Davada dayanılan 15/03/2010 düzenleme tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 13/n maddesinde " Taraflar 10 yıllık sözleşme süresinin ilk 5 yıllık kısmının bitimine en geç 1 ay kala diğer tarafa noter kanalı ile ulaştıracakları yazılı fesih bildirimi ile kira sözleşmesini sona erdirmek hakkına haizdirler. " hükmü yer almaktadır. Davacı tarafından sözleşmenin belirtilen hükmüne göre kiralananın tahliyesi talep edilmiş ise de taşınmazın mağaza olarak kiralandığı, 6098 Sayılı Türk BorçlarKanunu'ndaki düzenlemeye göre çatılı işyeri olduğu anlaşılmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347.maddesinde de konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya verenin ancak on yıllık uzama süresi sonunda bildirim yoluyla kira sözleşmesine son verebileceği belirlenmiştir....
Somut olayda; Taraflar arasındaki 01/02/1994 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi ile '' ......mahalle ..... caddesi .... numaralı '' iş yeri niteliğindeki kiralananın kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Davacı aynı sözleşmeye dayanarak TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda hükmün gerekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 1.2.1994 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli sözleşmeden farklı ve dosyadan bağımsız olan bir sözleşmeden sözedilerek …taraflar arasındaki kira sözleşmesine göre kira süresi dört yıl olup, kira süresinin 01.01.2010 tarihinde başlayıp 31.12.2013 tarihinde sona ereceği gerekçesi ile kiralanan yere ait olmayan .... Mah. .....sok....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, HUMK'nun 8/ll maddesi hükmüne göre kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşı açılacak davalarda görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kiracı tarafından açılan dava taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haklı nedenlerle fesholunduğunun ve sözleşmeden kaynaklanan borcun bulunmadığının tespiti ile zararlarının tazminine ilişkindir....
KARAR Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacının hasılat kira sözleşmesine değil bu sözleşmeye dayalı olarak fabrikada kendisi tarafından üretildiğini iddia ettiği mahcuzlara ilişkin mülkiyet hakkına dayalı olarak istihkak iddiasında bulunduğuna haciz sırasında mahcuzlar üzerinde borçlu şirkete ait etiketlerin görüldüğüne davacı 3. kişi tarafından delil olarak dayanılan hasılat kira sözleşmesinin borcun doğum tarihinden sonra imzalandığının anlaşılmasına tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 6,20 TL'nin temyiz eden 3. kişiden alınmasına, 18.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda yazılı olduğu üzere; sigortacının sorumlu kişi aleyhine açtığı dava, sigortalı kimsenin sorumlu kişiye açtığı dava gibidir, sigortacı halefiyet hakkına dayanarak açtığı rücuen tazminat davasında sigortalının dava açma hakkına dayanacağından ve davacı sigorta şirketinin yerine geçtiği sigortalısı ile davalı arasında kira ilişkisinin bulunması nedeniyle kira sözleşmesinden kaynaklanan davanın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- 6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22.maddeleri gereğince Patnos Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 362/c maddesi, uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
Kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu'nun adi kira hükümlerine tabi olup 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 327. (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 263. ) maddesi gereğince sözleşmede açık ya da örtülü biçimde bir süre belirlenmiş ise, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erecektir. Davalı okul aile birliği de, yönetmelik hükmüne dayanarak yasal dava açma süresi içinde tebliğ ettirdiği ihtarname ile kira süresinin sonu olan 27.04.2012 tarihi itibariyle sözleşmeyi sonlandırdığını bildirmiştir. Her ne kadar sözü edilen yönetmelik gereği okul aile birliğinin tüzel kişiliği bulunmasa da, kira sözleşmesini kiraya veren sıfatı ile imzaladığı gibi, ihtarnameyi de temsilcisi olan Milli Eğitim Bakanlığı adına keşide ettiğinin kabulü gerekir....
Anılan Yasanın 22. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre de kat malikinin 20. madde uyarınca payına düşecek ortak gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatından o malikin bağımsız bölümünde kira sözleşmesine, oturma hakkına veya başka bir nedene dayanarak sürekli bir biçimde yararlananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Buna göre ortak gider ve avansın zamanında ödenmemesi durumunda yönetici veya kat maliklerinden her biri bu alacağı tahsil etmek için ister kat malikine isterse o malikin bağımsız bölümünden (kira sözleşmesine, oturma hakkına veya başka bir nedene dayanarak) yararlanan kişiye karşı ya da her ikisine karşı birlikte icra takibinde bulunabilir ve dava açabilir....
Tarım ve T3 olduğunu, idare tarafından yapılan ihale sonucu müvekkili şirket ile 14/04/2017 başlangıç tarihli 5+24 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, güncel aylık kira bedelinin ise 20.738,60 TL olduğunu, söz konusu mecurun yaz aylarında ve özellikle hafta sonlarında ziyaretçiler tarafından kullanıldığını, kiralama süresi içerisinde pandemi ve orman yangınları gibi mücbir sebepler nedeniyle idarenin aldığı kararlarla 2 yıl üst üste mecurun kullanıma kapatıldığını, yine idarenin aldığı karar nedeniyle tüm Sağlık Bakanlığı çalışanlarına ve T3 çalışanlarına ücretsiz kullanım hakkı tanındığını, tüm bu zorluklara rağmen müvekkili şirketin mecuru sözleşme şartlarına uygun olarak kullandığını, tüm yatırımlarını yaptığını, kira bedelini de eksiksiz olarak ödediğini, sözleşme süresi dolmadan davacı müvekkili tarafından sözleşme süresinin uzatılması için mecurda yapılan yatırım tutarının tespitinin talep etmesi üzerine, davalı İdare Bölge Müdürlüğünce 2022 yılı Eylül ayında sözleşme süresi...
Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesi zorunludur. Davacının bildirdiği bu tarihlere davalı karşı çıkarsa uyuşmazlığın tarafların gösterecekleri tanık dahil bütün deliller toplanarak bir hadise olarak çözüme kavuşturulması gerekir. Olayımıza gelince; Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen yazılı kira sözleşmesinde 01/10/2010 başlangıç tarihinin yanına, bu tarih iptal edilmeden el yazısı ile 1 Ocak 2010 tarihi, sözleşmenin ikinci sahifesinde ise kiracı imzası altına yine el yazısı ile 01/01/2010 tarihi yazılmıştır. Davalı ise davanın süresinde açılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 01/10/2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olduğunu beyan ederek başka bir sözleşme örneğini dosyaya ibraz etmiştir. Mahkemece hükmün gerekçesinde ise, 01/01/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin akdedildiği, kira başlangıcının 01/10/2010 tarihli ve bir yıl süreli olduğu kabul edilmiştir....
Sözleşmenin özel şartlar bölümü 6. maddesinde, sözleşme süresinin bir yıl olup bu sürenin sözleşmenin feshini gerektiren nedenler yoksa en fazla beş yıl süreyle uzatılabileceği, 23. maddesinde yüklenicinin sözleşme süresinin bitiminde 24/10/2012 tarihinde tahliye etmemesi halinde 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75. maddesinin uygulanacağı kararlaştırılmıştır. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca kiralanan taşınmazlarda anılan yasanın 75. Maddesi gereğince kira ilişkisi kira süresinin bitiminde sona erer. Bu nedenle mahkemece kiralananın 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca, bu yasada belirlenen usule göre kiralanıp kiralanmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....