ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması; 26. maddedeki anılan cümlenin iptali ile Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, Kurum zararını oluşturan ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir. ./.. -2- Davacı Kurum tarafından 13.06.1993 tarihli iş kazası sonucu % 36.20 oranında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı, sürekli iş göremezlik derecesinin, 01.09.1999 tarihi itibariyle %68’e yükseldiği belirtilmiştir....
Dava, tutulduğu meslek hastalığı nedeniyle sigortalıya bağlanan gelirin davalı işverenden tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur. 5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21/1. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir....
Ne var ki, Sigorta Şirketi tarafından poliçeye dayalı olarak sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemenin; ...’a tanınan Kanundan doğan rücu hakkının sigortalı ya da hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılması, başka bir anlatımla halefiyet ilkesine dayanmaması nedeniyle 1479 sayılı Kanunun anılan maddesi kapsamındaki diğer tazmin sorumlularının tavan sınırlamasına tabi olmayan sadece sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin değeri ve buna uygulanan kusur payı ile sınırlı bulunan sorumluluklarında rücu alacağından düşülemeyeceği de açıktır. Davada somutlaşan olayda; davalı ... şirketi, hak sahiplerine poliçe limiti kapsamında 38.781,00 TL ödeme yapıldığını belirterek, sorumluluğun tespitinde yasal yükümlülük uyarınca yapılan ödemenin de gözetilmesi gereğini dile getirdiği halde, mükerrer ödemeye meydan verilmemesi açısından, davalı ......
İnş.Tuz.Gıda Ltd.Şti vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre açılmış olup, teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı, ya da, hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini, bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden, ayrı ayrı, yada, sadece, birinden istemek hakkına sahiptir. Tazmin sorumlularının her biri, vefatları halinde de mirasçıları, Kuruma karşı zararın tamamından müteselsilen, fakat birbirlerine karşı, kendi, yada, murislerinin kusurları oranında sorumludurlar. a)Eldeki dosyada, 24.9.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle alınan bilirkişi raporu uyarınca, asıl işveren konumundaki davalı ...Ş. %20 ,diğer davalı ... İnşaat Nak.Turizm Gıda San.LTD.ŞTİ.'...
Ayrıca 5510 sayılı yasanın 21/son maddesinde "....Ayrıca iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde , bu kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için , iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine , Kurumca rücu edilmez" hükmü yer almaktadır. İnceleme konusu davada; 11.07.2011 tarihinde geçirdiği trafık- iş kazası sonucu vefat eden sigortalı ...'in hak sahiplerine ödenen gelirin tahsilinin talep edildiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut dosyada kaza olayı,davalı ... Oto Gıda...Ltd.Şti.'de çalışmakta olan sigortalılar ... ve ... birlikte işverene ait tavuk çiftliğinden evrak almaya giderken, ... yönetimindeki aracın ...'nın sevk ve idaresindeki araçla çarpışması ve sigortalı ... ile sigortalı sürücü ......
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle; ... sigortalılarına yapılan ... sigorta yardımları nedeniyle meydana gelen Kurum zararının rücu hakkının yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 63. maddesine göre; “Üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murisinin ... kapsamındaki hizmetlerinin geçerli olduğunun ve yurtdışı borçlanma hizmeti ile birlikte tahsis talep tarihinden itibaren ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Asıl davada murisleri ...'nin davalı Kurumca iptal edilen sigortalı çalışmalarının gerçek olduğunun tespiti ile ölüm aylığı bağlanması, birleşen davada ise murislerinin 1971-1972-1973 tarihlerindeki çalışmarının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesin istemine ilişkindir....
Somut olayda davacılar vekili, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortalı aracın müvekkillerinin murislerinin oturduğu eve girmesi sonucu vefatı nedeniyle maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Bu durumda uyuşmazlık, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesindeki miktar ile sınırlı olarak ödeme yapılmasına ilişkin olup, zorunlu sigortanın 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine ve aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesine göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nin 21. ve 22. maddeleri gereğince Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacıların, tapuda davalı ... adına kayıtlı taşınmazda, 4706 sayılı yasaya dayalı olarak talepte bulunma hakkını elde etmek için hak sahipliğinin tespitini istemelerinde hukuki yararları bulunmaktadır. Öte yandan davacıların, hak sahibi olduğu belirtilen ...’in bir kısım mirasçıları olup, diğer mirasçılarının ise davalı (oğlu) ... ile davaya sonradan davalı olarak dahil edilen (eşi) ... olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, 4706 sayılı yasaya dayalı olarak talepte bulunabilmek için muris ...’in tüm mirasçılarının hak sahibi olduğunun tespiti istendiğinden, tüm ortakların davayı birlikte açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde, 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir....
Davacıların, tapuda davalı ... adına kayıtlı taşınmazda, 4706 sayılı yasaya dayalı olarak talepte bulunma hakkını elde etmek için hak sahipliğinin tespitini istemelerinde hukuki yararları bulunmaktadır. Öte yandan davacıların, hak sahibi olduğu belirtilen ...’in bir kısım mirasçıları olup, diğer mirasçılarının ise davalı (oğlu) ... ile davaya sonradan davalı olarak dahil edilen (eşi) ... olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, 4706 sayılı yasaya dayalı olarak talepte bulunabilmek için muris ...’in tüm mirasçılarının hak sahibi olduğunun tespiti istendiğinden, tüm ortakların davayı birlikte açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde, 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir....