İl Sağlık Müdürü olarak görevlendirildiğini, davalıya İl Sağlık Müdürü olarak görev yaptığı süre zarfında 2003 Kasım-2010 Mayıs döneminde makam ve temsil tazminatı olarak toplam 26.654,38 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin mevzuatta öngörülmeyen hatalı ödeme niteliğinde olduğunu, aylık kapsamına aylık ve ek göstergenin girdiğini, bunun dışında herhangi bir ödeme unsurunun ise bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini bu nedenle ikinci görevle atanan personele makam, temsil veya görev tazminatı ödenmesinin kanuna aykırı olduğunu, davalıya ödenen ve kamu zararı teşkil ettiğini, durumun davalıya 19/06/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, iş bu tebliğe rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek kamu zararı teşkil eden 26654,00 TL' nin zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak idareye verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/548 KARAR NO : 2018/1155 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞARKİKARAAĞAÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2017 NUMARASI : 2016/39E - 2017/305K DAVA KONUSU : İş (Aylık Bağlamaya Esas Göstergenin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı Belediye bünyesinde 14/05/1999 tarihinde geçici işçi statüsünde çalışmaya başladığını, hafta sonları, dini ve milli bayramlar da verilen her işi yaptığını, çalışma ücretinin ödenmediğini, yıllık izin hakkını kullanamadığını, her yıl yapılması gereken 52 günlük ücret tutarındaki ilave tediyenin ödenmediğini, çalıştığı döneme ilişkin ödenmesi gereken yemek ücretinin ödenmediğini, davacının 15/01/2012 tarihinde emeklilik sebebiyle...
Bu bakımdan mahkemece, davacının %40’lık iş gücü kaybını gerektiren bulguların başlangıçta var olup olmadığı (diğer bir deyişle aylık bağlamaya esas alınan raporun gerçek dışı düzenlenmiş olup olmadığı) konusunun üzerinde durulması gerekmektedir....
Mahkemece; davacının yaşlılık aylığının 2000 yılından önce bağlandığı, aylığın bağlandığı dönemde geçerli olan katsayısına göre aylık miktarının hesap edildiği, yapılacak artışlarda aylık TÜFE oranının esas alınması gerektiği, aylık bağlamaya esas hizmetin geçtiği ve tahsis talep edilen dönem itibarı ile yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin uygulandığı, 506 sayılı Yasanın 25.08.1999 tarih 4447 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 61. madde hükümleri uygulanmak sureti ile belirlenen aylığa ve bu aylık miktarına TÜFE oranında artış uygulanarak belirlenen aylığın hesaplama yönteminin usul ve yasaya uygun olduğu, yaşlılık aylığında herhangi bir hata veya noksanlık bulunmağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davacının, davalı işyerinde çalışmaya başlamadan önceki döneme ilişkin çalışmaları nedeniyle yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı, kazanmış ise aylığın bağlanma tarihi ile aylık bağlamaya ilişkin belgelerin Sosyal Güvenlik Kurumundan sorularak, 2-Davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan dosyasının ilgili Kurumdan istenerek, alınacak cevap, belge ve dosya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi Davacı, düzeltilen bu borçlanma tarih aralıklarına göre aylık bağlamaya esas yıllık kazanç dönemlerinin yeniden tespitiyle bağlanmış yaşlılık aylığının buna göre başlangıç tarihinden itibaren yeniden hesaplanması gerektiğinin tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece Mahkemesi'nin 2016/21 esas sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....
Yapılacak İş,davalı Kurumdan davacıya bağlanan ölüm aylığına esas teşkil eden işlemlere ilişkin belgeler getirtilmeli; bilirkişiden Kurumun aylık bağlamaya esas işlemlerinden ayrılma noktaları, hangi hususlardan hata yapıldığı ve sebepleri ve bunların yasal dayanaklarına ilişkin rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vatandaşlarına Aylık Bağlanmasına ilişkin 2022 sayılı Yasa kapsamında aylık bağlanan davacının, eşinin sigortalı çalışmasının bulunduğu gerekçesiyle yersiz ödendiği iddia edilen 3.674,14 TL tahsiline ilişkin gönderilen yersiz ödeme bildiriminin iptali istemine ilişkin olup; Mahkemece,yargılama sırasında Muhakemat İl Müdürlüğünün oluru ile dava konusu alacağın takibinden vazgeçilmiş olması nedeniyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İş Mahkemeleri, 5521 Sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu olan aylıklar, 5510 sayılı Yasa kapsamında bulunan aylıklar niteliğinde olmadığı gibi, sosyal amaçlı aylık bağlamaya yönelik 2022 sayılı Yasadan kaynaklanmaktadır. Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “Kararlara Karşı Başvuru Yolları”nı düzenleyen 45.maddesinin d bendi hükmü gözetildiğinde,dava konusu uyuşmazlıkta idari yargı görevlidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davanın aylık bağlamaya esas göstergenin belirlenmesi davası olduğu, davalının yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunduğu ve yetkili mahkemenin Ankara İş Mahkemeleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, davalı kurumun ikametgahının Ankara olduğu, davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, eldeki dava yönünden mahkememizin yetkisinin bulunmadığı, yetkili ve görevli mahkemenin Ankara İş Mahkemeleri olduğu kanaatine varıldığından mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. " gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....
Davacının, davalı Kurum nezdinde ki sigortalılık şahsi sicil dosyalarının (varsa 4/I-a veya 4/I-b kapsamındaki sigortalılık sicil dosyaları; .....’da geçen yurtdışı sürelerinin borçlanılmasına dair, yurtdışı hizmetlerini gösterir hizmet cetveli, tüm borçlanma belgeleri; davacıya bir yaşlılık aylığı bağlanmış ise, aylık bağlamaya ilişkin tüm kayıt ve belgeleri içerecek şekilde) celbi ile eklendikten sonra, dosyanın incelenmek üzere gönderilmesi için mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.03.2013 günü oybirliği ile karar verildi. .........