...
Davacının borçlanma işleminin geçerliliğine karşın, sözü edilen 6. madde uyannca yaşlılık aylığına hak kazanma koşulları arasında yer alan yurda kesin dönüş yapma koşulunun davacı yönünden gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak saptanıp, sonucuna göre karar verilmeliyken; mahkemece, bu yönde herhangi bir inceleme yapılmamış, fiilen çalışılan ve işsizlik yardımı alınan süreler dışlanıp, bu dönemler dışında aylığa hak kazanıldığı yönünde hüküm kurulmuştur. Davacının yazılı beyanına karşın, borçlanma başvurusu ve tahsis talep tarihlerinde yurda kesin dönüş yapmadığı, içeriği davacı tarafından da kabul edilen belgede yer alan bilgiler ışığında çekişmesizdir. Kesin dönüş, yabancı ülkedeki çalışma ilişkilerinin her yönüyle sona erdiritip, yerleşmek niyetiyle yurda dönülmesi ve ikametgahın Türkiye'ye nakli biçiminde gerçekleşmelidir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; ... tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde, kazalı müteveffanın % 20, davalıların % 80 oranında kusurlu bulunduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. 3-Tazminatın saptanmasında ilke olarak sigortalının maddi zararı hesaplanırken öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir....
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Eş ve Çocuklara Aylık Bağlanması" adı altındaki 68. maddesinde, "Ölen sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan kimselerine aşağıdaki hükümlere göre aylık bağlanır. I- Ölen sigortalının 67 inci madde gereğince tespit edilecek aylığının: A) ... B) .......
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Eş ve Çocuklara Aylık Bağlanması" adı altındaki 68. maddesinde, "Ölen sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan kimselerine aşağıdaki hükümlere göre aylık bağlanır. I- Ölen sigortalının 67 inci madde gereğince tespit edilecek aylığının: A) ... B) .......
nun org çalarak eşlik ettiği orkestrada ... ve ... isimli sanatçıların canlı olarak ... ve ... isimli müzik eserlerini seslendirdikleri belirlenmesine karşın, suça konu müzik eserlerinin hak sahibi olan gerçek ve tüzel kişilerin tespitinin yapılmadığı anlaşılmakla, öncelikle suça konu müzik eserlerinin hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişilerin kim olduğu belirlenerek TCK'nun 75/1. maddesi uyarınca 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde hak sahipliği belgeleri sunan şikayetçi ... meslek birliğinin hak sahipliğinin hukuken geçerli olup olmadığı husususun tespit edilmesi, hak sahibi olduğunun tespiti durumunda ise suça konu bu müzik eserlerini sahnede canlı olarak icra eden kişilerin olay tarihinde sanığın işlettiği iş yerinde şarkı söylemek üzere iş yeri sahibi ile sözleşme yapıp yapmadığı, bu eserlerin işletme sahibi mi yoksa bizzat icra eden kişi tarafından mı belirlendiğinin tespiti ile söz konusu eserleri icra etmesi için canlı müziği icra eden kişi veya kişilerin hak sahipleri...
Şirketi tarafından, trafik iş kazası sonucu ölen sigortalının mirasçılarına poliçe limiti uyarınca ödeme yapıldığının iddia edilmesi karşısında; Sigorta Şirketi’nin, trafik iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir yönünden sorumluluğunun açıklığa kavuşturulması için, ödemeye ilişkin tüm kayıt ve belgeleri ile ödeme iddiasının varlığı usulünce araştırılarak (belge asılları davalı Şirketten celbedilerek, gerekirse sigorta şirketinin kayıtları üzerinde sigorta ve mali mevzuattan anlayan bilirkişiler marifetiyle inceleme yapılarak) ödeme olgusu araştırılmalı ve varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir....
İşverenin, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi yanında 23. maddesi uyarınca da sorumlu tutulması gerektiğinin tespiti halinde ise, işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek, hesaplanacak maddi tazminat miktarından, açıklanan ilkeler doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda belirlenecek kusur durumu da dikkate alınarak, Borçlar Kanunu'nun 43 ve 44. (6098 sayılı TBK 50,51) maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50'sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. 1- Davalının, 5510 sayılı Kanunun 21. ve 23. maddeleri kapsamında sorumlu tutulabilmesi için olayın iş kazası olması zorunludur. Bu nedenle olayın iş kazası olmadığının iddia edilmesi halinde, davanın sonucu sigortalının da hak alanını etkileyeceğinden davalıya, "olayın iş kazası olmadığının tespiti" için Kurum ile sigortalı veya hak sahipleri aleyhine dava açması için süre verilmeli, açılacak davanın sonucu beklenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir....