WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sendika temsilcisi olan davacının, sözleşmesinin feshi nedeni ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 24. Maddesindeki işyeri sendika temsilcileri için getirilen güvenceden mi yoksa aynı Kanunun 25. Maddesinde belirtilen sendikal tazminattan mı yararlanıp yararlanmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf dava dilekçesinde, sendika temsilcisi iken sözleşmesinin feshedildiği ididasıyla talepte bulunmuştur. İşyeri sendika temsilciliğinin feshe karşı korunması 6356 sayılı Kanunun 24. maddesinde, sendika özgürlüğünün güvencesi, sendika üyeliği veya sendikal faaliyet nedeni ile feshe karşı koruma ise aynı Kanunun 25. Maddesinde ayrı ayrı ele alınmıştır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 24. Maddesi ile sendika temsilcileri için bir takım güvenceler öngörülmüştür....

    Öncelikle davacı işçinin sendika üyesi olup olmadığı, dayanışma aidatı dilekçesi verip vermediği tespit edilmeli, davacı sendika üyesi değil ise Toplu İş sözleşmesindeki artışlardan yararlanma imkanı bulunmadığından ilave tediye hesabı varsa aynı işyerinde çalışan ve sendika üyesi olmayan emsali işçinin ücreti esas alınarak belirlenmeli, bu şekilde emsal işçi yoksa fiilen almakta olduğu ücreti üzerinden hesap yapılmalıdır. Davacı sendika üyesi ise sendikaya üyeliğin işverene bildirildiği tarih öncesinde toplu sözleşmesinden yararlanma imkanı bulunmadığından varsa aynı işyerinde çalışan ve sendika üyesi olmayan emsali işçinin ücreti esas alınmalı, bu şekilde emsal işçi yoksa davacının sendikaya üye olduğu tarihte almakta olduğu ücreti esas alınarak, toplu sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihte yürürlükte olan toplu sözleşmesi hükümleri uygulanmak suretiyle artışlar yapılmalı ve tespit edilen ücretlerine göre davaya konu işçilik alacağı hesaplanmalıdır....

      Öncelikle davacı işçinin sendika üyesi olup olmadığı, dayanışma aidatı dilekçesi verip vermediği tespit edilmeli, davacı sendika üyesi değil ise Toplu İş sözleşmesindeki artışlardan yararlanma imkanı bulunmadığından ilave tediye hesabı varsa aynı işyerinde çalışan ve sendika üyesi olmayan emsali işçinin ücreti esas alınarak belirlenmeli, bu şekilde emsal işçi yoksa fiilen almakta olduğu ücreti üzerinden hesap yapılmalıdır. Davacı sendika üyesi ise sendikaya üyeliğin işverene bildirildiği tarih öncesinde toplu sözleşmesinden yararlanma imkanı bulunmadığından varsa aynı işyerinde çalışan ve sendika üyesi olmayan emsali işçinin ücreti esas alınmalı, bu şekilde emsal işçi yoksa davacının sendikaya üye olduğu tarihte almakta olduğu ücreti esas alınarak, toplu sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihte yürürlükte olan toplu sözleşmesi hükümleri uygulanmak suretiyle artışlar yapılmalı ve tespit edilen ücretlerine göre davaya konu işçilik alacağı hesaplanmalıdır....

        Bakanlığından 2020 yılında yetki belgesi talebinde bulunduğunu ve diğer davalı Bakanlık tarafından da yetki belgesi düzenlendiğini, yapılan itirazların reddolunması üzerine mezkur Sendika adına yetki belgesi düzenlendiğini, davalı Sendika tarafından da yetki belgesine istinaden müvekkili Şirkete ihtarname gönderilerek ilk görüşmenin yapılacağı tarih ve saatin tespitinin yapılması ihtarında bulunulduğunu, davalı Sendikanın bu talebine müvekkili Şirket tarafından olumlu cevap verilmemesi üzerine Sendika tarafından Bursa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne (İl Müdürlüğü) başvuru yapıldığını, İl Müdürlüğü tarafından 13.12.2023 günü, saat 14.00'te toplu sözleşmesi görüşmelerinin başlanılmasına karar verildiğini, ancak müvekkili tarafından ilk toplantıya katılım sağlanmadığını, davalı Sendikanın da altı günü içinde görevli makama başvurması gerekirken yapmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle toplu sözleşmesi yapma yetkisinin düştüğünün tespitine karar verilmesini...

          HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı taraf dava dilekçesi ile davalı Bakanlığın, davalı yerinde yaptığı 14/03/2017 tarihli olumsuz yetki tespiti yazısının iptali ile davacı sendikanın, davalı yerinde yetki tespiti başvuru tarihi (03/03/2017) itibariyle toplu sözleşmesi yapmak üzere çoğunluğu bulunduğunu tespitine karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilerek davalı Bakanlığın olumsuz yetki tespiti işleminin iptaline ve davacı sendikanın başvuru tarihi itibariyle davalı yerinde TİS yapmaya yetkili sendika olduğunun tespitine karar verilmiş, verilen hükme karşı davalı işveren ve davalı Bakanlık istinaf talebinde bulunmuştur....

          Gerekçe: Toplu sözleşmesi yetkisi, toplu sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir.(Günay, Cevdet İlhan: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, Ankara, 2013, s. 942.) 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42. maddesine göre ise “Toplu sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister....

            hükmüne; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun "Sendika Üyeliğinin Kazanılması" başlıklı 14.maddesinde; "Sendikalara üye olmak serbesttir. Kamu görevlileri çalıştıkları işyerinin girdiği hizmet kolunda kurulu bir sendikaya üye olabilirler. Sendikaya üyelik, kamu görevlisinin üç nüsha olarak doldurup imzaladığı üye formu ile sendikaya başvurması ve başvurunun sendika yetkili organınca kabulü ile kazanılır. Üyelik başvurusu, sendika tarafından en çok otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik istemi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir sebep gösterilmeden üyeliği kabul edilmeyen kamu görevlisinin, bu kararın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede dava açma hakkı vardır....

              İlk yetki tespitinden sonra kararın kesinleşmesine kadar geçen 6 yıllık sürede işyerinde dosya davacısı dışında herhangi bir sendika üyesi kalmadığı, sendikadan gelen yazı içeriğine göre, işyerinde yetki tespiti talebinde bulunulduğu 06.04.2016 tarihinde 30 üyenin bulunduğu, yetki tarihinden müzekkere cevap tarihi olan 13.05.2022 tarihine kadar olan süre içinde 33 üyenin sendika üyeliğinden istifa ettiği, 2022 yılı Mart ayında davalı şirkette çalışırken sendikaya üye olan herhangi bir işçinin bulunmadığı, 2022 yılı Nisan ayında ise 15 işçinin sendikaya üye olduğu, ancak bu 15 işçiden 9'unun yine Nisan ayı içerisinde sendika üyeliğinden istifa ettikleri, 5 işçinin akitlerinin ise işveren tarafından feshedilmiş olduğu, davacı tanıklarının anlatımlarında yetki tespitinden sonra durum kendilerine aktarılınca aralarında toplantı yaptıklarını, bu durumları konuştuklarını, işveren yetkililerinin sendika üyeliğinden ayrılmaları konusunda ikna çalışmaları yaptığını, işletme müdürünün işyerinde...

              örgütlenmenin başlangıcında Petrol İş Sendikasına üye olduğunu, sendikal örgütlenme için oluşturulan komitede yer aldığını ve üyesi olduğu Petrol-İş Sendikası kısa sürede TİS yapacak çoğunluğa ulaştığını, Petrol-İş Sendikası 31.01.2017 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan davalı işverenliğin kolunun tespiti ile bu tespitten sonra başvuru tarihi itibarıyla çoğunluk sendikası olduğunun tespiti talebinde bulunduğunu, davalı işverenliğin Petrol İş Sendikasının örgütlü olduğu kolunda olmamasından duyduğu güvenle işyerindeki sendikal örgütlenmeye önceleri kayıtsız kaldığını, ancak Petrol İş Sendikasının anılan işkolu tespit kararına itiraz ettiğini, Gebze 6.İş Mahkemesinin 2017/142 E.sayılı dosyası ile görülen işkolu tespiti itiraz davasında 29/11/2018 tarihinde davalı işyerinin Petrol İş Sendikasının örgütlü olduğu Petro- Kimya işkolunda olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine davalı işverenliğin işyerinde yasa dışı sendikasızlaştırma faaliyetine başladığını, davalı...

              Davacı sendika, davalının işçi alcaklarının tahsili için işvereninine karşı açtığı davanın sendika vekili tarfından takip edildiğini ileri sürerek vekalet ücreti alacağının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanun'un 26/2. Maddesinde: "Kuruluşlar, çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan uyuşmazlıklarda işçi ve işverenleri temsilen; sendikalar, yazılı başvuruları üzerine sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu nedenle açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir..." hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda da bu madde kapsamında davalıdan alınan muvafakatnamelerle sendika vekili tarafından davalının davası takip edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu