"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.05.2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: K A R A R Davacı vekili, davalı ...’ın kullandığı ve diğer davalı şirketin maliki olduğu aracın, davacının kullandığı araca çarpması neticesinde davacının iki ayağında ve boynunda kırıklar oluştuğu, halen tedavi gördüğünü, kazadan bu yana çalışamadığını ve gelir kaybına uğradığını, defalarca ameliyat olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi tazminat ile kaza nedeni ile duyduğu acı ve ızdırap nedeni ile de 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek...
Mahkemece, maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiştir. a-İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, talep halinde tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihinden itibaren faize hükmedilmelidir. Somut olayda, davacının sürekli iş göremezliğe uğramasın aneden olan iş kazası tarihi 18.10.1997 olup bu tarihten itibaren faize karar verilmemesi doğru olmamıştır. b-Öte yandan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10.maddesine göre manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. Somut olayda, mahkemece hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat tutarları üzerinden davacı yararına ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken bu husu göz ardı edilerek avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Olay tarihi ile iyileşme süreleri içinde iş göremezlik derece derece azalır. Öte yandan ceza hukukundaki mutat işten kalma ile iyileşme ve şifa bulma da ayrı kavramlardır. Kişinin normal bedeni faaliyetlerini esas alarak belirlenen" mutat iştigalden kalmak" süreyi esas alır. Borçlar Hukukunda ise, esas olan mesleki işten kalmadır. Somut olayda davacının iş kazası sonrasında meslekte kazanma güç kaybına uğramadığı tespit edildiğinden iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi zarar söz konusu değilse de iş kazası nedeniyle istirahatli olduğu giderek çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı geliri nedeniyle bir maddi zararı olduğu ortadadır....
Sanatkarları Konfederasyonunun temyiz itirazlarına gelince; Dava 07.10.1993 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 37 oranında sürekli iş gücü kaybına uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 02.10.1993 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı tarafından SSK ve davalılar aleyhine açılan 02.03.1993 tarihinde davacının yaralanması ile sonuçlanan olayın iş kazası olduğunun tespiti istemi hakkındaki dava sonucu Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine, diğer davalılar yönünden 07.10.1993 tarihli olayın iş kazası olduğunun tespitine dair Ankara 14....
Mahkemece, davacıların 2001/132 E.sayılı dosyada her biri için talep etmiş oldukları 1.250,00 TL. manevi tazminatın tamamına hükmedilmiş, birleşen dosyada talep edilen manevi tazminat talepleri ise manevi tazminat bölünemeyeceği gerekçesi ile reddedilmiştir. 2013/631 E. sayılı birleşen davada davacı vekili tarafından davacı ... için dava dilekçesinin konu kısmında 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsili olarak belirtilmiş ise de sonuç kısmında manevi tazminat talebi bulunmadığı gibi harca esas değer de 10.000,00 TL manevi tazminat dışındaki maddi tazminat talep toplamı üzerinden belirtilerek harç yatırılmış ve dilekçe metninde manevi tazminata dair hiçbir açıklama olmadığından davacı ... için yaralanması nedeni ile manevi tazminat talep edilmediğinin kabulü gerekir. Bu duruma göre davacı ... için talep edilmiş bir manevi tazminat olmadığından bu yaralanması nedeni ile manevi tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davacı, davalı işyerinde çalışırken iş kazası geçirmiş olup, söz konusu iş kazasının meydana gelmesinde davalı işverenin %70 kusurlu olduğu, her ne kadar davacı kazanın meydana gelmesinde davalının tam kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de iş güvenliği uzmanı bilirkişi raporunda belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak bilirkişi raporundaki kusur oranları Mahkememizce olaya uygun bulunmuş, söz konusu kusur nedeni ile davalı işverenin davacının yoksun kaldığı maddi tazminattan kusuru oranında sorumlu olduğu, davacının söz konusu kaza nedeni ile yoksun kaldığı tazminat miktarının bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 84.393,66 TL olduğu ve davacının davalıdan söz konusu tazminatı talep etme hakkı olduğu kanaatine varılmış ve 84.393,66 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. Davacı kaza nedeni ile davalıdan manevi tazminat talep etmiştir....
Kararın verildiği 28/04/2021 tarihi itibarı ile ilk derece mahkemesinin kesinlik sınırı 5.880,00 TL olup somut olayda; davacı tarafça, dava ve ıslah dilekçeleri ile davalıdan tahsil edilmek üzere toplam 69.564,00 TL maddi tazminat talep ettiği, davacının reddedilen maddi tazminat alacağı bulunmadığı gibi davacının maddi tazminat alacağının daha yüksek olduğuna ilişkin herhangi bir hesaplamanın da dosya arasına sunulmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 341. ve 352. maddeleri gereğince kesinlik sebebi ile reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı Vekilinin Maddi ve Manevi Tazminata, Davacı Vekilinin Manevi Tazminata Yönelik İstinaf Başvuruları Bakımından; Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş kazası sonucu oluşan maluliyet nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, normatif dayanak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile Türk Borçlar Yasası’nın 49. ve 56. maddeleridir....
KARAR Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... açısından davanın husumet nedeniyle reddine, maddi tazminat istemlerinin kabulüne, davacı eşin manevi tazminat isteminin kabulüne, davacı çocukların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu olayının kurumca iş kazası olarak kabul edilip edilmediğinin giderek iş kazası sigorta kolundan davacılara Kurum tarafından gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. ... tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısmının tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir....
(Rücuya tabi kısım=Kurumun sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağladığı sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değeri ile varsa geçici iş göremezlik ödemesi tahsislerinin sigortalının kusuruna denk gelen miktarlarının bu tahsislerin toplamından tenzili ile ortaya çıkan değerler.) Somut olayda, davaya konu zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu tartışma konusu değildir. Tartışma konusu olan Kurumun iş kazası sigorta kolundan davacı sigortalıya yaptığı ödemenin tüm peşin sermaye değerinin hesaplanan maddi tazminattan tenzil edilerek neticeye varılmasının doğru olup olmadığı, ayrıca manevi tazminatın miktarına ilişkindir. Yukarıda da belirtildiği üzere iş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Kurum tarafından karşılanmayan maddi zararların karşılanmasına dair davalardır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat SGK'nca karşılanmış ise de, "davacının kusur oranına göre çalışılmayan dönemdeki kaza kaybı ve tedavi gideri olarak, kusur indirimi yapıldıktan sonra 19.815,48 tl nin hesaplandığı anlaşıldığından, taleple bağlı kalınarak 10000,00 TL olarak açılan maddi tazminata" hükmedilmiş ve 15.000,00 TL manevi tazminatın da kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine karar vermiştir. Davacının iş kazası sonucu % 40 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 20, davalı işverenin % 80 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır....