"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.11.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilenler vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü -KARAR- Dava, muris muvazaası ve gizli bağış nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil ile tenkis isteklerine ilişkindir....
Davacı taraf, asıl dava dilekçesinde davalılardan ... adına olan tapu kaydının tamamının iptali ile davacı adına tescili; bu talep yerinde görülmediği takdirde ise alacak isteğinde bulunmuştur. Hüküm incelendiğinde tapu iptal tescil isteği hakkında herhangi bir gerekçe kurulmadığı gibi karar başlığında da davalı taraf olarak sadece eski eş ...'in gösterildiği anlaşılmaktadır. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup; kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükmü göstermelidir (HMK.m.26;297/2). Mahkemece; tapu iptal ve tescil isteği hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu talep hakkında karar verilmemiş olması hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yolsuz tescil hukuksal sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil talepli dava olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde "davalı T3 San ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulü ile, Antalya İli Muratpaşa İlçesi 12378 ada 17 parsel numaralı taşınmazın davalı Karakök İnşaat Şti. adına olan tapu kaydının iptali ile hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" dair verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
a ihale yoluyla satıldığını; ancak, ihalenin iptal edildiğini, bu nedenle taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili isteminde bulunmuştur.Mahkemece asıl davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.Hükmü, asıl dosya davalısı, birleştirlen dosya davacısı Hazine vekili temyiz etmiştir.I- HMK’nın 165. maddesine göre; bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.II- 4706 sayılı yasanın 5. maddesinin 6. fıkrasında; ''Belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup, Bakanlıkça tespit edilen, Hazineye ait taşınmazlardan, 19.07.2003 tarihinden önce üzerinde yapılanma olanlar; Hazine adına tescil tarihine bakılmaksızın öncelikle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak miras bırakanları baba Recep Çoban’ın, 432 ada, 61 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğlu ...’a tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte bedelsiz temlik yapılığını, tapu kaydının iptali amacıyla Edirne Asliye 1. Hukuk Mahkemesine açılan 2009/123 Esas sayılı dosyada taşınmaz üzerine tedbir konulmamasından yararlanılarak diğer davalı ... İşkurt’a devredildiğini, anılan kişinin ...’ın damadının yakın arkadaşı olduğunu, açılan davayı sonuçsuz bırakmak amacına yönelik muvazaalı devir yapıldığını ileri sürerek, tapu kaydının miras payı oranında iptal ve tescili olmadığı takdirde taşınmaz bedelinden miras payına karşılık 7.250,00.-TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, birleşen davanın ise reddini istemişlerdir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre; icap ederse, kazandırma işleminde saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif ve subjektif unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanun'un 565. maddesinin 1, 2 ve 3. bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis hükümleri uygulanırken Medeni Kanun'un 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561. maddesinde yer alan mahfuz hissesinden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, vasiyetçi, düzenlediği vasiyetnamesi ile gayrimenkullerinden birini davalılara vasiyet ederek, ölüme bağlı tasarrufta bulunmuştur. TMK'nın 560/1. maddesine göre "Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler." Aynı Kanun'un 561/1. maddesine göre ise; "Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur" hükmüne amirdir. Mahkemece; murisin vasiyetname ile yaptığı tasarrufun, sağlararası bir tasarruf olmayıp, ölüme bağlı bir tasarruf olduğu ve mutlak tenkise tabi olduğu gözetilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı ... 1472(3023) parsel sayılı taşınmazın 2782.81 m²'lik kısmının Devletin Hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde Belediyesi tarafından adına ihdasen tescil edildiğini, çekişme konusu taşınmaz ile ilgili olarak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini, kayıtların yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek, tapu iptal tescil ve kayıtların eski hale iadesinin sağlanmasına karar verilmesin istemiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, "davalı ... Belediyesinin taraf sıfatı kalmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar yönünden çekişme konusu taşınmazla ilgili olarak Belediyesinin yaptığı imar işleminin ayakta olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nin 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır....
Bayırı Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı, daha sonra 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldığı anlaşıldığına, 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması sonucu orman dışına çıkartılan yerlerde tapu kaydına değer verilebilmesi için dayanılan tapu kaydının orman kadastrosunun kesinleşmesinden önce oluşması, orman kadastrosunun itirazsız kesinleşmesi ve tapu kaydının 4785 Sayılı Yasa karşısında geçerliliğini sürdürmesinin gerekli olduğu, somut olayda; davacının tutunduğu tapu kaydının, çekişmeli yerin kesinleşen orman kadastrosu içinde iken başka bir anlatımla, orman olan yer için oluşturulduğuna, 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi uygulamasında bu tapu kaydına değer verilemeyeceğine, davalı kişinin tutunduğu tapu kaydının 1943 orman tahdidi ile orman olarak sınırlandırılan alan için oluşturulup hukuki değeri olmadığına, tapu kaydının çekişmeli taşınmaz, kesinleşen ve tapuya tescil edilen orman kadastro sınırları içinde iken 2510 Sayılı Yasa uyarınca iskan...