Mahkemece, SSK'dan ölüm aylığı bağlanması isteminin yapıldığı 7.4.2007 tarihinde 506 sayılı Kanun'a göre 842 gün, 26.12.2007 tarihinde ödenen askerlik borçlanması 61 gün olmak üzere toplam 903 gün prim ödeme gün sayısı olduğu nazara alınarak 12.12.2006 tarihli 5561 sayılı Kanun'la değişik 506 sayılı Kanun'un66. maddesine göre " 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödemiş durumda olan hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanacağı" hükmü öngörülmüş olmasına göre, davacıya 506 sayılı Kanun'a göre ölüm aylığı bağlanması gerekirken 5510 sayılı Kanun'a göre ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş olması ve infazda tereddüt uyundıracak şekilde hüküm yerinde aylık başlangıç tarihinin gösterilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davacı vekili, davacı adına Adana Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na ölüm aylığı bağlanması talep edildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davacının talebini kabul etttiğini, fakat sadece davacıya 3.745,00 TL ödeme yaptığını, başka da ödeme yapmadığını, Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün cevabi yazısı ve davacıya yapılmış olan ödemelere ait dekont ekte sunulduğunu, Mahkemece eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle kararının bozulmasını talep etmiştir. V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Dava, davacının 15.06.2006 tarihinde vefat eden eşi ... ...’den dolayı ölüm aylığına müstehak bulunduğu ve bu sebeple de kendisine ölüm tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir....
Bakkallar ve Bayiler Odası kaydında sahtecilik yapılarak haksız sigortalılık kazanıldığı gerekçesiyle iptal edilen sigortalılık ile yaşlılık ve ölüm aylıklarına bağlı olarak yersiz ödenen sağlık yardımlarının tahsili istemine ilişkin davada; davacının muris eşi ...’in oda kaydının kısmen sahte olduğu iddiasıyla iptal edilen sigortalı süreleri dışında kalan sürelerin davacıya ölüm aylığı bağlanması için yeterli olması nedeniyle yargılamanın devamı sırasında, 01.07.1993 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlandığının, dolayısıyla sağlık yardımlarına hak kazandığının ve davaya konu 12.06.2001 – 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönemde davacıya yapılan sağlık yardımlarının yersiz olmadığının anlaşılması karşısında, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 29.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının, muris oğluna ilişkin olarak 271 gün askerlik borçlanması yapıp bedelini 11.09.2008 tarihinde ödemesi üzerine de, ödemeyi takiben 01.10.2008 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasanın 66/C maddesine göre ölüm aylığı bağlanıp 18.10.2010 tarihine kadar 13.561,52 TL ödeme yapılmıştır. Kurum, daha sonra iş kazası geliri bağlanması gerekirken sehven ölüm aylığı bağlandığını gerekçe göstererek, ölüm aylığını başlangıç tarihi itibariyle iptal etmiş, bu defa 15.05.2008 tarihi itibariyle iş kazası geliri bağlayıp 15.05.2008-18.10.2010 arası dönemde hakkedilen 10.598,41 TL gelir tutarını ölüm aylığı nedeniyle yersiz ödenen 13.561,52 TL’ye mahsup ederek bakiye 2.963,11 TL yersiz ödemenin iadesini istemiştir....
Hukuk Dairesi No : Dava, boşanılan eşle birlikte yaşamın devam ettiği gerekçesiyle ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile kesildiği tarihten itibaren yeniden ölüm aylığı bağlanarak yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babasından ölüm aylığı bağlanması için 28.12.2021 tarihinde davalı kuruma başvuruda bulunduğu, başvuru içeriğinde de müvekkilinin eşinin 06.11.2021 tarihinde vefat ettiği, babasının 24.06.2016 tarihinde vefat ettiği ve babasının emekli maaşının kendisine ölüm aylığı olarak bağlanmasına yönelik olduğu, Denizli Sosyal Güvenlik Merkezi'ne yapılan başvuruya ilişkin olarak Denizli Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından verilen cevapta "Babanız ...'ün sigortalılığı kapsamında ölüm aylığı talebinde bulunduğunuz görülmüştür....
Ayrıca davacının talebi eşinin 1 yıllık askerlik süresinin kabul edilmesi durumunda 900 gün üzerinde çalışma gün sayısı olacağından ... kapsamındaki sigortalılık süresine göre aylık bağlanmasına yönelik olduğundan davacının ölüm aylığı koşullarının bu duruma göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı murisinin ölüm tarihi olan 05/06/2013 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın “Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 32/2-a maddesinde, Ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda, davacının murisi ...'...
D... 14.04.1990 tarihinde vefat ettiği, her ikisinin de 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı aldıkları, davacıya 23.01.1994 tarihinde eşinden dolayı ölüm aylığı bağlandığı, 24.02.2014 tarihinde babasından dolayı ölüm aylığı bağlanması talebinde bulunduğu, Kurumun ise talebi reddettiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 68/VI. maddesi hükmüne göre, babasından ölüm aylığı alan kız çocuğunun evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanması halinde bu aylıklardan fazla olanı ödenecektir....
Bu bakımından, eldeki davada, Mahkemece, zamanaşımına ilişkin hükümlerin resen gözetilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, davacının ölüm aylığı tahsis talep tarihinin 25.06.2013 oluşu, 15.06.2006-24.07.2008 tarihleri arasındaki dönem yönünden ölüm aylığı talep edildiği ve 5510 sayılı Kanunun 97. maddesinde yer alan “...ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağına...” ilişkin hüküm gözetildiğinde, somut olayda 5 yıllık zamanaşımının, talep konusu sürenin bir kısmına tekabül eden 25.06.2008-24.07.2008 tarihleri arasındaki dönem yönünden gerçekleşmediği belirgindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 27/06/2002 tarihinden itibaren ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum'un tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, davacının SSK'na tabi sigortalı iken 27.06.2002 tarihinde ölen oğlundan dolayı 27.06.2002 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davacıya 01.08.2011 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmiştir....