WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı, davalı borçlunun borcu ödememesi üzerine hakkında icra takibi yapıldığını ve bu takibe itiraz edildiğini bu nedenle borçlunun itirazın iptali ile takibin devamı ve %40 oranın icra inkâr tazminatı verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve faiz oranı BK. 161/son gereğince %3 e indirilerek bu miktar üzerinden takibin devamına hükmedilmiş. Karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. Mahkemece faiz oranının fahiş olduğu gerekçesiyle BK. 161/son hükmü nazara alınarak tenkise tabi tutulmuş ise de sözleşmede kararlaştırılan faiz oranı cezai şart olarak değerlendirilemez. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmedeki faiz oranının yüksekliği olgusu 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6. ve Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik hükümleri nazara alınarak mahkemece denetlemeye tabi olabilecektir....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, vesayet altında bulunan davalının sebebiyet verdiği orman yangını nedeniyle oluşan ağaçlandırma ve yangın söndürme giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, akıl hastası olan davalının cezai ehliyetinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davalının akıl hastası olması nedeniyle BK’ nun 54.maddesinde düzenlenen hakkaniyet sorumluluğu yönünden tazminatı karşılayabilecek malvarlığının bulunup bulunmadığının araştırılarak; sorumluluğu gerekip gerekmediğinin denetime elverişli biçimde irdelenmesi ve tazminat miktarının takdir edilmesi gerekmektedir.Ne var ki mahkemece; bu yönde hiç bir araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi BK’ nun 54. maddesi de tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın...

      O halde mahkemece, hatır taşıması savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK.’nun 43. maddesi (TBK.'nun md.51) hükmünce tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı hususunun tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-Öte yandan, davalı vekili olayda desteğin müterafik kusurunun bulunduğunu da savunmuş olup, desteğin kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı, ölüm nedeninin kafa ve göğüs travması, göğüs içi organ yaralanması ve beyin kanaması olduğu sabittir....

        Davacı Kurum, yersiz ödenen ölüm aylıkların tahsili için yürütülen takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir....

          Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı BK'nın 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup;"Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 6098 sayılı BK'nın 53/3.(818 sayılı BK madde 45/II) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir....

            Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 6098 sayılı BK'nın 53/3.(818 sayılı BK madde 45/II) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 53.(818 sayılı BK madde 45) maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür....

              Temyize konu dava hizmet akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedilmesi nedeniyle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ikramiye alacağı, yıpranma tazminatı ve fazla mesai alacaklarına ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan 30/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda 818 sayılı Borçlar Kanununda kıdem tazminatının düzenlenmediği ancak kanunun 345. maddesi uyarınca kıyasen davacı işçi yönünden de kıdem tazminatı tutarında bir tazminatın verilebileceğinin belirtilmesine rağmen mahkemece 500 TL kıdem tazminatı yönünden hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca; mahkemece davacının kıdem tazminatı yönündeki taleplerinin 818 sayılı Borçlar Kanunu 345. maddesi gereğince muhik tazminat olarak değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ölüm nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Bilişim Taş. Tur. Gıda İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; 26.07.2013 tarihinde sürücüsü ... olan ... Bilişim Taş. Tur. Gıda İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adına tescilli ve davalı ...Ş'nin ZMMS sigortacısı olduğu otobüs ile sürücü müteveffa ...'nın motosikletinin karıştığı kaza sonucunda sürücü ...'...

                  Destekten yoksun kalma tazminatı, BK.'nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 E-411 K, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 E- 2012/92 K., HGK.nun 16.01.2013 gün ve 2013/17-1491 E- 2013/74 K. sayılı ilamları uyarınca zorunlu mali sorumluluk sigortacısı yönünden sorumluluk kabul edilmiş olup anılan sorumluluğun davacı taraf aracının ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı yönünden bağlayıcılığı yoktur. Somut olayda, davacılar, çift taraflı trafik kazasında vefat eden ve tam ve asli kusuru ile kazaya sebep olan desteğin anne ve babası olup, desteğin sürücüsü bulunduğu aracın trafik sigorta limiti üzerinde kalan bakiye zararlarının, desteğin kullandığı aracın ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı tarafından karşılanmasını talep etmektedirler....

                    (TBK. m. 149(818.BK.128). Türk Borçlar Kanununun 117 inci maddesi uyarınca, borcun muaccel olması, ifa zamanının gelmiş olmasını ifade eder. Borcun ifası henüz istenemiyorsa muaccel bir borçtan da söz edilemez. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 151 inci maddesinde zamanaşımının nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu maddenin birinci fıkrası, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu anda başlayacağı kuralını getirmiştir(818 sayılı BK.128). Aynı yönde düzenleme 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 151 inci maddesinde yer almaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 152. maddesi gereğince, asıl alacak zaman aşımına uğradığında faiz ve diğer ek haklar da zamanaşımına, uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur(818 sayılı BK.131). Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesi (818 Sayılı BK 133/2) uyarınca, alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir....

                      UYAP Entegrasyonu