Adli Tıp İhtisas Kurulunun 23/08/2017 tarihli ve 4001 karar sayılı raporunda müteveffanın ölüm sebebinin doğal ölüm olarak değerlendirildiği görülmüş ise de; Maktulün, askerlik görevini ifa etmekte iken askeri aracın takla atması sonucu yaralanmasından dolayı 28/02/2017 tarihinde Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatarak tedavi görmeye başladığı ve 18/03/2017 tarihinde taburcu edilmesi üzerine aynı gün saat: 22.00 sıralarında Balıkesir ilinin Akçay ilçesine gelerek arkadaşı... ile birlikte gece konaklamak için ablasının ikametine gittiği, 19/03/2017 günü 05.30-06.00 sıralarında duş almak için girdiği banyoda anlaşılamayan bir nedenle vefat ettiği somut olayda, müteveffanın olay tarihinde henüz 20 yaşında olduğu ve bu yaştaki doğal ölümün hayatın olağan akışına aykırı kaldığı, adli raporda ölümün doğal ölüm olarak belirtilmesine karşın ölümün sebebinin belirtilmediği, bu şekliyle de maddi gerçeğin ortaya çıktığının söylenemeyeceği, maktulün geçirmiş olduğu trafik kazasına ilişkin...
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilememesi halinde taşınmazlar üzerinde keşif yapılmak suretiyle taşınmazların evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp tanık olarak dinlenilmeli, taşınmazları kullanan kişiler varsa kimliği açık bir şekilde belirlenerek, taşınmazların maliki muris Hacı Ahmet ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmeli, murisin adres ve kimlik bilgileri araştırılmalı, nüfus kayıtları Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden sorulmalıdır....
Kadastro tespiti esnasında bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıkları ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmeli, hayatta olduklarının anlaşılması halinde yeniden yapılacak keşifte tanık olarak beyanlarına başvurulmalıdır. Bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak dinlenilmelidir. 09.05.2015 günü keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler de tekrar dinlenilerek, taşınmazı kullanan kişilerin kimliği açık bir şekilde belirlenerek, taşınmaz hissedarı muris ... oğlu ... ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir....
Davalının Cevabı : Davalı vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın mükerrer olarak açıldığını, müteveffanın başka işyerlerinde de çalışmalarının olduğunu, ölümün başka iş yerlerindeki kötü çalışma koşullarından doğduğunu, Kurumun gerekli önlemleri yaptığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, ölümün meslek hastalığı sonucu gerçekleşmediğini, davacıların destekten yoksun kaldıkları iddiasının gerçek olmadığını, istenen manevi tazminat miktarlarının çok fazla olduğunu beyan ederek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesinin Gerekçesi ve Kararı : İlk derece Mahkemesi tarafından kararda belirtilen gerekçelerle; davacı eşin maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacı ...'ın maddi tazminat talebinin reddine, davacı ..., Döndü, ... ve ...'nın manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Bu itibarla, sanık hakkındaki direnme kararına konu hükmün, gerekli araştırmanın mahallinde yapılıp ölümün Yerel Mahkemece tespiti ile sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.11.2013 tarihli ve 618-726 sayılı direnme kararına konu hükmünün, güncel nüfus kayıt örneğinde sanığın, direnme kararından sonra 23.07.2018 tarihinde öldüğü bilgisinin yer alması karşısında, bu konuda gerekli araştırmanın mahallinde yapılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 11.03.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi....
Bu itibarla, sanık hakkındaki direnme hükmünün, gerekli araştırmanın mahallinde yapılıp ölümün yerel mahkemece tespiti ile sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nun 64 ve 5271 sayılı CMK'nun 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- ... İcra Ceza Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı direnme hükmünün, sanığın direnme kararından sonra 04.04.2015 tarihinde öldüğü belirtildiğinden gerekli araştırmanın mahallinde yapılıp ölümün yerel mahkemece tespiti ile sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nun 64 ve 5271 sayılı CMK'nun 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.02.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi....
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre sanığın 04/08/2021 tarihinde öldüğünün, anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, TCK'nın 64. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanığın 08/08/2018 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanık hakkında açılan kamu davalarının TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, başkaca yönleri incelenmeksizin. tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : Beraat Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, katılanın kendisinde mevcut kalp damar hastalığının kaza sonrasında aktive olmasından ileri gelmesi ve söz konusu kaza ile ölümün doğrudan gerçekleşmediği ve olayda uygun illiyet bağı bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin kusura, illiyet bağına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 09/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içeriği ile toplanan delillerden; T3 07.12.2020 tarihli yazılarında, davacının talebi doğrultusunda yapılan ölüm araştırması sonucunda Firdevs’in 1958 yılında öldüğünün bildirildiği, ancak yapılan incelemeler neticesinde Firdevs Seylan’ın başvurusu doğrultusunda 06.03.2009 tarihinde nüfus cüzdanı düzenlendiği görüldüğünden ölümünün tescilinin yapılamadığını, ölümün tespiti ile tescili kararının alınması halinde işlemlerin yapılacağının bildirildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nin 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmakla birlikte, kamu düzenine aykırılık halleri bu hükmün istisnasıdır ve bölge adliye mahkemesince resen gözetilmesi gerekir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın reddine hükmolunmuş ise de bu karara katılabilme olanağı bulunmamaktadır....