Sigortalılığa ilişkin “hizmet tespiti” davaları, Sosyal Güvenlik hakkına ilişkin olarak ortaya çıkan davalardır. Yasal dayanağını 506 sayılı Kanun’un 6. ve 79/10. (5510 sayılı Kanun açısından ise 86/9.) maddelerinden almaktadır. Sözü edilen 6. madde de, çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan kanunun 79/10. maddesinde ise, sigortalıların, çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, hizmet tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir. İçerisinde bulunduğu yasal statünün belirlediği durum doğrudan dikkate alınır. Bu nedenle hakim, kendiliğinden araştırma yapma yetkisine sahiptir. Bu yetki kapsamında, gerektiğinde tanık ve diğer deliller yoluyla doğrudan gerçeği bulma yükümü bulunmaktadır....
İş kolunun tespiti konusunda bakanlıkça alınmış bir karar olmadığı sürece iş kolu tespiti kararı bulunmadığından itiraz davası da söz konusu değildir. İş kolu tespitine ilişkin bakanlık kararı R.G.' de yayınlanır. Yayınlandıktan sonra ilgili tarafların 15 gün içerisinde iş kolu tespit kararına itiraz davası açmaları gerekir. Somut olayda, bakanlıkça verilmiş bir iş kolu tespiti kararı bulunmadığından, iş kolu tespitine itiraz davası açılması da söz konusu olmadığı için mevsimsiz açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEP ve GEREKÇELERİ : Karara karşı, davacı ve fer'i müdahil vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi aşamasında davacı vekilinin 08/04/2022 tarihli dilekçesi ile davasından feragat ettiği tespit edilmiştir....
İş kolunun tespiti konusunda bakanlıkça alınmış bir karar olmadığı sürece iş kolu tespiti kararı bulunmadığından itiraz davası da söz konusu değildir. İş kolu tespitine ilişkin bakanlık kararı R.G.' de yayınlanır. Yayınlandıktan sonra ilgili tarafların 15 gün içerisinde iş kolu tespit kararına itiraz davası açmaları gerekir. Somut olayda, bakanlıkça verilmiş bir iş kolu tespiti kararı bulunmadığından, iş kolu tespitine itiraz davası açılması da söz konusu olmadığı için mevsimsiz açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEP ve GEREKÇELERİ : Karara karşı, davacı ve fer'i müdahil vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi aşamasında davacı vekilinin 08/04/2022 tarihli dilekçesi ile davasından feragat ettiği tespit edilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 23/11/2020 NUMARASI : 2018/71 E., 2020/250 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 01/01/2013 de iş kazası geçirdiğini, maluliyet oranının kurumca % 5,3 olarak belirlendiğini itirazın reddedildiğini, 44. İş mahkemesinde 2016/430 sayılı dosyada işveren aleyhine iş kazası sebebi ile maddi manevi tazminat davası açıldığını, bu dosyada YSK tarafından verilen kararın bulunduğunu, itirazla adli tıp tarafından % 11,3 maluliyet saptandığını, bu raporla kuruma başvurduklarını, aylık istediklerini, 15/12/2017 tarihinde talebin reddedildiğini belirterek, davacının iş göremezlik oranının tespitini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, husumet itirazında bulunmuş, davanın reddini istemiştir. Davalı Bakanlık davaya cevap vermemiş, vekili duruşmalarda davanın reddini istemiştir....
Bu nedenledir ki sigorta primine esas kazancın tespiti davaları genel anlamda hizmet tespiti davalarının bir türü olarak nitelendirilebilir. Sigortalılığa ilişkin “hizmet tespiti” davaları, Sosyal Güvenlik hakkına ilişkin olarak ortaya çıkan davalardır. Yasal dayanağını 506 sayılı Yasa'nın 6. ve 79/10. (5510 sayılı Yasa açısından ise 86/9.) maddelerinden almaktadır. Sözü edilen 6.maddede, çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan yasanın 79/10. maddesinde ise, sigortalıların, çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, hizmet tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir. İçerisinde bulunduğu yasal statünün belirlediği durum doğrudan dikkate alınır. Bu nedenle hakim, kendiliğinden araştırma yapma yetkisine sahiptir....
İş kazası nedeniyle sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi öncelikle Kurumun zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olduğunu kabul etmesine bağlıdır. İş kazası olgusu Kurumca kabul edilmezse somut olayda olduğu gibi sigortalının ya da hak sahiplerinin olayın iş kazası olduğunu dava yolu ile tespit ettirmesi gerekmektedir. Dava konusu ihtilaf, davacının yurt dışında çalıştığı esnada uğradığı kazanın 13. madde kapsamında iş kazası sayılıp sayılamayacağı hususudur. Kural olarak sigortalılar, Türkiye'de yaşadıkları ve hizmet akdine göre çalıştıkları takdirde sosyal sigorta haklarından yararlanırlar. Bu kural, kanunların mülkilik ilkesinin doğal sonucudur....
Bölge Adliye Mahkemelerinin İş Bölümlerine İlişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı iş bölümü kararı gereği "Sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında kurum aleyhine açılan alacak ve tespit davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından incelenmesi gerektiğinden, istinaf incelemesi için dava dosyasının Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerektiğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında kurum aleyhine açılan tespit davaları sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf incelemesinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın bu tür davalara bakmakla görevli Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Bu nedenledir ki sigorta primine esas kazancın tespiti davaları genel anlamda hizmet tespiti davalarının bir türü olarak nitelendirilebilir. Sigortalılığa ilişkin “hizmet tespiti” davaları, Sosyal Güvenlik hakkına ilişkin olarak ortaya çıkan davalardır. Yasal dayanağını 506 sayılı Yasa'nın 6. ve 79/10. (5510 sayılı Yasa açısından ise 86/9.) maddelerinden almaktadır. Sözü edilen 6.maddede, çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan yasanın 79/10. maddesinde ise, sigortalıların, çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, hizmet tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir. İçerisinde bulunduğu yasal statünün belirlediği durum doğrudan dikkate alınır. Bu nedenle hakim, kendiliğinden araştırma yapma yetkisine sahiptir....
Bu nedenledir ki sigorta primine esas kazancın tespiti davaları genel anlamda hizmet tespiti davalarının bir türü olarak nitelendirilebilir. Sigortalılığa ilişkin “hizmet tespiti” davaları, Sosyal Güvenlik hakkına ilişkin olarak ortaya çıkan davalardır. Yasal dayanağını 506 sayılı Yasa'nın 6. ve 79/10. (5510 sayılı Yasa açısından ise 86/9.) maddelerinden almaktadır. Sözü edilen 6.maddede, çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan yasanın 79/10. maddesinde ise, sigortalıların, çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, hizmet tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir. İçerisinde bulunduğu yasal statünün belirlediği durum doğrudan dikkate alınır. Bu nedenle hakim, kendiliğinden araştırma yapma yetkisine sahiptir....
Davalı Cevabının Özeti: Davalı sendika vekili, davalı sendikanın davacı işyerinde çalışan işçi ve üye sayısının tespiti için 07.05.2010 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvurduğunu, Bakanlık’ın 02.06.2010 tarihli yetki tespit yazısı ile başvuru tarihinde işyerinde çalışan 162 işçiden 82'sinin üyeliği ile Birleşik Metal-İş Sendikasının kanunn aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiğini, savunarak itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Bakanlık vekili ise Bakanlık kayıtlarının incelenmesinde 07.05.2010 tarihi itibarı ile Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki tespiti başvurusunda bulunulması üzerine 162 işçinin çalıştığının, bunlardan 82 adedinin Birleşik Metal Sendikası üyesi olduğunun tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....